MHP Lideri Devlet Bahçeli, geçtiğimiz salı günü yaptığı grup konuşmasında haftalık gelişmeleri yorumlarken sözleri her zaman olduğu gibi devlet ve tarih şuuru dersi içeriyordu.

Türkiye dış politikada belli küresel paradigmalarla boğuşmaktayken başına gelen afetlere, kazalara, saldırılara birlik ve beraberlik içinde göğüs germeyi bilmiştir.

Devletin dirliği ve milletimizin birliği ile he türlü zorluğun üstesinden gelinir: Bu tarihen sabit bir gerçektir. Ancak bu mücadele zemininde hiç şüphesiz "karanlığa saklanıp taş atanlar" da mevcuttur.

Karanlığa saklanıp taş atmak!

Tabir Bilge Lider Devlet Bahçeli'nindir: Nitekim, grup konuşmasının depremle ilgili bölümünde "karanlığa saklanıp taş atanlara" dikkat çekerken, devletin sürekliliği kavramını yeniden hatırlatmıştır.

Zira karanlıkta taş atmayı siyaset zannedenler kayıkçı kavgası yapmak isterlerken, devletin sürekliliğini göz ardı etmekte ısrarcıdırlar.

Bilinir gerçektir: Devlette süreklilik esastır.

Hükümetler değişse de devlet değişmez ve kamu otoritesinin ruhu tarihseldir.

Kimileri cumhuriyetle, kimileri de Osmanlı ile  irtibatlandırdıkları devleti kafalarına göre yorumlamakta ve işin tuhaf yanı bu anlayışı tribünal bir kampanyaya dönüştürmektedirler.

Karanlığa saklanıp taş atanların niyetleri barizdir ancak bu bariz niyetin öncelikle devlet felsefesi konusunda tarih dersine ihtiyacı bulunmaktadır.

Bu konuda okurlar mı bilmem ama Bahattin Ögel'in "Türklerde Devlet Anlayışı", Aydın Taneri'nin "Türk Devlet Geleneği", Osman Turan'ın "Türk Cihan Hakimiyeti" eserlerini gözden geçirmelerine ihtiyaç vardır.

Ayrıca bu dar siyaset anlayışının, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin ortaya koyduğu duruşu takip etmeleri bile yeterlidir. Zira devlet sadece kurumlarda  değil aynı zamanda devletluların tavır ve duruşlarında da temsil edilir.

Bilge Lider Devlet Bahçeli, devletin sürekliliği ve ayniliği noktasındaki kararlılığını her hal ve şartta göstermekte, devletin birliğini ve Türk milletinin biricik varlığını siyasette hakim kılma mücadelesinden taviz vermemektedir.

Çünkü devlet, Türk milletinin tarihteki yürüyüşüdür.

Ve en az bin yıllık bir maziye sahiptir.

Siyaset birilerine politik manevralar sanatı gibi gözükebilir ama devlet siyaseti, maziyi geleceğe taşımak esası üzerine kuruludur.

Nitekim Lider Devlet Bahçeli'nin şu sözleri siyaset duvarına altın harflerle yazılıp, asılmalıdır:

Bilinmelidir ki, Türk milleti ne 1999'da çöktü ne de 2020'de zaafa uğradı. Devlet aynıdır, ruh aynıdır, fıtrat aynıdır.

Devletin çöktüğünü iddia etmek, günü kurtarmak maksadıyla yapılıyor ise bu üne de hakaret demektir. Zira Türk devleti günlerle, yıllarla, dönemlerle ifade edilmeyecek, takvimlere sığmayacak kadar tarihin içinden gelen bir ruhun ete kemiğe bürünmüş halidir. Dünü kötüleyerek bugünü parlatmak kampanyası terk edilmelidir.

Devlet Bahçeli'nin belirttiği gibi, "Dün de, bugün de Türk devleti muktedirdir!"

Devletin dirliği yolunda çaba sarf eden her bir devlet adamı azizdir, kıymetlidir.

Karanlığa saklanıp taş atmak, en az deprem kadar tahrip edici bir davranıştır.