MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, seçim öncesinde EYT’lilere destek verdiğini ve EYT’lilere kardeşim diye hitap ederek ‘’ ’EYT’li kardeşlerimizin mağduriyetliklerini gidereceğiz’’ demişti. Bu konuşmasını seçim öncesi 26 Mayıs 2018 yılında milyonlarca vatandaşa seçim vaadi olarak söz vermişti.
Bilindiği üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) hakkında ‘’Erken emeklilik ülkeyi batırır’’ diyerek, İskandinavya ülkelerini örnek vermişti. Halbuki İskandinavya ülkeleri arasında kişi başına 81 bin 600 Dolar ile Norveç, 54 bin 400 dolar ile İsveç, 60 bin 900 dolar ile Danimarka ve 49 bin 800 dolar ile Finlandiya bulunuyor. Türkiye’nin ise kişi başına düşen gelir sadece 9 bin 400 dolar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın EYT konusunda neden bu ülkeleri örnek gösterdiği henüz bilinmiyor ama, Dünya’nın en mutlu 10 ülkesi listesinde İskandinavya ülkeleri gösteriliyor.
Sanırım Devlet Bahçeli’de İskandinavya ülkelerinin battığını ve Dünya’nın en mutsuz ülkeleri olduğunu zannedecek ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın EYT’liler hakkında söylemiş olduğu açıklamalarına destek verdiğini söyledi. Bahçeli, kendisine yöneltilen EYT sorusuna ”Hükümetin tavrını destekliyoruz. Türkiye açısından isabetli” cevabını verdi
Peki Erdoğan EYT’liler hakkında ne demişti?
ERDOĞAN’IN EYT’LİLER HAKKINDA Kİ KONUŞMASI
“Tutturmuş bir EYT, erken emeklilik. İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı. Bizim ülkenin başına da bu erken emekliliği dolayanlar bunun bedelini ödediler. Niçin erken emeklilik? Bırakalım ne zaman emekli olması gerekiyorsa o zaman emekli olsun ve parasını alsın. Erken emekli olduğu zaman ideal ücreti alamayacak hem de ikinci bir iş aramak suretiyle ikinci iş ile işsizliğe öncü olacak. SGK sistemimizin çökmesini istemelerinin tek sebebi kaos ortamından kendilerine siyasi rant devşirme hesabıdır.
Biz bunu yapmayacağız. Arkadaşlarıma söylüyorum. Beni bu yola asla teşvik etmeyin. Milletimin zararına olan bir şeye asla yokum. Seçim kaybetsek de yokum. Bütün dünya bizim sistemimizi kendine uyarlamaya çalışıyor, bizdeki bazı köhne zihniyetler sistemi çökertmek için hinlik peşinde koşuyor.” İfadelerini kullandı.
Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan bu söylediklerinde gerçekten haklı mıydı? Bu sorunun cevabı olarak, özellikle sosyal medya üzerinden, İskandinavya ülkeleri ile Türkiye karşılaştırıldı…
Tartışma büyüyünce haliyle bir İskandinav ülkeleri ve Türkiye karşılaştırması da kaçınılmaz oldu. Mesela kişi başı milli gelirden tutun da diğer istatistiklere, Türkiye’yi de dahil ederek şöyle bir bakalım.
Bu senenin başında hazırlanan Dünya Mutluluk Raporu’nda ise ilk sırada yine bir İskandinav ülkesi olan Finlandiya var. Peki 159 ülkeden Türkiye kaçıncı dersiniz? Hemen söyleyelim: 79.
İlk 10’a yerleşen ülkelerin hepsinde 6 anahtar kural gözlenmiş; gelir, sağlıklı yaşam, sosyal destek, özgürlük, güven ve cömertlik.
Yeşil renk ile işaretlenmiş bölgeler en mutlular iken, kırmızı olanlar ise dünyanın en mutsuz ülkeleri olarak belirlenmiş. Gördüğünüz gibi yeşil renklerin çoğu yine İskandinav ülkeleri.
Eğitim sistemi olarak tüm dünyaya örnek gösterilen modeli uygulayan ülke hangisi dersiniz? Evet, yine bir İskandinav ülkesi olan Finlandiya ile karşı karşıyayız.
Klasik eğitimden vazgeçip disiplinlerarası eğitimi uygulamaya başlayan Finlandiya, tüm dünyada inanılmaz bir ilke imza atmış durumda. Bakış açıları ise tamamen şu sözlerle belli:
“1900’lü yılların başında tasarlanan ve o zamanlar faydalı olan eski moda bir anlayış ile okullarda eğitim veriyoruz. Oysa günümüzde ihtiyaçlar aynı değil. Dolayısıyla 21. yüzyıl için uygun bir eğitim modeli lazım.”
Keza Norveç’te de rekabetten uzak, eşitlikçi ve kapsayıcılığa dayalı bir eğitim sistemi vardır. Mesela 8. sınıfa kadar öğrenciler sınava tâbi tutulmaz ya da ailelerine hangi öğrencinin daha çalışkan olduğu gibi örnekler verilmez.
Daha ilginç bir detay da şu: Eğer okul, öğrencinin evine 2 km’den uzaksa devlet, çocuğun yol parasını karşılıyor. Aynı şekilde eğer öğrencinin yürümesine engel bir rahatsızlığı oluştuysa, devlet öğrencinin ulaşımını araçla sağlıyor. İlginç değil mi?
Bizde ise her sene değişen eğitim sistemi, özellikle kırsal bölgelerde okula gidebilen çocuk sayısı ve öğrencilerin gelir durumlarıyla ilgili dramatik tablolar var.
