GİRİŞ

Kambiyo senediyle gerçeklşetirilen hukuki işlemler neticesinde farklı düzenlemeler meydana gelir. Bu duruma neden olan olaylardan biri de takibe ilişkin hususlarda ön plana çıkar. Kambiyo senetlerine özgü bir durum olan tedavül yeteneği ve mücerretlik uyarınca ve konusunun paraya ilişkin olması sebebiyle diğer takip yollarından farklı ve kendine özgü bir takip alanı mevcuttur. Niteliği itibariyle göstermiş olduğu farklılıklardan ve daha çok ticari alana ilişkin olduğundan dolayı Türk Ticaret Kanunu, Türk Medeni Kanun ve Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmektedir. Takibe ilişkin düzenlemeler ise İcra İflas Kanunu’nda yer verilmiş olup, diğer takip yollarından farklılıklar göstermesi nedeniyle de farklı düzenlemelere tabi olmuştur.

Alacak her ne kadar kambiyo senedine ilişkin olsa da, kimi durumlarda yalnızca kambiyo senetlerine özgü takip yoluna başvurmaya gerek yoktur. Borçluya iflasa ilişkin hükümler uygulandığında seçimlik bir durum ortaya çıkar ve alacaklı talep ederse kambiyo senetlerine özgü takip yoluna başvuracağı gibi dilerse de iflas ya da haciz yollarına başvurması mümkün olur.

Çalışmanın ilk bölümünde, kambiyo senetlerine özgü takibin ne tür şartlar taşıdığına değinilmiş olup, alacağın dayanağı ve rehne başvurma zorunluluğunun olup olmadığı değerlendirilmiştir. Bunun yanı sıra kambiyo senetlerine özgü takip yollarının diğer takip yollarından ne gibi farklılıkları olduğuna değinilmiş ve bu takibe ilişkin İcra İflas Kanunu’nda yer alan şartların neler olduğu göz önünde bulundurulmuştur. Çalışmanın ikinci bölümünde ise takibe ilişkin durumlardan ödeme emri ve ödeme emrine itirazın ne şekilde olduğuna değinilmiştir. Ayrıca bu yola özgü takiplerde, takibe ilişkin yaşanan sorunlarda şikayete ilişkin durumların ne şekilde olduğu belirtilmiş ve uygulama bulan diğer hükümlerden bahsedilmiştir.

BİRİNCİ BÖLÜM

TAKİBE İLİŞKİN ŞARTLAR

I. TAKİBE İLİŞKİN ŞARTLAR

1. Alacağın Dayanağı ve Rehne Başvurma

Kambiyo senetlerine ilişkin takip yollarına başvurulabilmesi için alacağın İcra İflas Kanunu’nun 167. maddesinde belirtildiği üzere[1] kambiyo senedine dayanması gerekir. Bu takip yolunun kambiyo senetlerine ilişkin olduğuna yönelik verilen kararda[2], kanunda yer verilen bu düzenlemenin yalnızca kambiyo senetlerine özgü olduğu görülmektedir.

Takibe ilişkin olarak dikkat edilecek ilk husus, senedin bir kambiyo senedi olup olmadığına ilişkin yapılan değerlendirmedir. Eğer ki senet, kambiyo senedi ise bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda yer verilen geçerli unsurlara haiz olup olmadığı değerlendirilir ki, takibe konu edilip edilemeyeceğine bu şekilde karar verilir. Kanunda belirtilen zorunlu unsurlardan birini ya da birkaçını taşımayan bir kambiyo senedi geçerli bir kambiyo senedi sayılmaz ve bu nedenle de kambiyo senetlerine özgü takip yollarına başvurulması da mümkün olmaz[3]. Kambiyo senetlerine ilişkin takip yapılabilmesi için, alacağın dayanağı bir kanunda belirtilen zorunlu unsurları taşıyan bir kambiyo senedi olması gerekir. Bu nedenle gerekli geçerlilik şartlarının takibin başlatılmasından önce değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumun sonucunda, kambiyo senedinin geçerlilik şartlarını taşıdığına ilişkin kanaat getirilirse, borçluya ödeme emri gönderir[4].

Kambiyo senetlerine özgü takip yollarında göz önünde bulundurulması gereken bir diğer husus ise rehne başvurmaya ilişkindir. İİK gereğince, bir alacak rehinle temin edilmiş olsa ve borçlu iflasa tabi borçlu olsa da, alacak kambiyo senedine dayandığından dolayı rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurulması mümkündür[5]. Rehnin tutarının yetmediği durumlara ilişkin İİK 45 uyarınca haciz yoluyla takip yapılması da mümkündür[6].

Alacağın kambiyo senedine dayandığı durumlarda, alacak rehinle temin edilse dahi rehne başvurmadan doğrudan kambiyo senetlerine özgü takip yoluna başvurulması mümkündür[7]. Bu nedenle, alacaklının alacağı kambiyo senedine dayanıyosa, aynı alacağa ilişkin farklı takip yollarına başvurulmasına herhangi bir engel bulunmamaktadır[8]. Alacaklının takibi kambiyo senedine ilişkin olduğu hallerde bu alacaklının rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe başvurabileceği gibi aynı zamanda da kambiyo senetlerine özgü haciz yoluna başvurması da mümkün olur, bu seçim alacaklıya aittir.

2. Diğer Takip Yollarından Farkı

Kambiyo senetlerine özgü takip yollarının diğer takip yollarından farklılıkları mevcuttur. Bu farklılıklardan ilki takip talebi ve ödeme emrinin kesinleşmesine ilişkin olup, takibin başladığı andan itibaren takipler arasında farklı düzenlemelerin olduğu görülmektedir. Ancak bu aşamadan sonra gerçekleştirilen hacze ilişkin hükümler ve paraya çevirme işlemleri ve paranın paylaştırılmasına ilişkin hükümler diğer takip yollarıyla aynıdır. Esas olarak iki takip arasındaki fark takip talebine ilişkindir[9]. Çünkü kambiyo senetlerinde takibe ilişkin talep belirlidir ve doğrudan kambiyo senedine dayanır. Buna karşın, genel haciz yoluyla takibe bakıldığında, takip talebinin paraya veya teminata ilişkin olması takip talebinin hazırlanması için yeterlidir.

Kambiyo senetlerine özgü takip yolunu diğer takip yollarından ayıran bir diğer mesele ise, takibin açıldığı sırada yapılan incelemedir. Bu takip talebine başvurulduğunda kambiyo senedinin geçerliliğine ilişkin kanunda yer verilen hükümlere bakılır. Genel haciz yoluyla takip yoluna başvurulduğunda yapılan inceleme şekli unsurlar açısından gerçekleştirilir[10].

İki takip arasındaki farklılıklar neticesinde de şikayet yoluna başvurulması farklı usullerde ortaya çıkar. Aynı zamanda da genel haciz yoluyla gerçekleştirilen takiplerde takip durmasına karşın, kambiyo senetlerine özgü takip yollarında yapılan itirazlar takibi durdurmaz, yalnızca satışı ve satışa ilişkin diğer işlemleri durdurur[11]. Takip durduktan sonra takibe kalındığı yerden devam etme yükümlülüğü alacaklıya aittir. Bu andan itibaren alacaklı itirazın kaldırılması yoluna gidebilir ya da itirazın iptali davası açar. Ancak kambiyo senetlerine özgü takip yoluna bakıldığında, borçlu tarafın yükümlülüğünden bahsedilir ve borçlunun takibe itiraz etmesi ya da menfi tespit davası açarak senedin sahteliğini ya da senedin taşıması gereken zorunlu unsurları taşımadığını öne sürmesi gerekir.

Kambiyo senetlerine özgü takip yollarının ilamlı icradan farklılıklarına bakıldığında ilk olarak talebin yapılacağı icra dairesine ilişkindir. İlamlı icranın takibi tüm icra dairelerinden istenebilirken[12] kambiyo senetlerine özgü takip yollarında takip genel hükümler uyarınca belirlenir[13]. Bunun yanı sıra ilamlı icralara ilişkin takibin yapıldığı durumlarda, ilamın icra yeteneğine haiz olup olmadığı değerlendirilir. Kambiyo senetleriyle takip başlatılacağı zaman, inceleme senedin geçerliliğine ve geçerlilik şartlarına ilişkin yapılır.

İlamlı takip ve kambiyo senetlerine özgü haciz yolu arasındaki benzerliklere bakıldığında, borca ilişkin bir itirazı bulunan borçlunun, bu itirazı icra mahkemesine yapması gerektiğine ilişkindir[14]. Borca ilişkin yapılan itirazlar ve icranın geri bakılmasına ilişkin yapılan talepler arasında da benzerlikler görülmektedir. Ancak ilamlı icra yolunda borçlunun, borçlu olmadığını ileri sürerek takipten kurtulması söz konusu değildir. İlamlı icrada borçlu her ne kadar borçlu olmadığını iddia etse de bu durum değerlendirilmez, icranın durdurulmasına ilişkin kararın alınması gerekir. Kambiyo senetleri ve ilamlı icra arasındaki bu farklılıklar, takibin satışa kadarki sürecinde takipler arasında farklılıklar olduğunu ortaya koyar.

3. İKK’da Yer Alan Şartlar

Kambiyo senetlerine özgü takip yollarına başvurulması için İİK’da yer verilen düzenlemelerin göz önünde bulundurularak takibin gerçekleştirilmesi gerekir. Bu şartlardan ilki, takibin başlangıcında takibe nasıl başlancağına ilişkindir. Bu takibe dayalı alacak, “aranılacak” alacak olması nedeniyle Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan hüküm[15] burada uygulama alanı bulmaz. İİK 50’de yer verilen düzenleme[16] bu tür takiplerde göz önünde bulundurulur. Bu nedenle kambiyo senetlerine özgü takip yoluna başvurulduğunda borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesine başvurulması gerekir, yetkili icra dairesi borçlunun bulunduğu icra dairesidir[17]. Bu duruma ilişkin düzenlemeye 5941 Sayılı Çek Kanunu’nun 2. maddesinde de yer verilmiştir.

Kambiyo senetlerine özgü takip yollarına başvururken İİK’da gösterilen kayıtların bulunması gerekir[18]. Gösterilen bu kayıtlarla birlikte bu yola özgü takibe başvurulduğunda alacaklının hangi hususlara dikkat etmesi gerektiği ve takip başlatırken hangi hususlara dikkat edilmesi gerektiği göz önünde bulundurulur. Bu takip yoluna başvuran kişi, vadenin gelmesiyle birlikte gerekli ödemenin sağlanamamasıyla birlikte temerrüt faizi isteme hakkı da vardır. Bunun yanı sıra, taraflar arasında esas alacağa ilişkin olarak ana para faizi belirlenmiş olabilir. Ana para faizi, temerrüt faizinden farklı olarak kambiyo senetlerinden olan poliçe ve bonolarda belirlenmesi mümkündür. Poliçe ve bonoda faize ilişkin bir şartın yazılmamış olduğu durumlarda, bu şart yazılamamış kabul edilir ve takibin de bu şekilde gerçekleştirilmesi esastır[19]. Alacak ve faizin yanı sıra yapılan protesto ve ihbara ilişkin diğer giderler de borçludan talep edilme imkânı vardır.

Bu tür takip yollarında dikkat edilmesi gereken hususlardan bir diğeri ise senet aslının onaylı bir suretinin takip talebine konulması gerekir[20]. Kanunda yer verilen bu düzenlemenin esas amacı, senedin icra dairesine teslim edilerek senedin tedavül yeteneğinin ortadan kaldırılması ve borçlunun senedi görerek kendisine ait olup olmadığını bilerek duruma ilişkin itirazda bulunmasına fırsat vermek içindir[21]. Çeke ilişkin yer verilen düzenlemede, çek ibrazının ardından bankanın belli bir miktarda ödeme yapıldığında, işlem yapılan çekin ön ve arka yüzünün onaylı bir sureti hamile teslim edilir ve bu onaylı fotokopi ile ödenmeyen kısma ilişkin takibin başlatılması mümkündür. Söz konusu bu fotokopi ile takip yapılması mümkündür ve bu onaylı suretin fotokopisinin de takip dosyasında yer alması gerekir.

Kambiyo senetlerine özgü takip yoluna başvururken dikkat edilmesi gereken diğer bir husus da takibe konulan kambiyo senedinin vadesi gelmiş olması gerekir. Eğer kambiyo senedinin vadesi gelmişse, borçluya ödeme emri gönderilir[22]. Bu nedenle vadesi gelmeyen kambiyo senetlerine ilişkin takip talebinde bulunulması söz konusu değildir[23]. Bu inceleme icra müdürü tarafından re’sen gerçekleştirilir[24] ve muacceliyete ilişkin değerlendirme sonuçlandırıldıktan sonra senedin kambiyo senedi olup olmadığına ilişkin değerlendirmede bulunulur.

Borçlu, kendisine ödeme emrinin gönderdildiği tarihte senedin vadesinin gelmemiş olduğunu saptarsa, bu durumda şikâyet yoluna başvurma hakkı vardır[25]. Bu durum icra dairesi tarafından re’sen değerlendirilecek bir durum değildir, doğrudan borçlunun dikkate alması gereken bir durum olduğundan dolayı şikayet yoluna süresi içinde başvurarak takibin iptalini gerçekleştirmesi gerekir.

Kambiyo senetlerinden olan çeke bakıldığında ise, vadenin bulunmadığı ve görüldüğünde ödenmesi gerektiği bilinir ve bu durumun aksine belirtilen hükümler ise geçersiz sayılır. Bu nedenle, bir çeke karşı takip yapıldığında, vadeye ilişkin bir değerlendirme yapılmaz ve doğrudan borçluya ödeme emri gönderirilir[26].

Kambiyo senetlerine özgü takipte bulunulabilmesi için değerlendirilmesi gereken bir husus ise alacaklının takibe ilişkin bir hak elde etmiş olması ve borçlunun da söz konusu takibin konusu olan kambiyo senedince sorumluluğunun bulunması esastır. Borçluya değil de başka birine karşı ödeme emrinin gönderilmesi halinde, borçlu olmayan kişinin itiraz hakkı doğar ve alacaklının borca ilişkin gerçekleştirmiş olduğu bu işlem sonuçsuz kalır.

İKİNCİ BÖLÜM

TAKİBE İLİŞKİN DURUMLAR

II. TAKİBE İLİŞKİN DURUMLAR

1. Ödeme Emri ve Ödeme Emrine İtiraz

Kambiyo senetlerine özgü takip yoluna başvurulduğunda, icra müdürü tarafından usulüne uygun[27] şekilde ödeme emri gönderilir[28]. Borçluya gönderilen bu ödeme emrinde yer alması gereken kayıtlar şunlardır:

Madde 168 – (Değişik: 18/2/1965-538/81 md.) İcra memuru senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir. Bu ödeme emrine şunlar yazılır:

1. (Değişik: 2/7/2012-6352/33 md.) Alacaklının veya vekilinin banka hesap numarası hariç olmak üzere, takip talebine yazılması lazım gelen kayıtlar,

2. (Değişik: 2/7/2012-6352/33 md.) Borcun ve takip masraflarının on gün içinde ödeme emrinde yazılı olan icra dairesine ait banka hesabına ödenmesi ihtarı,

3. Takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfını haiz değilse, beş gün içinde icra mahkemesine şikayet etmesi lüzumu,

4. (Değişik: 9/11/1988-3494/31 md.) Takip müstenidi kambiyo senedindeki imza kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi; aksi takdirde kambiyo senedindeki imzanın bu fasıl gereğince yapılacak icra takibinde kendisinden sadır sayılacağı ve imzasını haksız yere inkar ederse sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edileceği ve icra mahkemesinden itirazının kabulüne dair bir karar getirmediği takdirde cebri icraya devam olunacağı ihtarı.

5. (Değişik: 6/6/1985-3222/21 md.) Borçlu olmadığı veya borcun itfa edildiği veya mehil verildiği veya alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bir dilekçe ile bildirerek icra mahkemesinden itirazın kabulüne dair bir karar getirmediği takdirde cebri icraya devam olunacağı ihtarı.

6. (Değişik: 17/7/2003-4949/45 md.) İtiraz edilmediği ve borç ödenmediği takdirde on gün içinde 74 üncü maddeye, itiraz edilip de reddedildiği takdirde ise üç gün içinde 75 inci maddeye göre mal beyanında bulunması ve bulunmazsa hapisle tazyik edileceği, mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursa ayrıca hapisle cezalandırılacağı ihtarı. 60 ıncı maddenin son iki fıkrası burada da tatbik olunur.

Borçluya gönderilen ödeme emrinin ardından borçlunun öne sürebileceği itiraz hakkı bulunmaktadır. Bu durumda borçlu, söz konusu takibe ilişkin borca ya da imzaya itirazda bulunması mümkündür. Süresi içinde borca ya da imzaya itirazda bulunmayan borçlunun borcu kesinleşir ve borcu ödemesi gerekir. Bu nedenle borçlu, takibin başlatıldığı icra dairesinnin bulunduğu icra mahkemesine itirazda bulunabilir. Ancak kambiyo senetlerine ilişkin takip yolunda, diğer takip yollarından farklı olarak yapılan itiraz, satış dışındaki diğer işlemleri durdurmaz ve takip devam eder[29]. Bu nedenle, alacaklı dilerse malların haczini isteyebilir ve borçlunun malları muhafaza altına alınabilir.

Takip borçlusu, borca itiraz edebileceği gibi, imzaya itiraz etme imkanı da bulunmaktadır. Bu halde, takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilebilir ve ödeme emrine itirazın yerinde olup olmadığına ilişkin karar verilinceye kadar bu tedbir devam eder. Eğer ki borçlu, süresi içinde usulüne uygun olarak itirazda bulunduruğu anlaşılırsa, bu durumda kendisine verilen süre içinde ödeme yapmaz ve mal beyanında da bulunmasına gerek kalmaz. Ancak, icra mahkemesinin yapmış olduğu inceleme neticesinde borçlunun yapmış olduğu bu itiraz yerinde görülmediğinde borçlunun mal beyanında bulunması istenebilir[30].

Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte bulunulduğunda borçlu imzaya itiraz ederse, senedin kendisine ait olmadığını ileri sürer. İleri sürülen bu itiraz, yalnızca itirazda bulunan borçluyu ve imzasına ilişkin durum için geçerlidir, imzaların bağımsızlığı ilkesi uyarınca senet üzerinde imzası bulunan diğer borçluları ve imzaları kapsamaz[31] ve diğer kişilerin yapılan o itiraza dayanarak ödemezlik beyanında bulunması söz konusu olamaz. Borçlu tarafından yapılan bu itiraz dikkate alındığı takdirde icra dairesi tarafından takibe yönelik tüm işlemler satış işlemi dışında gerçekleştirilmeye devam eder[32].

Borçlu imzaya değil de borca itiraz ederse, bu halde imzaya itirazda olduğu gibi bir itirazda bulunmayacak, borcunun neden olmadığına ilişkin gerekçeler öne sürerek itirazda bulunması gerekecektir. İtirazın muhtevası senet metninden anlaşılan esaslara ilişkin olabildiği gibi itiraz zamanaşımına yönelik yapılmış olabilir. Bu itiraz kambiyo senedinin geçerlilik şartlarına ilişkin değil, tarafların arasında gerçekleştirilen somut duruma yönelik bir itirazdır[33]. Bu nedenle zamanaşımına yönelik borçlu tarafından gerçekleştirilen itiraz, kambiyo senedinin geçerliliğine ilişkin değerlendirmeye konu olmaz.

2. Şikayete İlişkin Durumlar

İcra ve iflas daireleri tarafından gerçekleştirilen işlemlerin usulüne uygun gerçekleştirilmediği, söz konusu duruma yönelik gerçekleştirilmediği, borcun tahsiline yönelik işlemlerin iptal edilmesi, zamanında gerçekleştirilmez ya da herhangi bir neden yokken hakkın ulaşımının engellendiği durumlarda, işlemi gerçekleştiren daireye karşı kanunda yer verilen düzenleme uyarınca[34] şikâyet edilmesi söz konusu olabilir.

Borçlunun şikâyet yoluna başvurmakla birlikte itiraz yoluna başvurmasıyla birlikte yapmış olduğu şikâyeti geri alsa bile borçlunun itiraza yönelik beyanlarını değerlendirilmesi gerekir[35]. Çünkü borçlu tarafından ileri sürülen iki beyan her ne kadar borca yönelik gerçekleştiriliyor olsa dahi, farklı gerekçelerle borcun farklı durumlarına ilişkin öne sürüldüğü için birlikte öne sürülse dahi ayrı ayrı değerlendirilirip sonuca ulaşılması gerekir.

Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, takibe konu olan kambiyo senedinin bir kambiyo senedinin haiz olduğu durumlara sahip olmadığı zamanlarda şikâyet[36], icra mahkemesine yapılır ve değerlendirilir. Bunun yanı sıra borçlu tarafından öne sürülebilecek bir diğer itiraz ise alacaklının alcaklı olmadığına yönelik gerçekleştirilen şikayettir. Borçlu, alacaklı olarak takibin alcaklı tarafına karşı yetkili hamil olmadığı gerekçesiyle, alacaklıya karşı sorumlu olmadığını ve bu nedenle takibin konusuz kalmasını talep edebilir. Borçlu tarafından ileri sürülen bu şikayet de diğer şikayetler gibi icra mahkemesine karşı ileri sürülmesi gerekir. Bu durum itiraz olarak değerlendirmez, şikayet olarak değerlendirilir ve yedi günlük süre içinde ileri sürülmesi gerekir[37]. Aynı zamanda, borçlu tarafından şikayete olan bir diğer husus ise kambiyo senedinin vadesinin gelmemiş olmasıdır. Bu durum da şikâyet nedeni olarak borçlu tarafından öne sürülebilecek hususlardan biridir.

3. Uygulama İlişkin Diğer Hükümler

Kambiyo senetlerine özgü takip yollarında uygulama bulan diğer hükümlere bakıldığında, genel haciz yoluyla takibe ilişkin hükümlerin bu takip yolunda da uygulandığı görülmektedir[38]. Bu nedenle İİK’da yer alan ve ortak uygulamaya söz konusu olan hükümler şu şekildedir:

Madde 61- Müşterek borçlular aynı zamanda takip ediliyorlarsa hepsinin veya bir kısmının bir temsilci tarafından temsil edilmeleri hali dışında ödeme emrinin her birine ayrı ayrı ödeme emri tebliğ edilmesi gerekir. Bir borçlu hakkında aynı günde birden fazla takip talebi varsa, icra dairesi, bunların ödeme emirlerini aynı zamanda tebliğe gönderir. Kanunen eklenmesi gereken müddetler saklıdır. Borçlu hakkında bir icra dairesinde ayrı ayrı günlerde birden fazla takip talebinde bulunulmuş ise, bunlardan hiçbirinde kendisinden daha eski olan talepten once odeme emri tebliğe gönderilemez.

Madde 63- Borçlu, icra mahkemesinde, takip dayanağı senedin metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez.

Madde 64- Ödeme emrine itirazdan veya itiraz süresinin geçmesinden sonra, ödeme emrinin bir nüshası alacaklıya verilir.

Borçlu, İİK 65 uyarınca gecikmiş itirazda bulunabilir.

Madde 66- Ödeme emrine itiraz süresi içinde (beş gün) yapılmamış ise, alacaklının

talebi uzerine icra dairesi icra takip işlemlerine alacağın tamamı icin devam eder.

Madde 70- İcra mahkemesi, ödeme emrine itiraz hakkındaki incelemesini

duruşmalı olarak yapar.

Madde 71- Borcun takip kesinleştikten sonra itfa veya imhal edilmesi ya da

zamanaşımına uğraması halinde, borçlu, icra mahkemesinden, takibin iptalini

veya ertelenmesini ya da geri bırakılmasını isteyebilir.

Madde 72- İcra mahkemesi borçlunun itirazının reddine karar verirse, borçlu

menfi tespit veya istirdat davası açabilir.

Genel haciz yolu ile takipte; ödeme emrine itirazın süresi ve şeklini düzenleyen İİK 62, itirazın iptali davasını düzenleyen İİK 67, itirazın kesin olarak kaldırılmasına ilişkin İİK 68 (ve bununla ilgili İİK 68b) ve itirazın geçici olarak kaldırılmasına ilişkin İİK 68a, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte uygulanmaz.

Av. MUHAMMED ALPARSLAN BUDAK

KAYNAKÇA

Aydın, Muzaffer, “Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu İle Takipte Şikayet”, Adalet Yayınları, 3. Baskı, Ankara, 2011.

Bahtiyar, Mehmet, “Kıymetli Evrak Hukuku”, Beta Basım Yayın, 16. Baskı, İstanbul, 2018.

Bozer, Ali & Göle, Celal, “Kıymetli Evrak Hukuku”, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, 8. Baskı, Ankara, 2018.

Ergün, Mevci, “Kambiyo Senetlerine Özgü Takip Yolları” Yetkin Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, 1989.

Helvacı, Mehmet, “Kambiyo Senetlerine Özgü Takip Yolları”, İÜHFM C. LXXI, S. 2, 166 s. 165-192, İstanbul, 2013.

Kuru, Baki, “İcra İflas Hukuku”, Legal Yayınları, 1. Baskı, s. 88-89, İstanbul, 2016.

Kuru, Baki, “İcra İflas Hukuku”, Yetkin Yayınları, 2. Baskı, Ankara, 2018.

Pulaşlı, Hasan, “Kıymetli Evrak Hukukunun Esasları”, Adalet Yayınları, 7. Baskı, Ankara, 2019.

Ruhi, Ahmet Cemal & Ruhi, Canan, “Kambiyo Senetleri ve Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz ve İcra Takibi”, Seçkin Yayınları, 1. Baskı, s. 63-91, İstanbul, 2017.

Yardım, Mehmet Ertan, “Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yoluyla Takipte İtiraz”, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, s. 299-302, İstanbul, 2012.

Tekinalp, Ünal & Poroy, Reha, “Kıymetli Evrak Hukuku Esasları”, Vedat Kitapçılık, 22. Baskı, İstanbul, 2018.

İcra İflas Kanunu Madde 167: “Alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senete müstenit olan alacaklı...” Kanunda yer verilen düzenleme uyarınca kambiyo senetleri çek, poliçe ve senetten ibarettir. Kambiyo senetlerine özgü takip yollarına başvurulması için, takibe konu olan hususun bunlardan birine dayanması gerekir. Bu nedenle, TTK 826 ve TTK 830’da sayılan kıymetli evraklarda, bu takip yoluna ilişkin başvuruda bulunulması söz konusu değildir.

“İİK.nun 167. maddesi ile başlayan maddeler silsilesinin başlığı ve 167. maddenin içeriği de "kambiyo senetleri" deyiminin sadece çek, poliçe ve emre muharrer senete ( bono ) ya ait olduğunu, kambiyo senetleri hakkındaki özel takip usullerinin sayılan bu üç çeşit senete mahsus bulunduğunu kuşkuya yer vermeyecek kadar açıklıkla ortaya koymaktadır. Keza, TTK.nun 741, 742, 743. maddelerinde kambiyo senetlerine benzer nitelikteki, emre yazılı havale, emre yazılı ödeme vaatleri makbuz senedi, warant, konşimento, taşıma senedi gibi cirosu kabil senetler hakkında İİK.nun kambiyo senetlerine has takip yoluna ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı yazılıdır.” Yargıtay, 12. H. D., E. 1983/5446, K. 1983/7759, T. 20.10.1983 (E.T. 01.04.2019, kazanci.com)

[3] Helvacı, Kambiyo Senetlerine Özgü Takip Yolları, 2013.

İcra İflas Kanunu Madde 168: “İcra memuru senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir.”

İcra İflas Kanunu Madde 171: “İcra memuru, senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir.”

[5] Kuru, İcra İflas Hukuku, 2018.

[6] İcra İflas Kanunu Madde 45: “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir.” Yer verilen bu düzenleme uyarınca alacaklının para alacağı rehin yoluyla teminat altına alınmışsa, bu durumda öncelikli olarak rehne başvurmak gerektiğine ilişkin bkz. Kuru, a.g.e., 2018.

[7] Kuru, a.g.e., 2018.

[8] HGK’nın bu duruma ilişkin vermiş olduğu 1995/12/-409 E., 1995/592 K. sayılı kararı için bkz. kazanci.com (E.T. 01.04.2019)

[9] Ruhi & Ruhi, Kambiyo Senetleri ve Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz ve İcra Takibi, 2017.

[10] Ruhi & Ruhi, a.g.e., 2017.

[11] Yardım, Mehmet Ertan, Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yoluyla Takipte İtiraz, 2012.

[12] İcra İflas Kanunu Madde 34: “İlamların icrası her icra dairesinden talep olunabilir. Alacaklı yerleşim yerini değiştirirse takibin yeni yerleşim yerini icra dairesine havalesini isteyebilir.”

[13] Helvacı, a.g.e., 2013.

[14] Helvacı, a.g.e, 2013.

[15] Türk Borçlar Kanunu Madde 89: “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde...”

[16] İcra İflas Kanunu Madde 50 “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.”

[17] İİK 50. maddesince Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na yapılan atıf nedeniyle genel yetkiye ilişkin hükümler uygulama alanı bulacaktır. Bu nedenle yetkili mahkeme davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı yerleşim yeri mahkemesi olur. Kanunda yer verilen bu düzenlemenin icra takibi açısındandan da uygulandığına ilişkin bkz. Kuru, “İcra İflas Hukuku”, 2016.

[18] İcra İflas Kanunu Madde 58: “Talepte şunlar gösterilir: 1. (Değişik: 2/7/2012-6352/9 md.) Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı; alacaklı veya vekili adına ödemenin yapılacağı banka adı ile hesap bilgileri; varsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası; şöhret ve yerleşim yeri; alacaklı yabancı memlekette oturuyorsa Türkiye’de göstereceği yerleşim yeri (Yerleşim yeri gösteremezse icra dairesinin bulunduğu yer yerleşim yeri sayılır.);

2. (Değişik: 2/7/2012-6352/9 md.) Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yeri; Bir terekeye karşı yapılan taleplerde kendilerine tebligat yapılacak mirasçıların adı, soyadı, biliniyorsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yerleri;

3. (Değişik: 17/7/2003-4949/12 md.) Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi;

4. Senet, senet yoksa borcun sebebi;

5. Takip yollarından hangisinin seçildiği; Alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdii mecburidir. Alacaklıya takip talebinde bulunduğuna ve verdiği belgelere, talep ve takip masraflarına dair bedava ve pulsuz bir makbuz verilir.”

[19] Tekinalp & Poroy, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 2018.

[20] İcra İflas Kanunu Madde 167: “Alacaklı, takip talebinde 58 inci maddedeki hususlardan başka iflasa tabi borçlusu aleyhine haciz ve iflas yollarından hangisini istediğini bildirmeğe ve takip talebine kambiyo senedinin aslını ve borçlu adedi kadar tasdikli örneğini eklemeğe mecburdur.” Kanunda yer verilen bu düzenleme, İİK 58’de yer verilen belgelerden birine dayanarak takipte bulunulduğu zamanlarda yapılması gereken bir düzenlemedir.

[21] Yargıtay bu konuya ilişkin değerlendirmesini şu şekilde yapmaktadır: “Kambiyo senetlerine özgü yolla takipte bulunmak isteyen alacaklı, yasaya uygun biçimde takip talebinde bulunmakla birlikte, kambiyo senedinin aslını ve borçlu sayısı kadar onaylı örneğini icra memuruna vermekle yükümlüdür. İcra memuru, senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet örneği ile birlikte hemen "Örnek 163" ödeme emri gönderir. Senet aslının verilmesi zorunluluğu, icra memurunun seçtiği özel takip yolunun uygunluğunu araştırmak amacına yöneliktir. Bununla birlikte, borçlunun da itiraz süresi içinde icra dairesinde senet aslını görüp, yazılışını ve imzasını inceleyerek itiraza değer bir konu olup olmadığını saptamasına yardım amacı da güder. Bu nedenle senet, icra memurunca görülüp hemen geri verilmeyerek, hiç değilse itiraz süresince borçlu tarafından incelenebilmesi için icra dairesinde alıkonulmalıdır.” Yargıtay 12. H. D. 1971/10096 E., 1971/10565 K. (E.T. 01.04.2019. kazanci.com)

[22] İcra İflas Kanunu Madde 168: “İcra memuru senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir.”

[23] Ergün, Kambiyo Senetlerine Özgü Takip Yolları, 1989.

[24] “…Kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibinde, icra müdürüne sadece senedin kambiyo senedi olup olmadığını ve vadesinin gelip gelmediğini inceleme yetkisi verilmiştir. İcra müdürü takip konusu belgeyi belirtilen yönlerden denetledikten sonra seçilen takip yoluna ilişkin ödeme emri göndermek zorundadır. Dosya kapsamından, alacaklının kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yolunun seçmesine rağmen icra müdürünün ilamsız takiplere ilişkin ödeme emri gönderdiği anlaşılmaktadır. Bu konudaki şikayet süreye tabi değildir.” HGK, 28.02.2008 T., 2008/852 E., 2008/3688 K. (E.T. 01.04.2019, kazanci.com)

[25] Bozer & Göle, Kıymetli Evrak Hukuku, 2018.

[26] Ergün, a.g.e., 1989.

[27] Hakkında usule uygun takip talebi bulunmayan kişiye gönderilen ödeme emri yok hükmünde olup herhangi bir sonuç doğurmaz. Bu şekilde tebliğ edilen ödeme emrine yönelik şikayet de süresizdir. Somut olayda, takip talebinde borçlu olarak gösterilmeyen kişiye ödeme emri tebliğ edilmiştir. Bu borçlunun itirazı üzerine ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, süre aşımı nedeniyle talebin reddine karar verilmesi isabetsizdir.” Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2009/19134 E., 2010/174 K., 12.01.2010 T. (E.T. 01.04.2019, kazanci.com)

[28] İcra İflas Kanunu Madde 61: “Ödeme emri borçluya takip talebinden itibaren nihayet 3 gün içinde tebliğe gönderilir. Takip belgeye dayanıyorsa, belgenin tasdikli bir örneği ödeme emrine bağlanır.”

[29] Yardım, a.g.e., 2012.

[30] Yardım, a.g.e., 2012.

[31] Aydın, a.g.e., 2011.

[32] İcra İflas Kanunu Madde 169: “Borçlu, 168 inci maddenin 5 numaralı bendine göre borca karşı yapacağı itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir. Bu itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz.“

[33] “...tarihli tahsilat makbuzunda takip konusu ceklerin keşide tarihleri ve numaraları gosterilmek suretiyle, makbuzun cek teslimine dair bolumu işaretlenmiş, nakit odeme ile ilgili bolum boş bırakılmıştır. Bu olgular birlikte değerlendirildiğinde; ileriki tarihli cek keşide eden borclunun, bu cekleri 7.2.2002 tarihinde alacaklıya teslim ettiği ve ceklerin alındığına dair 7.2.2002 tarihli tahsilat makbuzunun duzenlendiği, anılan makbuzun takip konusu cek karşılıklarının odendiğine dair bir belge olmadığı kuşku ve duraksamadan uzaktır.” 12. Yargıtay Hukuk Dairesi 2004/12 E., 2004/291 K., 12.05.2004. T. (E.T. 01.04.2019, kazanci.com)

[34] İcra İflas Kanunu Madde 16: “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır. Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir.”

Madde 17: “Şikayet icra mahkemesince, kabul edilirse şikayet olunan muamele ya bozulur, yahut düzeltilir. Memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrası emrolunur.”

[35] “...somut olayda borçlunun asıl dosyada itirazı, birleşen dosyada ise, İİK'nun 168/3. maddesine göre şikayeti söz konusudur. ...Borçlu asil, her ne kadar, 11.10.2007 tarihli dilekçesinde İİK'nun 167/2. maddesi dışındaki şikayetlerinden vazgeçtiğini belirtmiş ise de, asıl dosyada ileri sürdüğü imza itirazından sarfınazar ettiğine yönelik bir beyanı bulunmamaktadır. Nitekim yukarıda da belirtildiği üzere, borçlu vekili, müvekkilinin beyanına karşı, "Davalara devam ediyoruz, itirazlarımızı yineliyoruz." şeklinde beyanda bulunmuştur... Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” Yargıtay, HGK 2011/12-648 E., 2011/736 K., 07.12.2011 Tarihli karar (E.T. 01.04.2019, kazanci.com)

[36] İcra İflas Kanunu Madde 170: “Borçlu,alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığını 168 inci maddenin 3 üncü bendine göre şikayet yolu ile ileri sürebilir. cra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir”

[37] Aydın, a.g.e., 2011.

[38] İcra İflas Kanunu Madde 170/b: “61 inci maddenin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkraları ve 62 ilâ 72 nci maddeler bu fasıl hükümlerine aykırı olmadıkça, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip hakkında da uygulanır.”