02 Haziran 2020 18:56

Kaliforniya Üniversitesinden Prof. Cihan Tuğal: Floyd cinayeti son damla oldu

Kaliforniya Üniversitesinden Sosyoloji Profesörü Cihan Tuğal ABD’deki Siyahiler ve Hispaniklerin durumlarının giderek kötüleştiğini vurgulayarak "Floyd cinayeti sadece bardağı taşıran son damla” dedi.

Fotoğraf: Ben HendrenAA

Paylaş

ABD’de siyah George Floyd’un polis tarafından öldürülmesine karşı başlayan protestolar sürüyor. Evrensel'e konuşan Sosyoloji Profesörü Cihan Tuğal, ABD’deki Siyahiler ve Hispaniklerin durumlarının giderek kötüleştiğini, bu kesimlerin yoksullarının uzun süredir gettolaşmaya, polis şiddetine, sağlıksız yaşam koşullarına, konut güvencesizliğine maruz bırakıldığına vurgu yaparak, “Açıkçası, toplum uzun süredir patlamaya hazırdı. İş sadece bir kıvılcıma bakıyordu. Son iki aydır polis şiddetinde gözle görülür bir artış oldu. George Floyd cinayeti sadece bardağı taşıran son damla” dedi.

Tuğal ayrıca, “Bu isyanın ufak tefek liberal reformların ötesinde bir değişikliğe yol açabilmesi için ciddi bir örgütlülük gerekirdi, o da şu aşamada yok. Ancak, bu sürecin örgütsellikte bir artışa yol açacağını da düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Tuğal, faşizme kayışın bir sistem sorunu olduğunun da altını çizerek, “Alternatif bir program, alternatif kurumlar olmadıkça durdurulamaz” dedi.

Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesinde Sosyoloji Profesörü Cihan Tuğal, ABD’de yayılan protesto gösterileriyle ilgili gazetemizin sorularını yanıtladı. 

Amerika’da George Floyd’un öldürülmesinin başlattığı protestoların yaygınlığı ve öfkenin büyüklüğü dikkat çekiyor. Eylemler evsizler, işsizler, yoksullar patlaması olarak da okunuyor. Arkasında nasıl bir sosyal birikmişlik var bugünlerin?

Amerikan ekonomisi çok uzun zamandır darda. Rakamlar bu gerçeği saklıyordu çünkü Trump döneminde bir sürü yarı zamanlı, güvencesiz, düşük ücretli iş yaratıldı. Başta işsizlik olmak üzere, 2008 krizinin tüm olumsuz etkileri silinmiş gibi gösterildi. Oysa üst sınıflarda bir rahatlama yaşanırken, çalışan sınıflardaki gelecek kaygısı artıyordu.

Siyahiler ve Hispanikler arasında durum daha da kötü. Bu kesimlerin özellikle de yoksulları, uzun süredir gettolaşmaya, polis şiddetine, sağlıksız yaşam koşullarına, konut güvencesizliğine maruz bırakılıyordu. Bu kesimlerin yoğunluklu olduğu bölgelerde kamu okulları kapanıyordu. Aynı yoğunlukta olmasa dahi, beyaz çalışanlar da benzer sorunlardan muzdarip.

Açıkçası, toplum uzun süredir patlamaya hazırdı. İş sadece bir kıvılcıma bakıyordu. Son iki aydır polis şiddetinde gözle görülür bir artış oldu. George Floyd cinayeti sadece bardağı taşıran son damla.

‘PANDEMİ, TOPLUMSAL DUYARLILIĞI İYİCE ARTTIRMIŞ DURUMDA’

Gösterilerde siyahların dışında farklı uluslardan Amerikalıları ve dikkat çekici oranda beyaz Amerikalıları da görüyoruz, bunun nedeni sadece dayanışma olarak açıklanabilir mi?

Dayanışma isteği çok yaygın. Liberal medya kanalları dahi gösterilere destek veren tonda yayın yapıyor. Kamu radyosunu gece gündüz dinleseniz, sokağa çıkmak istersiniz, o düzeyde bir duygusallık var. Ayrıca, her renkten sosyalist (Marksist, sosyal demokrat, anarşist) örgüt de gösterilere katılıyor ve bunlar (maalesef) hâlâ beyaz ağırlıklı. Ancak, bu ideolojik ve siyasi nedenlerin yanında bir kader ortaklığı algısı da var. Pandemi, toplumsal duyarlılığı iyice arttırmış durumda. “Toplu çöküş yaşıyoruz” hissi hakim ve (polis dahil) bir çok kurum bundan sorumlu tutuluyor.

‘VİRÜSÜN ÖLDÜREMEDİĞİ SİYAHLARI POLİS ÖLDÜRÜYOR’

Bu sosyal patlamada, koronavirüs süreci politikaları, bu süreçte sorunları belirginleşen sağlık sisteminden yararlanmayan milyonlar ve işsizlikteki patlama da etken mi?

Kesinlikle. George Floyd işini koronavirüsten dolayı kaybetmişti. Ve de işlediği “suç”, bir marketten sahte parayla alışveriş etmekti. Bu sahte paranın yirmi dolarlık bir banknot olduğu hesaba katıldığında (Ki bunun Amerika’daki alım gücü Türkiye’dekinden çok düşük), akla lüks tüketimden ziyade temel ihtiyaçlar geliyor. Amerika’da buna yönelik bir sosyal güvenlik ağı yok, dolayısıyla ekonomik krizlerin acısı Avrupa ya da Çin gibi yerlere göre daha doğrudan hissediliyor. Üstüne üstlük, siyahlar arasında genel yaşam ve sağlık koşulları oldukça kötü ve koronavirüs daha öldürücü. George Floyd’un da sağlık durumunun, ölümünü kolaylaştırdığı söyleniyor. Kısacası, virüsün öldüremediği siyahları polis öldürüyor. Bu cinayetler çok yaygın aslında, Floyd’unkinin tek farkı kameraya kaydedilmiş olması. Irk, sınıf, sağlık ve polis şiddeti birbirinden ayrılmayacak şekilde iç içe geçmiş durumda.

SÜREÇ ÖRGÜTSELLİKTE ARTIŞA YOL AÇACAK

Amerikan yönetimi birkaç gün içinde hedefi protestoculara, antifaşistlere vs. çevirdi. Hem yönetim ama hem genel olarak Amerikan müesses nizamı bu süreçten nasıl çıkmaya çalışacak? Bugün yaşananların yakın geleceğe kalıcı siyasi etkileri olacak mı?

Keşke olabilse. Bir umut ışığı var, ama engel de çok. İsyanın en muhtemel sonucu, liberallerle sağcılar arasındaki “kültür savaşı”nın perçinlenmesi; ikisinin de ortak (kapitalist) zemininin gözden uzak tutulması.

Liberaller için bu isyan Trump’a karşı bir mobilizasyon fırsatı. Trump da patlamayı Trump karşıtlığına indirgemeye, dolayısıyla kendi saflarını sıklaştırmaya çalışıyor. Liberaller için en büyük zafer, bunun “sağcıların siyah düşmanlığı”na indirgenip, sistem sorununun saklanması olur, bu da müesses nizamın reformuyla (özellikle polis gibi kurumların reformuyla) geçiştirilebilir. Tabii bu duruş, Trump’ın yaklaşan seçimlerdeki işini kolaylaştırabilir de. Özellikle siyahları, antifaşistleri ve liberalleri bilinçli bir iş birliği içindeymiş gibi göstermeyi başarabilirse.

Bu isyanın ufak tefek liberal reformların ötesinde bir değişikliğe yol açabilmesi için ciddi bir örgütlülük gerekirdi, o da şu aşamada yok. Ancak, bu sürecin örgütsellikte bir artışa yol açacağını da düşünüyorum. Tüm bu süreçlere paralel olarak, sol-sosyal demokrat bir ittifak olan ve içinde birçok devrimcinin de bulunduğu Democratic Socialists of America’nın (Amerika’nın Demokratik Sosyalistleri) muazzam bir büyüme sürecinde olduğunu geçerken not edelim. Bu kuruluş, en azından henüz, sistem krizinden çıkışa ve isyanlara yön verebilecek bir ideolojiye ya da önderliğe sahip değil.

‘FAŞİZME KAYIŞ BİR SİSTEM SORUNU, ALTERNATİF BİR PROGRAM OLMADIKÇA DURDURULAMAZ’

ABD Başkanı Trump’ın ‘terör’ listesine eklediği, Antifa denilen antifaşist hareketin yapısı hakkında bilgi verir misiniz? Hareketin olumlu ve olumsuz yönlerini ifade edecek olursanız neler belirtisiniz?

Antifa “terörist” bir örgüt değil, çünkü örgüt değil. Bir çatı, hatta bir “taktik” bile diyebiliriz. Arap Baharı’nın sonlarına doğru aktif olan Kara Blok gibi. Anarşistlerin ağırlıkta ve belirleyici olduğu bir biraraya geliş bu. İçinde Troçkistinden sosyal demokratına kadar bir sürü grup ve bağımsız kişi de var. Duruma özel toplanıyor. Kurumsallaşma hedefi yok. Dolayısıyla, bu ya da diğer bir protestoda iyi ya da kötü etkileri olduğundan bahsedilebilir. (Bazen Neonazi grupları teşhir etmede, yaygınlaşmalarını engellemede katkısı oluyor örneğin). Genel olarak sağcılığın yükselişini engelleyebileceğini ise zannetmiyorum. Faşizme kayış bir sistem sorunu. Alternatif bir program, alternatif kurumlar olmadıkça durdurulamaz. Hülasa, Trump Antifa’nın etkisini (Muhtemelen bilerek) abartıyor. Bizim de (yer yer) sempati duyabileceğimiz bir hareket olsa da geleceğin toplumunun buradan çıkacağını düşünmek, yersiz bir yatırım olur.

‘IRKÇILIK SİSTEMİN ASLİ PARÇASI’

ABD’de ırkçılık yeni değil, ırkçılık yeniden neden parlatıldı? Bununla amaçlanan ne olabilir?

Obama döneminde dünyada çok yaygın bir yanılsama oluştu(ruldu), Amerika’da ırkçılığın bittiğine dair. Oysa yaklaşık son otuz yıldır, ceza sistemi ve polis, yoksul siyahları ve Hispanikleri bir “kast” sistemine hapsetmişti. Dolayısıyla liberal reformlardan sadece varlıklı azınlıklar yararlanıyordu. Yani, ırkçılık şu anda parlatılan bir şey değil. Zaten sistemin asli parçasıydı. Bugün artık yüzeye çıkıyor. (İstanbulEVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

4 ay sonra düzenlenen MGK toplantısı sona erdi, 5 maddelik bildiri yayımlandı

SONRAKİ HABER

Tuzluçayır'da Gezi anmasına polis müdahalesi, çok sayıda gözaltı var

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...