21 Nisan 2019 01:32
Son Güncellenme Tarihi: 21 Nisan 2019 07:20

Kadınlar 1 Mayıs'a hazırlanıyor: Bu yıl sesimiz daha gür çıkacak

İzmir’de işçi, emekçi ve sendikacı kadınlarla 1 Mayıs’a giderken hazırlıklarını ve taleplerini konuştuk.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Nuray ÖZTÜRK
İzmir

Bu yıl Türkiye bir yandan ekonomik krizin etkileri, bir yandan da hâlâ süren yerel seçim tartışmaları arasında 1 Mayıs’a gidiyor. Ekonomik krizle birlikte gittikçe daha zorlaşan emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları, 1 Mayıs alanlarında kendisini talepler biçiminde gösterecek. Krizin etkilerini hem işyerinde hem de evde yaşayan emekçi kadınlar da 1 Mayıs’ta talepleriyle alanlarda olmaya hazırlanıyor.

İzmir’de işçi, emekçi ve sendikacı kadınlarla 1 Mayıs’a giderken hazırlıklarını ve taleplerini konuştuk. Kadınlar, krizin etkilerinin giderek yakıcı hale geldiğini anlatırken seçimlerin hemen ardından açıklanan ekonomik ‘reform paketi’nde yer alan kıdem tazminatının fona devredilmesi, bireysel emeklilik sisteminin (BES) zorunlu hale getirilmesi ve İşsizlik Sigortası Fonu’nun sermayenin talanına daha fazla açılmasına tepki gösteriyor. “Kıdem tazminatımızı vermeyeceğiz” diyen kadınların en öne çıkan taleplerinden biri de ücretsiz, nitelikli ve vardiyalı çalışma sistemine uygun kamu kreşleri.

ÜCRET VE İŞE ALIMLARDA EŞİTLİK İSTİYORUZ

Beste Ekşi, İzmir’de Genel-İş’in örgütlü olduğu Bornova Belediyesinde 8 yıldır işçi olarak çalışıyor. İşyeri temsilcisi olan Ekşi, kısa süre önce imzalanan toplu iş sözleşmesiyle kadın işçiler olarak önemli kazanımlar elde ettiklerini hatırlatıyor: “8 Mart’ın resmi tatil ilan edilmesi, emzirme odaları oluşturma, regl dönemlerinde kadın çalışanlara bir gün ücretli izin gibi kazanımlarımız oldu.”

Aynı işi yapan kadın ve erkekler arasında zaman zaman ücret eşitsizliği ya da fazla mesailerde ayrımcılık gibi durumlarla karşılaştıklarını, ancak TİS ile birlikte bu eşitsizliğin biraz daha giderildiğini söylüyor.

KIDEM TAZMİNATIMA DOKUNMA

Krizden kadınların daha çok etkilendiğini söyleyen Ekşi, “Geçim derdi başlayınca hem psikolojik olarak bir yük bindi üzerimize hem de kendimizden taviz vermemize yol açtı. Örneğin bir çoğumuz pazar fiyatları, temel tüketim maddelerine yapılan zamlar, enflasyon oranlarındaki artıştan dolayı, kendimiz için bir şey yapamaz hale geldik” diye anlatıyor.

Beste Ekşi, 1 Mayıs’a şu talepleri taşıyacaklarını belirtiyor: “1 Mayıs’ta en önemli talebimiz, kıdem tazminatıma dokunma, olacak. Kimse hakkının sermayenin hizmetine verilmesine göz yummayacak. Ücret eşitliği, fırsat eşitliği, işe alımlarda eşitlik istiyoruz. Ayrıca krizin faturasını ödemek istemiyoruz.”

BORNOVA’DA 1 MAYIS

1 Mayıs günü illerde düzenlenen mitinglerin yanı sıra ilçe ve işyeri kutlamaları da yapılacak. Bornova emek ve demokrasi güçleri de her yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs’ı yerelde kutlama kararı aldı. 1 Mayıs günü saat 10.30’da Bornova Cumhuriyet Meydanı’nda toplanılacak. Burada yapılan kutlama ve basın açıklamasının ardından “Krize, tek adam rejimine, hukuksuzluklara karşı iş, ekmek, özgürlük mücadelesi için yaşasın 1 Mayıs” yazılı ortak pankart arkasında metroya yürünecek ve Gündoğdu Meydanı’nda yapılacak büyük mitinge katılınacak.


SAĞLIKTA ŞİDDETE KARŞI VE 24 SAAT AÇIK KREŞ İÇİN

Yasemin Şen, İzmir Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışıyor, aynı zamanda SES İşyeri Temsilcisi. Şen, sağlık çalışanı kadınların en önemli sorunlarının şiddet ve kreş olduğunu belirtiyor: “Birçok hastanede kreş yoktu, ama bizim çabalarımızla hastanemizde kreş açıldı. Biz sağlık çalışanları mesaili çalıştığımız, nöbete kaldığımız için sadece kreş olması da bir anlam ifade etmiyor, 24 saat açık kreşler istiyoruz. Son yıllarda bu talebimiz için mücadele ediyoruz ancak bunu henüz gerçekleştiremedik.”

Sağlık alanında gittikçe artan şiddete de dikkat çeken Şen, kadın sağlık emekçilerinin daha sık bu şiddetin hedefi olduğunu ifade ediyor; “Çünkü kadın olduğun için bunu sana yapabileceklerini düşünüyorlar. Mesela cerrahi servisinde sorumlu hemşireyken bir hasta yakınının ‘Zaten kadınsınız elimin tersiyle bir tane çarparsam duvara yapışırsınız. Dua edin kadınsınız, ben kendimi tutuyorum’ sözleriyle karşılaştım. 29 yıldır çalışıyorum, neredeyse her gün yaşanıyor bunlar; bu en basiti.”

Hasta ve hasta yakınlarının yanı sıra, erkek meslektaşlarının baskısına da maruz kaldıklarını belirten Şen, “Bize çok sert davranıyorlar, üstten konuşabiliyorlar ama aynı pozisyonda çalışan erkek personele daha yumuşak yaklaşıyorlar. Erkeğin kendisine fiziksel olarak karşılık verebileceğinin farkındalar, kadınlara ise her şeyi yapabileceklerini düşünüyorlar.”

SÜT İZİNLERİ DÜZENLENMELİ

Şen, kadın sağlık çalışanların işyerindeki önemli sorunlarından birinin de idarenin süt izni konusundaki keyfi tutumu olduğunu anlatıyor: “Günde iki buçuk saat süt izni kullanma hakkımız var. Önceden süt izni kullandığımız saat ücretleri döner sermayeden kesiliyordu. Hatta Sağlık Bakanlığının ‘Çocuklarınızı en az 6 ay emzirin, biz iki yıl emzirmenizi istiyoruz’ gibi kampanyalarının olduğu dönemde, Kuzey Hastaneler Birliği süt izni kullanan arkadaşlarımızdan aylık olarak kesintiler yaptı. Ama sendika olarak bu konuda ciddi mücadele verdik ve 2018 ocak ayında kesintiden vazgeçildi. Şimdi kesinti yapılmıyor ama bu iki buçuk saatlik süt iznini kullanma koşulları nereyse imkansız hale getiriliyor. İzni, idarenin belirlediği saatlerde kullanabiliyorsun, bölemiyorsun. Bazı kişilerin evleri yakın, sık aralıklarla emzirmek istiyor çocuğunu ama buna izin verilmiyor. Biz süt izninin zamanlara bölünebilmesini istiyoruz.”

KİMSE BENİM ADIMA TASARRUF YAPAMAZ

Hükümetin açıkladığı ‘reform paketi’ne, özellikle de bireysel emeklilik sisteminin (BES) zorunlu hale getirilmek istenmesine tepki gösteren Şen, “Kimse benim yerime birikim yapma hakkına sahip değil. Zaten birikim yapabilecek param yok. Sen bana emeğimin karşılığını verirsen ben o parayı senden çok daha iyi bir şekilde değerlendirebilirim. Kimse benim adıma tasarruf yapmaya muktedir değil. Ben o hakkı onlara vermiyorum, vermeyeceğim de. Biz insanca yaşayacak, geçimimizi sağlayacak bir ücret istiyoruz” diyor.

"TENCERE KAYNASIN İSTİYORSAN 1 MAYIS’A GEL"

Bu 1 Mayıs’ta alanlara taşıyacakları talepleri ise şöyle sıralıyor; “1 Mayıs’ta çok yönlü şiddete karşı alanlara çıkacağız. Nöbet sistemiyle çalıştığımız için 24 saat açık kreşler istiyoruz. İşimiz, ekmeğimiz, özgürlüğümüz için çıkacağız alana. Son zamanlarda yaşadığımız baskılar, işten atılma tehdileri, hak gaspları, adaletsizlik, yasaların ihlal edilmesi düşünüldüğünde bu talebimizi daha yüksek dile getirmeliyiz. Özgürlük yoksa iş de yok, ekmek de yok. Bir de kriz koşullarındayız ve evde tencereyi kaynatan kadınlar olarak biliyoruz bu gerçeği, biz sokağa çıkmazsak o tencere kaynamayacak!”


EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI İSTİYOR, TACİZE VE ŞİDDETE HAYIR DİYORUZ

Deriteks’in örgütlü olduğu Akar Tekstil’in İşyeri Temsilcisi Özgül Özev, tekstilde çalışmanın yorucu, ücretlerin düşük olduğunu belirterek, kadınların bunların üstüne bir de ayrımcılık, sözlü ve fiziksel taciz gibi sorunlar yaşadığını belirtiyor.

“Bizler emeğimizin karşılığını alabilmek için gece gündüz çalışıp, çocuklarımızı evde bırakıp işyerimize gelirken bir yandan aldığımız üç kuruşla ev geçindirmeye çalışıyoruz. Bu her kadın işçi için böyle çünkü hem evin hem işyerinin dayattıkları en çok biz kadınları etkiliyor” diyen Özev, sendikalı olmanın önemine işaret ediyor: “Bir arada olmanın vermiş olduğu güçle taleplerimizi dile getirdiğimiz bir yerimiz var. Kadınlar olarak gücümüz, dayanışmamız her geçen gün artıyor. Kadınlar sendikalı olmaktan, örgütlenmekten korkmamalı, çünkü çalışma koşullarının düzeltilmesi ve daha yaşanabilir bir hayat için bu birlikteliğe ihtiyaç var.”

Hükümetin açıkladığı ‘reform’ paketine de tepki gösteren Özgül Özev, “Kıdem tazminatı, zorunlu BES, bunlar kadın erkek fark etmez doğrudan işçi haklarına saldırıdır. Dolayısıyla 1 Mayıs’ta alanlarda öncelikli taleplerimiz bu olmalı. Kadın olarak eşit ücret talebimiz var, kadınlar olarak tacize, şiddete hayır diyoruz. Bizler emeğimizin karşılığını alabilmek için alanlarda olmalıyız” diyor.


EKMEĞİMİZİ BARIŞ VE DEMOKRASİ İÇİNDE BÜYÜTEBİLİRİZ

BUSE ENGİN (Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube Kadın Sekreteri): Mutfaktaki yangının alanda da görünür olmasını istiyoruz. Bu yıl 1 Mayıs’a damga vuran temel nokta şu olacaktır; krizin sorumlusu emekçiler değildir, bedelini de emekçiler ödememelidir. Bunu net biçimde ifade edeceğiz. Bunun yanı sıra ülkede bir çok sorun yaşanıyor; adaletsizlikler her yerde, demokrasi yok ediliyor, savaş ve şiddet politikaları etkisini artırıyor, hak kayıpları yaşamaya devam ediyoruz.

Emek mücadelesinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını istiyoruz. İş güvencesinin sağlanması, eşit işe eşit ücret ilkesinin uygulanması, iş cinayetlerinin son bulması, KHK hukuksuzluğunun sona ermesi, taşeron çalışma sisteminin ortadan kaldırılması yine taleplerimiz arasında. Biz konfederasyon olarak işçinin, emekçinin ekmeğinin büyümesi için mücadele ediyoruz, bunun da barış içinde ve demokratik bir ortamda gerçekleşebileceğini düşünüyoruz. Bu taleplerimizi de 1 Mayıs alanlarında net biçimde ifade edeceğiz.


KRİZİN FATURASINA, KIDEM TAZMİNATININ GASBINA VE ZORUNLU BES’E KARŞI

ÖZGÜR GENÇ (DİSK/Genel-İş İzmir 7 No’lu Şube Sekreteri): Öncelikle işyerlerimizde 1 Mayıs etkinlik ve kutlama planları yapıyoruz. Bu yıl 1 Mayıs öncesi kadın üyelerimizle bir araya gelip taleplerimizi de birlikte belirlemek istiyoruz, böyle bir planımız var.

Taleplerimizin en önemlisi de ekonomik krizin faturasının işçilere yüklenmemesi tabii ki. İkinci gündemimiz ise ‘reform’ paketinde yer alan kıdem tazminatı fonu ve zorunlu BES. Kıdem tazminatımızı kesinlikle vermeyeceğiz. Zorunlu BES’i de kabul etmeyeceğiz. İş güvencesi, iş cinayetleri, meslek hastalıklarıyla ilgili taleplerimiz var; bunları da 1 Mayıs alanında dile getireceğiz. Barış içinde yaşayabileceğimiz, özgür bir ülke talebimiz de en önemli mücadele gündemlerimizinden. Bu yıl 1 Mayıs alanlarında sesimiz çok daha gür çıkacak. Tüm işçi ve emekçileri de 1 Mayıs’a bekliyoruz.

Genel İş İzmir 7 No’lu Şube Sekreteri Özgür Genç ve Tüm Bel Sen İzmir 1 No’lu Şube Kadın Sekreteri Buse Engin 18 Nisan'da Ekmek ve Gül’ün programına konuk olmuş, 1 Mayıs’a giderken kadınların gündemini, taleplerini ve krizin etkilerini anlatmışlardı.

ÖNCEKİ HABER

Afganistan’da bakanlık binasına saldırı düzenlendi

SONRAKİ HABER

Amed Tiyatro Festivali programı açıklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...