Sapancada ayakları, patileri ve kuyruğu kesilerek ormanlık alana atılan yavru köpek için İzmir Adliyesi önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamada İzmir Barosu olarak bu işin takipçisi olunacağı açıklandı
Haber Giriş Tarihi: 21.06.2018 11:14
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
YUSUF ÇAĞIRTEKİN
İstanbul Sapancada geçtiğimiz hafta ayakları, patileri ve kuyruğu kesilerek ormanlık alana bırakılan yavru köpek tüm ülkeyi ayağa kaldırmış, Türkiyenin dört bir yanından kınama mesajları gelmişti. Yaşanan acı olayın ardından harekete geçen Türkiye Barolar Birliği ortak bir basın metni hazırlayıp, tüm illerde eş zamanlı olarak bu açıklamayı yayınladı. İzmir Adliyesi önünde toplanan sivil toplum kuruluşları ile birlikte basın açıklamasını okuyan İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi Gonca Arkoç, hayvanlara yönelik şiddetin önlenmesi gerektiğini ifade ederek, Her canlının yaşam hakkı kutsaldır ve tüm hakların üstündedir. Hayvanlara hakları teslim edilinceye kadar mücadelemiz devam edecek dedi. Arkoç, Sapancada ormanlık alanda hunharca kolları, bacakları, kuyruğu kesilerek ölüme terk edilen ve hayatını kaybeden yavru köpek için tek yürek olarak toplandıklarını söyledi.Hayvanlara karşı şiddetin yıllardır aralıksız ve dozu arttırılarak devam ettiğini belirten Arkoç, Avukatı, sanatçısı, siyasetçisi, kadını, çocuğu, yaşlısı-genci ile toplumun her kesimini derinden sarsan bu cinayet, ne yazık ki hayvanlara karşı yıllardır aralıksız ve dozu arttırılarak uygulanan; bizlerin de her fırsatta dile getirdiği zulmün bir sembolü haline geldi. Biz tüm hayvanların haklarının savunucusuyuz ve her hayvan hakkı ihlalinin karşısındayız. Bakışlarını, yaşama tutunmak için verdiği mücadeleyi hiç unutmayacağımız hayvan dostumuzun hesabını adalet önünde sormak üzere, tüm yaşam hakkı savunucuları olarak suç duyusunda bulunacağız. Olayın, gösterilen faillerinden ziyade gerçek katilleri bulununcaya dek takipçisi olacağız. Bunun için duyarlı halkımıza söz veriyoruz. Öncelikle bizlere göre henüz faili belli olmayan bu cinayeti ve sorumlularını, nefretle kınıyoruz! açıklamasında bulundu.
HAYVAN HAKLARI YENİDEN ELE ALINMALI
Hayvanlara yapılan işkence, tecavüz, şiddet, kötü muamele ve cinayetlere karşı yapılması gerekenleri de aktaran Arkoç, Bir kez daha tüm Türkiyeye duyuruyoruz: Ağzı süt kokan bu yavruya acımasızca uzanan eller, ilk fırsatta insana da uzanacaktır. Aramızda serbestçe dolaşan bu katillerle aynı ortamda, hiçbir şey olmamışçasına nefes almak istemiyoruz. Bu elim olaya siyasi liderlerin, siyaset üstü bir mesele olarak, bir vicdan meselesi olarak yaklaştığını görmekten umutluyuz. Ancak bu kesinlikle yeterli değildir. Hayvan hakları alanında acilen doğru-yeterli-uygulanabilir yasal düzenlemelerin yapılması zorunludur. T.C. Anayasasının temel ilkelerinden olan hukukun üstünlüğü ilkesi vazgeçilmezimizdir. Hukukun üstünlüğü ilkesinin benimsendiği ülkelerde talimatlar ya da telkin görüşler değil, yasalar ve evrensel hukuk ilkeleri esastır. Aksi durum yargının bağımsızlığına gölge düşürecek ve devletin dünya kamuoyunda saygınlığını yitirmesine sebep olacaktır. Yavru köpeğin katledilmesiyle yakın geçmişte kamuoyunda tartışılan 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununa ilişkin değişiklik çalışmaları tekrar gündeme gelmiştir. Taslak, Mecliste bekleyen haliyle kabul edilebilir değildir. Hayvan hakları alanında ihtiyaç duyulan önlemlerden yoksundur ve hayvan hakları alanında uzmanlardan oluşturulacak yeni bir komisyon tarafından sıfırdan ele alınmalıdır. Baroların hayvan hakları merkezlerine ve komisyonlarına, gerek yasanın hazırlanması gerekse yasanın uygulanması noktasında yetki verilmeli, hayvan hakkı ihlallerine ilişkin davalarda doğrudan ve zorunlu müdahillik hakkı temin edilmelidir ifadelerini kullandı.
SUÇ OLARAK TANIMLANMALI
Hayvan hakları konusunda öneri sunmaya hazır olduklarını belirten Arkoç, şu önerilerde bulundu:Avrupada olduğu gibi, hayvanlara kanunen hukuki statü tanınmalı. Hayvanlar mal değil can kabul edilmeli. Sahipli ve sahipsiz hayvan ayrımı yapılmaksızın tüm hayvanlar eşit ve adil yasal güvence altına alınmalı. Hayvanlara karşı sadece bazı şiddet ve kötü muamele eylemleri değil, tüm eylemler kabahat olmaktan çıkartılıp suç olarak tanımlanmalı. Hayvanlara karşı işlenecek suçlar, caydırıcı ve önleyici nitelikte hapis cezası yaptırımına tabi tutulmalı. Getirilecek cezalar para cezasına ve seçenek yaptırımlara çevrilemeyecek nitelikte belirlenmeli. Bu suçlar, yasa tasarısı taslağında düzenlendiğinin aksine şikayete bağlı suç olmamalı. Şikayet hakkı da sadece belirli kişi ve kurumlara özgülenmekten çıkartılarak, kamu davası niteliğinde belirlenmeli. Hayvanseverlere kapılarını kapatan il ve ilçe belediyesi barınaklarına ve barınak personellerine ilişkin cezai yaptırım getirilmeli. Denetim koşulları yeniden düzenlenmeli, belediyelerin toplama eylemlerinin yasal sınırları ve müeyyideleri net olarak belirlenmeli. Ormana terk edilen sahipsiz hayvanların yaşam koşulları düzenlenmeli. Hayvanların üretim, ticaret ve satışı yasaklanmalı. Yasak ırk kapsamında bulunan köpeklere ilişkin yeniden düzenleme yapılmalı. Tüm Türkiyede fayton işkencesi sonlandırılmalı.Hayvanlara karşı işlenen suçları kovuşturmakla görevli polis teşkilatı oluşturulmalı. Canlı hayvan dövüşü, sirk, hayvanat bahçesi, yunus/penguen parkları kaldırılmalı.
Son olarak hayvan haklarının güvence altına alınması için harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Gonca Arkoç, Her canlının yaşam hakkı kutsaldır ve tüm hakların üstündedir. Hayvanlara hakları teslim edilinceye kadar mücadelemiz devam edecektir. Bu nedenlerle yukarıda saydığımız içerikteki yasal düzenlemenin en kısa zamanda gerçekleştirilmesi hususundaki zorunluluğu yasa yapıcının ve kamuoyunun dikkatine arz ederiz dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Sapancada ayakları, patileri ve kuyruğu kesilerek ormanlık alana atılan yavru köpek için İzmir Adliyesi önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamada İzmir Barosu olarak bu işin takipçisi olunacağı açıklandı
YUSUF ÇAĞIRTEKİN
İstanbul Sapancada geçtiğimiz hafta ayakları, patileri ve kuyruğu kesilerek ormanlık alana bırakılan yavru köpek tüm ülkeyi ayağa kaldırmış, Türkiyenin dört bir yanından kınama mesajları gelmişti. Yaşanan acı olayın ardından harekete geçen Türkiye Barolar Birliği ortak bir basın metni hazırlayıp, tüm illerde eş zamanlı olarak bu açıklamayı yayınladı. İzmir Adliyesi önünde toplanan sivil toplum kuruluşları ile birlikte basın açıklamasını okuyan İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi Gonca Arkoç, hayvanlara yönelik şiddetin önlenmesi gerektiğini ifade ederek, Her canlının yaşam hakkı kutsaldır ve tüm hakların üstündedir. Hayvanlara hakları teslim edilinceye kadar mücadelemiz devam edecek dedi. Arkoç, Sapancada ormanlık alanda hunharca kolları, bacakları, kuyruğu kesilerek ölüme terk edilen ve hayatını kaybeden yavru köpek için tek yürek olarak toplandıklarını söyledi.Hayvanlara karşı şiddetin yıllardır aralıksız ve dozu arttırılarak devam ettiğini belirten Arkoç, Avukatı, sanatçısı, siyasetçisi, kadını, çocuğu, yaşlısı-genci ile toplumun her kesimini derinden sarsan bu cinayet, ne yazık ki hayvanlara karşı yıllardır aralıksız ve dozu arttırılarak uygulanan; bizlerin de her fırsatta dile getirdiği zulmün bir sembolü haline geldi. Biz tüm hayvanların haklarının savunucusuyuz ve her hayvan hakkı ihlalinin karşısındayız. Bakışlarını, yaşama tutunmak için verdiği mücadeleyi hiç unutmayacağımız hayvan dostumuzun hesabını adalet önünde sormak üzere, tüm yaşam hakkı savunucuları olarak suç duyusunda bulunacağız. Olayın, gösterilen faillerinden ziyade gerçek katilleri bulununcaya dek takipçisi olacağız. Bunun için duyarlı halkımıza söz veriyoruz. Öncelikle bizlere göre henüz faili belli olmayan bu cinayeti ve sorumlularını, nefretle kınıyoruz! açıklamasında bulundu.
HAYVAN HAKLARI YENİDEN ELE ALINMALI
Hayvanlara yapılan işkence, tecavüz, şiddet, kötü muamele ve cinayetlere karşı yapılması gerekenleri de aktaran Arkoç, Bir kez daha tüm Türkiyeye duyuruyoruz: Ağzı süt kokan bu yavruya acımasızca uzanan eller, ilk fırsatta insana da uzanacaktır. Aramızda serbestçe dolaşan bu katillerle aynı ortamda, hiçbir şey olmamışçasına nefes almak istemiyoruz. Bu elim olaya siyasi liderlerin, siyaset üstü bir mesele olarak, bir vicdan meselesi olarak yaklaştığını görmekten umutluyuz. Ancak bu kesinlikle yeterli değildir. Hayvan hakları alanında acilen doğru-yeterli-uygulanabilir yasal düzenlemelerin yapılması zorunludur. T.C. Anayasasının temel ilkelerinden olan hukukun üstünlüğü ilkesi vazgeçilmezimizdir. Hukukun üstünlüğü ilkesinin benimsendiği ülkelerde talimatlar ya da telkin görüşler değil, yasalar ve evrensel hukuk ilkeleri esastır. Aksi durum yargının bağımsızlığına gölge düşürecek ve devletin dünya kamuoyunda saygınlığını yitirmesine sebep olacaktır. Yavru köpeğin katledilmesiyle yakın geçmişte kamuoyunda tartışılan 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununa ilişkin değişiklik çalışmaları tekrar gündeme gelmiştir. Taslak, Mecliste bekleyen haliyle kabul edilebilir değildir. Hayvan hakları alanında ihtiyaç duyulan önlemlerden yoksundur ve hayvan hakları alanında uzmanlardan oluşturulacak yeni bir komisyon tarafından sıfırdan ele alınmalıdır. Baroların hayvan hakları merkezlerine ve komisyonlarına, gerek yasanın hazırlanması gerekse yasanın uygulanması noktasında yetki verilmeli, hayvan hakkı ihlallerine ilişkin davalarda doğrudan ve zorunlu müdahillik hakkı temin edilmelidir ifadelerini kullandı.
SUÇ OLARAK TANIMLANMALI
Hayvan hakları konusunda öneri sunmaya hazır olduklarını belirten Arkoç, şu önerilerde bulundu:Avrupada olduğu gibi, hayvanlara kanunen hukuki statü tanınmalı. Hayvanlar mal değil can kabul edilmeli. Sahipli ve sahipsiz hayvan ayrımı yapılmaksızın tüm hayvanlar eşit ve adil yasal güvence altına alınmalı. Hayvanlara karşı sadece bazı şiddet ve kötü muamele eylemleri değil, tüm eylemler kabahat olmaktan çıkartılıp suç olarak tanımlanmalı. Hayvanlara karşı işlenecek suçlar, caydırıcı ve önleyici nitelikte hapis cezası yaptırımına tabi tutulmalı. Getirilecek cezalar para cezasına ve seçenek yaptırımlara çevrilemeyecek nitelikte belirlenmeli. Bu suçlar, yasa tasarısı taslağında düzenlendiğinin aksine şikayete bağlı suç olmamalı. Şikayet hakkı da sadece belirli kişi ve kurumlara özgülenmekten çıkartılarak, kamu davası niteliğinde belirlenmeli. Hayvanseverlere kapılarını kapatan il ve ilçe belediyesi barınaklarına ve barınak personellerine ilişkin cezai yaptırım getirilmeli. Denetim koşulları yeniden düzenlenmeli, belediyelerin toplama eylemlerinin yasal sınırları ve müeyyideleri net olarak belirlenmeli. Ormana terk edilen sahipsiz hayvanların yaşam koşulları düzenlenmeli. Hayvanların üretim, ticaret ve satışı yasaklanmalı. Yasak ırk kapsamında bulunan köpeklere ilişkin yeniden düzenleme yapılmalı. Tüm Türkiyede fayton işkencesi sonlandırılmalı.Hayvanlara karşı işlenen suçları kovuşturmakla görevli polis teşkilatı oluşturulmalı. Canlı hayvan dövüşü, sirk, hayvanat bahçesi, yunus/penguen parkları kaldırılmalı.
Son olarak hayvan haklarının güvence altına alınması için harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Gonca Arkoç, Her canlının yaşam hakkı kutsaldır ve tüm hakların üstündedir. Hayvanlara hakları teslim edilinceye kadar mücadelemiz devam edecektir. Bu nedenlerle yukarıda saydığımız içerikteki yasal düzenlemenin en kısa zamanda gerçekleştirilmesi hususundaki zorunluluğu yasa yapıcının ve kamuoyunun dikkatine arz ederiz dedi.
Son Girilen Haberler
Siber suçlarla mücadele sürüyor: 63 şüpheli yakalandı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, siber suçlarla mücadele kapsamında gerçekleştirilen Sibergöz-33 ve Sibergöz-34 Operasyonları'nda 63 şüphelinin yakalandığını bildirdi.
İzmir’in deprem tehlikesi İstanbul’dan da yüksek
İzmir’de çoğu ilçenin fay hattı üzerinde yer aldığını söyleyen Prof. Dr. Sözbilir, Ege Denizi’nde ve çevre illerde bulunan faylar nedeni ile İzmir’in deprem tehlikesinin İstanbul’dan fazla olduğuna dikkat çekti
25 Nisan Mersin elektrik kesintisi! Mersin'de elektrikler ne zaman gelecek?
Mersin'de elektrik kesintisi listesi... Mersin'de elektrik ne zaman gelecek? 25 Nisan 2024 Perşembe hangi ilçelerin hangi mahallelerinde elektrik kesintisi yaşanacak?