İzmirlilerin çocukluk anılarının bir parçası olan, şarkılarda 'Selluka gibi sarılmak' sözleriyle geçen, görüntüsü kadar kokusu da etkileyici olan selluka çiçeğini anneanne, babaanne bahçelerinden bugüne taşımak için çabalayan Türk sanatları atölyesi işleten Pelin Uğur, sosyal medyada kurduğu sayfadan ulaştığı çiçekseverlerle 2 yıl önce 'Sellukalar sarsın bahçelerimizi' adıyla bir proje başlattı. Sellukayı yeniden İzmir’in sembolü haline getirmeyi amaçlayan proje kapsamında, okullarda ve çeşitli kurumlarda paneller düzenleyen, çiçeğin kolonyasını üreten, tablo ve takılar yaparak sanata dönüştüren ekip, sellukanın tohumlarını ücretsiz olarak dağıtıyor.

Girit’ten İzmir’e geldiği bilinen selluka, sarmal görüntüsü, hoş kokusu ve beyaz, mor, pembe renkleri ile dikkat çekiyor. İzmir’de daha çok Karşıyaka’da ve Çeşme’de sayılı evde yetişen ve fasulye ailesinden gelen selluka, kışın yapraklarını döküyor, havalar ısınınca ise hızlı büyüyor. Bu yıl İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü de, başlattığı çalışma ile sellukayı sembol olarak kabul ederek, Kemeraltı ve çevresinde gastronomi alanındaki kriterlere uyan gıda işletmelerine selluka plaketi ve belgesi verecek. Havra Sokağı’nda bulunan bir otelin duvarlarına da selluka çiçeklerini resmeden proje ekibinin hayali, Saat Kulesi’nden daha eski bir tarihe sahip olan bu çiçeği herkesin tanıyabilmesi için bir festival düzenlemek. İzmir’i tanımak adına tarihi dokusunu inceleyip, hikayeler okuduğunu söyleyen Proje Koordinatörü Pelin Uğur, şunları söyledi:

"Okuduğum birçok makale hikaye ve araştırmalar benim yolumu selluka çiçeği ile buluşturdu. İzmir'de yaşayan bir insan olarak da istiyorum ki İzmir şehrine bir katkım olsun. Projeyi başlattığımızdan beri sosyal medyadan bize ulaşan veya bizim ulaştığımız insanlara tohumları ücretsiz dağıttık. Çalışmalarımız çok keyifli oldu. İzmir’in kültürel hafızasında olan bu çiçeğin çok daha yaygınlaşmasını istiyoruz. Çiçeği eski kuşak büyüklerimiz tanıyor, bir çoğu çocukluk anılarından başlayarak anlatıyor. Girit Mübadeleleri’nden sonra İzmir’de yaşayan bir topluluk var. Onlar yoğun bir şekilde bu çiçeği sahipleniyor. Yıllar evvel hükümet binasında yer alan selluka çiçeklerini gören, Saat Kulesi’nin açılışına gelen devlet erkanları çok etkilenmişler. Bir dönem sembol olarak kullanılmış. Yeniden hatırlanırsa bu çiçeğin İzmir’e çok artı değer katacağına inanıyorum. İstanbul’da Lale Festivali, Erguvan Festivali yapılıyor, İzmir’de neden bir Selluka Festivali olmasın? Bu anlamda çalışmalara başladık. Çiçek sevdalıları bize ulaşıyor, açan çiçeklerinin fotoğraflarını gönderiyorlar. Çok mutlu oluyoruz."

'Herkes hayranlıkla bakıyor'

Evinin bahçesinde selluka yetiştiren Asuman Karabulut ise, "Ben sellukamı ilkbaharda ektim. Fakat çok hızlı bir gelişim gösterdi. 5 ayda kocaman oldu. Daha önce internette resimlerini görmüştüm, ilgimi çekmişti. Merak saldım, tohumunu alıp bahçeme ektim, yetiştirdim. Sonra pazarda gördüm oradan da fidanını aldım. Suluyorum, arada bir gübre veriyorum, bakımı kolay. Kokusu çok hoş, onunla birlikte gelen arılar böcekler beni çok mutlu ediyor. Lüle lüle bir çiçek, çok güzel açıyor. Sokaktan geçenler, kokusuna ve görüntüsüne gelip soruyorlar, tohum istiyorlar. Herkes hayran hayran bakıyor" diye konuştu.

'İzmir'in simgesi olmalı'

Öte yandan DHA muhabirinin selluka çiçeğinin fotoğrafını göstererek, "Bu çiçeği biliyor musunuz" diye sorduğu İzmirlilerden Fikret Kutlay, "Begonvili biliriz, begonyayı biliriz ama bunu tanıyamadım. Bir çiçeğin festivalinin yapılması güzel olabilir. Çiçeğin geçmişi varsa İzmir’in simgesi olması güzel olur. Yeter ki yeşillik olsun, çiçek olsun" dedi. 87 yaşındaki Feyzullah Şen ise, Selluka çiçeğini daha önce hiç duymadığını ve görmediğini söyledi. Selluka çiçeğinin İzmir’de bir kolejin sembolü olduğunu vurgulayan Nilgün Öztin ise, "Kolejin lojmanının bahçesinde bir sürü sellukalar vardı. Mor salkım denir ona. İstanbul’un, Manisa'nın lalesi varsa, İzmir’in de sellukası olabilir. İzmir’in simgesi olabilir. Feminen bir simge olur bence, kadınlar sahip çıkar. Ben çıkarım mesela" dedi. Selluka çiçeğini Çeşme’de gördüğünü belirten Sunay Karal, "Alaçatı bu çiçekle dolu. Herkes bilmez bu çiçeği. Keşke tekrar İzmir’in simgesi olsa, şahane olur. Görünüşü çok güzel, çok seviyorum" diye konuştu. Selluka çiçeğinin adını ilk kez duyduğunu söyleyen Zafer Şaşmaz, "Göçmen Giritliler biliyordur bu çiçeği. Biz bilmiyoruz fakat İzmir’in simgesi olması çok güzel olur" dedi.