Türkiye'de 91 yıldır değişmeyen çok az şey var...
Bunlardan biri devletin Alevilere bakış açısı...
Bu ülkede iktidarda kim olursa olsun, Alevilerin talepleri bir şekilde görmezden geliniyor.
"Sağ iktidarlar istemediği için Alevilerin sorunları çözülmüyor" yaklaşımı meselenin
bütününü anlamaya ve anlatmaya yetmez.
Çünkü sol-sosyal demokrat iktidarların Alevilere bakış açısı sağ iktidarlardan farklı değil.
Ülke tarihinin en büyük Alevi katliamlarından Madımak yaşandığında iktidarda SHP vardı.
90'lı yıllar boyunca SHP-CHP-DSP çizgisi koalisyonlarla hep iktidarda kaldı ama 37 kişinin yakılarak öldürüldüğü Madımak Oteli'nin kebapçı olarak işletilmesine o dönemde kimse itiraz etmedi.
Madımak yıllar sonra Alevilere mesafeli durduğu söylenen AK Parti iktidarında müze haline getirildi.
İlginçtir Alevi-Bektaşi inancının okul kitaplarına girmesi de yine bu iktidar döneminde gerçekleşti.
Sonra ne oldu bilinmez AK Parti de kendinden önceki iktidarlar gibi Alevileri unutuverdi.
Oysa sayıları milyonlarla ifade edilen Alevi vatandaşların karşılanması çok basit ve makul iki ana talebi var.
Cemevleri'nin resmi ibadethane statüsüne alınması ve Alevi din adamlarına devletten maaş bağlanması.
Alevi meselesi Türkiye'nin Kürt meselesiyle beraber yumuşak karnı...
Suriye krizi çıktıktan sonra dış güçler tarafından defalarca kaşınmak istendi.
Ancak toplum bu oyuna gelmedi.
Şimdi yapılması gereken Alevilerin taleplerinin daha fazla sürüncemede bırakılmadan karşılanması.
Ankara'dan gelen haberlere göre hükümet 4 yıl önce başlattığı ancak sonuçlandıramadığı Alevi açılımını yeniden gündeme aldı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun talimatıyla başlatılan çalışmaların seçim öncesinde tamamlanması planlanıyor.
Süreç yeniden kesintiye uğramazsa, Aleviler yıllardır mücadelesini verdikleri haklara yine bir sağ iktidar döneminde kavuşacak.
Yeri gelmişken Alevi meselesini Ankara'dan önce bir sorun olmaktan çıkaran AK Partili Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne de bir parantez açalım.
Kocaeli'de Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan tam 11 Cemevi olduğunu biliyor muydunuz?
Bunların tüm masrafları (personel dahil) büyükşehir belediyesi tarafından karşılanıyor.
1 milyon Alevi'nin yaşadığı İzmir'de ise büyükşehir sadece iki Cemevi yaptırmış!
Merkezi hükümetler ve yerel yönetimlerin Alevi meselesine bakış açısı ve icraatları böyle.
İzmir'den başka gidecek yeriniz yok mu?
CHP'nin parti yönetiminde kim varsa ayda bir kez İzmir'e uğruyor.
Zannedersiniz ki, İzmir bu partinin en sorunlu olduğu yer...
Ve bu arkadaşlar 'Aman İzmir'i ihmal etmeyin' diye sıkı sıkı tembihlenmiş!
Önceki gün hem Ercan Karakaş, hem de bomba transfer Mehmet Bekaroğlu İzmir'deydi.
Daha geçen hafta Sencar Ayata ve Tuncay Özkan'ı ağırladı partililer...
Sezgin Tanrıkulu başta olmak üzere partinin diğer ağır topları da sık sık boy gösteriyor kentte...
Ne var bunda diyenler olabilir...
İktidarı hedefleyen bir partinin kurmaylarının İzmir'de değil de sıfır çektikleri Doğu- Güneydoğu Anadolu'da dolaşması daha doğru olmaz mı?
Ya da yüzde 10'un altında kaldıkları işçi kentlerinde sahaya çıksalar ya!
Yoksa bu İzmir aşkının alt metninde başka bir şey mi var?
Bu gelenler İzmir'den milletvekili listesine girmek için nabız yokluyor olmasın?