Bir yenilik veya bilimsel bir gelişme, daima ihtiyaçtan doğar. Şüphesiz ki facebook da bir ihtiyacı gideriyor. Günümüzde insanlararası yakın ilişkiler çok azaldı. Arkadaşlıklar komşuluklar ve dostluklar azaldı. Buna bağlı olarak da paylaşma, dertleşme ve yakın iletişim neredeyse kayboldu. Yani genel olarak insanlar arasında yalnızlık duygusu yaygınlaştı. İşte facebook sanal yol ile de olsa, bu sorunu çözümlüyor. Ancak bilgisayarlar, akıllı telefon ve bu sanal iletişimler için de "yumurta-tavuk" espirisi yapılabilir.
BİR EĞLENDİK Kİ...!
Yani yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan gelir? Acaba sanal iletişim yaygınlaştıkça insanlar doğrudan iletişimi boşlar mı oldu? Veya insanlar doğrudan iletişimi boşladıkça sanal iletişime mi yöneldiler? Bu duruma çok uygun, karikatür gibi bir sahneye işaret etmek istiyorum. Kızlı erkekli 17 yaşlarında 5 genç Kordon'da beraberce yürüyorlar. O sırada beş gencin 4'ü telefon ile konuşuyor. Sonuncu da mesajlaşıyor. Güya beşi bir arada geziyorlar. Sonra da "Ay bir eğlendik, bir eğlendik..." diyorlar.
SIĞINILAN MAĞARA
Özellikle sosyal fobisi olanlarda, yani arkadaşlıkları ve dostlukları pek olmayanlarda bu bilgisiyar düşkünlüğü üst boyuttadır. Yani her kim ki tüm boş zamanlarını bilgisayar karşısında geçiriyor, genellikle bir sosyal iletişim sorunu vardır. Tabii ki bilgisayarı bir iş veya amaç doğrultusunda yoğun olarak kullananlar bu genellemenin dışındadır. Ama sosyal yaşamda başarısız olanlarda gözlediğimiz bir eğilim, bilgisayarı sığındıkları bir mağara olarak algılamaktadır.
İşte faceebook da gerçekte yalnızlık nedeniyle bu mağaraya sığınanların sanal iletişimini karşılamaya yarar. Sabah uyanır uyanmaz ilk işimiz bilgisayarda faceebook'u açmaktır. Kim nerede ne yapmış, kim nasıl yorum yapmış. Ben de ilginç bir yorum yapayım. Dikkat çekici bir şeyler söyleyeyim isteği... Hangi eğlenceli mekanda kimler kimlerle oturmuşlar, neler yiyip içmişler. Masadaki yiyecek ve içecekler ile tüm insanlar, gülümseyen yüzlerle facebook'a yüklenmiş. Geleneksel kültürümüzde yediğimiz içtiğimiz ile övünmek ayıptır. Ama bakın herkes nasıl da göstermiş. Daha sonra "Biraz da ben onlara hava atayım" diye bir düşünce yaygınlaşıyor. Tahmin edeceğiniz gibi bu düşünce ile attığınız her adımı, yediğiniz her naneyi facebook'a yüklemek yerleşen bir tavır oluyor.
TANI KOYDURUYOR!
Aşağılık ve üstünlük kompleksi, diyalektikteki "zıtların birliği" ilkesine uygun olarak aslında her insanda vardır. Birçok insanda bu eğilimler belli bir denge içindedir. Ama bazı insanlarda aşağılık kompleksi çok güçlüdür. Aşağılık kompleksi çok fazla olan insanlar çeşitli şekillerde aslında aşağılık bir durumda olmadıklarını kanıtlamaya çalışırlar. Zengin ve güçlü olduklarını herkes görmelidir. Sürekli olarak çok iyi ve üstün durumda olduğunu herkese göstermeye çalışırlar. Yani; üstün, zengin, iyi eğlenen, çok güzel yerlerde güzel şeyler yiyip içen, çok güzel kızlarla dolaştığını ve çok yakışıklı erkeklerle beraber olduğunu göstermek için aşırı bir istek içinde olanların, aslında güçlü bir aşağılık kompleksine sahip olduklarından bahsedebiliriz. Facebook ne işlere yarıyor değil mi?