Bazen üzücü bir olay sonucunda, bazen de hiçbir neden olmadan, aniden başlayan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ve korku nöbetleridir. Halkın evham, endişe ve vesvese dediği bu durumun adı "PANİK BOZUKLUĞU"dur.
BELİRTİLER:
Her insanda tüm belirtiler bir arada olmayabilir.
* Çarpıntı. Kalbin kuvvetli ve hızlı atması
* Göğüste sıkışma ve göğüs ağrısı
* Soluğu kesilecek gibi olma, nefes darlığı, ölüm korkusu
* Başdönmesi, sersemlik hissi ve bayılacak gibi olma
* Bir süre kendini veya çevresini tuhaf ve farklı hissetme
* Kontrolü kaybetme veya delirme korkusu
* Üşüme, ürperme, ateş basması, uyuşma, karıncalaşma, halsizlik, titreme, bulantı
ACİL SERVİSE ABONE!
Panik atağı yaşayan kişilerin çoğunluğu kalp krizi geçirdiğini zannederek ölüm korkusu ile acil servislere abone olurlar. EKG ve anjio gibi çeşitli kardiyolojik tetkiklerden geçerler.
Gittikleri doktorların "aslında bir şeyin yok" lafından çok rahatsız olurlar. Bu panik atakları tekrarladıkça kişi gergin, huzursuz ve endişeli bir şekilde, "her an kötü bir şey olacağı korkusuyla" evden çıkamaz hale gelebilir.
Öğrencilerde ders başarısızlıkları başlar. Çok çalıştığı halde sınavlarda olmayacak hatalar ile hayal kırıklıkları yaşanır. Bu nedenle okuldan ayrılan gençler vardır.
AKIL VERMEK ÇOK YANLIŞ
Panik bozukluğunun illa da bir neden yüzünden olduğuna inanılır. "Kocam beni aldattığı için...". "Kaynanamdan dayak yedikten sonra...", "İflas ettiğim zaman...", "O trafik kazasından sonra" bu rahatsızlığın ortaya çıktığını zannederler. Oysa bu tür sorunlar olsa olsa rahatsızlığı tetiklemiştir. Esas sorun, yaşam sorunları değildir. Esasında panik bozukluğu beyindeki bazı biyokimyasal dengelerin bozulmasından kaynaklanır. İnsanın iradesi ile bir ilgisi yoktur. "Boşver", "Takma kafana..". "Pozitif düşün" diye akıl vermeler çok yanlıştır.
Kimyasal bir nedeni olduğu için mutlaka antidepresif kullanılması gereklidir. Antidepresifler alışkanlık ya da bağımlılık yapmazlar. Tedavi genellikle uzun sürelidir. Kimi zaman 5-6 ay, bazen de birkaç sene sürebilir. Bu ilaçların prospektüslerini çok fazla didiklemek ve internetten ilaç araştırmaları yapmak, tedaviyi zorlaştırır. Eğer kişi kendi kararı ile tedaviyi erkenden keserse rahatsızlık sık sık tekrarlar, kronikleşir. Panik bozukluğu yaşayanlar "umutsuz ve çaresiz" olduklarına, kimsenin kendilerini anlamadığına inanırlar. Elbette rahatsızlığın gerçekte ne olduğunu bilince ve doğru tedavi olunca bu negatif düşünceler kaybolur.