• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Merkez yine kendi bildiğini yaptı CAHİT SÖNMEZ

Merkez yine kendi bildiğini yaptı

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21.11.2014, 00:00
Son cümleyi ilk cümle olarak yazayım. Bazı baskılara diğer bir deyişle piyasaların beklenti satın almasına rağmen faiz kararını kendi kriterlerine göre verdi. Tabiki doğrusunu da yapmış oldu. Son iki ayda olduğu gibi Kasım ayını da pas geçti, faizleri yanı seviyede tutmayı tercih etti.
Öncelikle faiz oranlarını hatırlayalım, ardından Para Politikası Kurulu'nun kararlarını dayandırdığı gerekçelere değinelim. Bankaları fonlamada en fazla kullanılan "politika faiz oranı" yüzde 8.25 seviyesinde kaldı. Böylece, haftalık repo ihalesi ile bankalara verdiği paranın maliyetleri de değişmedi. Politika faiz oranı ile beraber göz önünde bulundurduğu marjinal fonlama oranını da yüzde 11.25'de korudu. Sıkılaştırma yapması gerektiğinde bankalara para verirken başvurduğu bu faiz oranını aslında tedbir amaçlı risklere karşı bir tavan amacıyla da kullanıyor. Küresel ekonomik ve siyasi koşullarda hızlı değişimler olduğundan Merkez Bankası kendisine geniş bir hareket alanı yaratarak piyasaların gerisinde kalmak istemiyor.

HANGİ FAKTÖRLER

Aşağı çekmediği her iki faiz oranını bir arada değerlendirdiğimizde Merkez'in "sıkı para politikası duruşunu devam ettirmek istediği, dikkate aldığı risk faktörlerinin göz ardı edilmemesi gerektiği" mesajlarını verdiğini söyleyebiliriz.
Göz ardı edilmemesi gereken risk faktörleri neler derseniz.
Birincisi enflasyon ve enflasyon beklentileri... Petrol fiyatları düşüyor, kurdan dolayı ithalat fiyatları da duruldu. Daha ne olsun, enflasyon üzerindeki basınç azalıyor yaklaşımı özellikle piyasa aktörleri arasında hakim olmasına karşın Merkez Bankası "çekirdek ve maliyet enflasyonunun" iki hanelerdeki seyrini öne sürerek enflasyonun henüz faiz indirimi için alan açmadığını savunuyor. Çünkü gıda fiyatları enflasyonu zorlayacak. Aynı zamanda kurların yeniden ateşinin yükselme olasılığı var. Kurların tırmanması hem ithalat fiyatının artmasına bağlı enflasyon üzerinde baskı yaratacak hem de yabancı sermaye çıkışları sonucu cari açık finansmanını zorlaştıracak. Bu bağlamda, hafif düzelmenin sağladığı marjın üzerine atmak yerine suların biraz daha durulmasını beklemek faizlerin geleceği düşük seviyelerde kalma süresini de uzatacaktır.

TALEP DENGELEMESİ

İkincisi cari açık. Evet cari açık geriliyor. Ama sürdürülebilirliği halen soru işareti taşıyor. Zira, ihracatımızın yarısını gerçekleştirdiğimiz Avrupa ülkelerinin durumu pek parlak görünmüyor. Toparlanmaları zaman alacak. Her gecikme Türkiye'nin ihracatını tehlikeye sokabilir. Büyüme hızı hafif yükseldiğinde ithalat seviyesi de paralel olarak yükselecek. Bu durumda seneye ulaşılacak yüzde 4'ün üzerindeki büyüme cari açığı ivmelendirecek.
Üçüncüsü talep ve finansal koşullardaki gelişmeler. İç ve dış talep dengelemesi kesinlikle sürdürülmeli. Dolayısıyla, kredi hacmindeki genişlemenin yüzde 15'in fazla üzerine çıkmamasında fayda var. Erken gelecek faiz indirimi nihai iç talebi yukarı doğru hareketlendireceğinden dengeleme süreci sekteye uğrayabilir.
Sözün özü aceleye gerek yok. Seneye enflasyondaki baz etkisi devreye gireceğinden ve hızlı bir şekilde Merkez Bankası'na faiz indirimi için yer açacağından olağanüstü bir durum olmadığı müddetçe faiz indirimi yönlü aksiyonlara tanık olacağız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA