Yarın kritik toplantı yapacak Merkez Bankası ve merakla beklenen kararlarını açıklayacaklar. Toplantıyı diğerlerinden kritik kılan faiz kararı olacak. Faizleri aynı seviyede tutacak mı yoksa 100-150 baz puan düzeyinde aşağı çekecek mi? Bilimsel gerekçeleri öne sürerek bu ay ve Mayıs'ta olası bir faiz değişikliğinin zamanlamasının doğru olmayacağını vurgulamaya çalışmıştık. Ancak merak ettiğimiz bazı temkinler karşısında Merkez Bankası'nın "ne şiş yansın ne kebap" politikası izleyip izlemeyeceği...
Öncelikle Merkez Bankası'nın uyguladığı para politikasını kısaca hatırlayalım... Bankalara likidite verirken iki farklı kanalı kullanıyor Merkez Bankası. Birincisi 7 gün vadeli repo faiz oranı. İkincisi borç verme faiz oranı. Politika faiz oranı olan repo faiz oranı yüzde 4.5'den yüzde 10'a, borç verme faiz oranı da yüzde 7.75'den yüzde 12'ye yükseltilmişti olağanüstü toplantı ile. O zamanda bazı telkinler yüzünden Merkez Bankası zamanlama hatası yapmasına neden olmuş, pas geçtiği toplantıdan sadece 1 hafta gibi kısa süre içinde bir kez daha toplanıp bu radikal kararı almak zorunda kalmıştı. Şu an geçerli olan yüzde 10 ve yüzde 12 aralığında koşullara göre fonlama maliyeti belirliyor Merkez Bankası. Böylece, tahvil ve mevduat gibi diğer faiz oranlarını da manevra yaptığı bu alana çekmeye çalışıyor. Bir yerde faiz beklentilerini yönlendiriyor.
BEKLENTİLER NE YÖNDE
Ekonomiye yön veren aktörlerin tahminlerinden istatistiki yöntemlerle ortalamalar alınarak derlenen "Beklenti Anketini" yayımladı Merkez Bankası. 80'in üzerinde katılımcı ile oluşturulan anketten çıkan bulgulara kısaca değinirsek "iktisadi platformda faiz indiriminin bu ay pas geçileceği" sonucuna ulaşacağız.
3 ay sonrası için 7 gün vadeli repo faiz oranı yani politika faiz oranının yüzde 10'da olmasını öngörmüş katılımcılar. Bırakın bu ayı 3 ay daha aynı seviyenin korunacağı yönünde görüş bildiriyorlar. 6 ay sonrası için birkaç ekonomi aktörü yüzde 9 tahmini yaptığı için ortalama yüzde 9.61'e gelmiş. Hızımızı almışken devam edelim... 12 ay ve 24 ay sonrası içinde sırasıyla yüzde 9.34 ve 9.03 oranlara iniyor. Net bir şekilde görüldüğü gibi ekonomiye yön veren aktörler de bu ay ya da Mayıs'ta gelecek faiz indirimini erken buluyorlar.
Bir süredir Merkez Bankası bankaları repo ihalesi ile fonluyor ve faizleri yüzde 10'lara gevşetiyor. Hatta bu hamlesi örtülü faiz indirimi olarak da yorumlandı. Çaktırmadan yüzde 2 gibi bir indirim yaptı diyenler bile oldu. Yani yüzde 12'den yüzde 10'a çekti demek istediler. Oysa Merkez Bankası nabız almaya çalıştı, bankaların bu seviyeleri ne kadar kabullendiğini görmek istedi. Sonuç fena sayılmaz.
TAHVİLLER NORMALLEŞİYOR
Tahviller cephesinde de ilginç gelişme gözlemliyoruz. 2 ve 10 yıl vadeli tahvillerin verim eğrisi negatif idi. Daha açık bir ifadeyle, 2 yıl vadeli gösterge tahvil faiz oranı 10 yıl vadeli tahvil faiz oranından biraz daha yüksekti. Tersine piyasa (inverted) diye adlandırdığımız bu durum son birkaç haftadır normale dönmüş görünüyor. Eğer bozulmazsa 10 yıl vadeli tahvillerin faiz oranları 2 yıllıkların üzerinde seyrediyor.
Faizlerin biraz ateşinin düştüğünü ancak belli seviyede direnç oluştuğunu kanıtlayan bir bulguya daha değinelim... Nisan ayı Beklenti Anketi'ne göre vade bitimine 3 ay kalmış TL cinsi tahvillerin Nisan, Mayıs ve Temmuz sonu itibarıyla faiz oranlarının yüzde 9.66, 9.68 ve 9.,65 seviyelerinde gerçekleşmesi öngörülüyor. Tahminler ve iktisadi gerçekleri bir arada değerlendirdiğimizde kritik toplantıdan faiz değişikliği çıkmaması beklenebilir. Faizler pas geçilse de zorunlu karşılıklara ilişkin rahatlatıcı bir karar duyabiliriz Merkez'den...