İYİ Parti'de ne mi oluyor?

İktidarın yağmalarıyla borç bini aşmış..

Suriye'de yeni uydu devletçik kuruluyor..

Batısı güneyi, doğusu kuzeyi Türkiye'ye karşı birleşmiş..

Ekonomi perişan..

Dolar, Euro tarihi zirvede..

Bir haftadır ekranlardaki soru şu;

- İYİ Parti'de neler oluyor?

**

Yargı, 3 kişinin 6 dudağı arasına sıkışmış..

Birkaç abi tak diye istiyor, hakimler şak diye yapıyor..

Bu karanlıkta, umutsuz bir gencimiz daha canına kıymış..

Dahili ve harici bedhahlar Türkiye'nin başına çorap örmeye devam ediyor..

Mutfak yanıyor..

Çarşı yanıyor..

Pazar yanıyor..

Bir haftadır ekranlardaki soru şu;

İYİ Parti'de neler oluyor?

**

Elbette İYİ Partililer de konuşuyor..

Fakat dikkat buyrun, asılan yok, kesilen yok, "Parti dışısın" diyen yok..

Bunun adı demokrasi..

Biliyorum, partilerde bu tabloya yabancılaştık..

Bir tartışma yaşandımı, anında tespiti yapıştırıyoruz; Dağılıyorlar..

Ama alışmaya başlasak iyi olur..

Yakından biliyorum, burada işler başka yürüyor..

Misal, bana göre,

İncinen de haklı, sitem eden de..

İncinene incinen de haklı, sitem edene sitem eden de..

Gönül koyan da haklı, gönül koyana gönül koyan da..

Hepsinin sözleri kıymetli.. Varlıkları da..

Çünkü emekleri var.. Çünkü kendileri var..

Bir kongre sonrası birbirlerine ne dediklerine değil, memlekete ve millete dair ne dediklerine dikkat etmeli derim..

Çünkü bu kakafoninin asıl derdi, o sesi bastırmak..

Hattı zatında, "Başbakan'ın tazminatsız işten atılmasını" bile bu kadar konuşmamıştı Türkiye..

**

Şuraya dikkat lütfen;

Ekranlarda, soruyu da, mevzuyu da büyüttükçe büyütenler iktidar yanlıları..

Hangi kanalı açsanız soru aynı;

-İYİ Parti'de neler oluyor?

**

Tanıyan büyüklerim, dostlarım, kardeşlerim bilir;

Kimsenin hatırına, lafımı da, fikrimi de esirgemem..

Akif'in o muhteşem sözlerine yürükten inanırım;

"Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;

Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale! "

Dolayısıyla, samimiyetimi ortaya koyup derim ki;

"Millet Bizi Çağırıyor" derken şaka yapmıyorlardı..

Aramızda kalsın, duyanlar da duymayanlara söylesin;

"Mevzubahis vatan" olduğu için,

Gönül koyanıyla, sitem edeniyle, incineniyle birlikte, İYİ Parti iktidara yürüyor..

Hadi;

"Kıymetli basın", bunu da yazın !

Alacaklı kapıya dayandı!

Hapşırıkla hastaneye gidenin MR'ını, EKG'sine çekip, tam kan tahlilini yapıp, iki gün de müşaade altına alıp, milletin hazinesine milyarlık faturalar kesildi..

Adı "Sağlık sistemi"ydi, bu kafayla oldu sana "Sağlık sektörü"

**

"Yapmayın, etmeyin, böyle savurganlık olmaz" diyenlere, "Milletin sağlığı bizim için her şeyden önemli" diye ahkam kestiler.. Oysa mesele milletin sağlığı değil, parası olanın daldığı sağlık sektörünün milletin sırtına bindirdiği ağır yüktü..

Hem de ne yük..

Ne kadar eş dost varsa sağlık sektörüne daldı, milletin hazinesinin sağlığı fena bozuldu..

**

İki gün önce bir iktidar borazanı televizyonda bağırıp çağırıyordu..

Diyordu ki;

-Amerikan Büyükelçisi haddini bilsin.. İlaç firmalarının alacağından ona ne? İş takipçisi mi, diplomat mı?

Sebep neydi?

Amerika'nın Ankara Büyükelçisi dedi ki;

-ABD'li ilaç firmalarının Türkiye'den alacağı, bir yılda 10'a katlanıp, 2.3 milyar dolara çıktı.. Bu durumda Türkiye'yle iş yapmaktan vazgeçebilirler..

Aslında dedi ki adam;

-Aga, hani bir sistem kurup da parayı saçtınız ya.. Bizim için fena da değildi hani.. Şu ana kadar tıkır tıkır ödüyordunuz, memnunduk.. Ama şu borcu bi temizleyin artık..

Borcun Türkçe karşılığı, 17 milyar 700 milyon lira..

Büyükelçi bu.. O da, konsoloslar da ülkelerinin şirketlerinin, başka ülkelerdeki menfaatlerini gözetmek için burada.. Yani aslında adam yanlış bir şey söylemiyor..

Çünkü bugün onun yaptığını, yıllardır Türk diplomatlar da yapıyor.. Hatta, Ak Parti iktidarı, bu nedenle, yani ticari işler daha iyi yürüsün diye, büyükelçiliklere diplomattan çok tüccar zihniyet atadı..

Ama Amerikalı büyükelçi "Kardeş bizim hesap kabardı" deyince kötü oldu..

**

Yaz başında o meşhur 5 müteahhite 117 milyar lirayı tak diye ödeyen iktidar, el alemin şirketlerine karşı boynumuzu büküyor.. Onda biri parayı ödememiş, bir de kafa tutuyor..

E hani milletin sağlığı öncelikliydi?

O beş müteahhitin sağlığına verilen 117 milyar nireeee, milletin sağlığından kısılan 17.7 milyar nireee?

**

Haaaa, işin bir de yurt içindeki borçları var..

Biriken borçlar yüzünden, özel hastaneleri ve yerli şirketleri çağırıp, alacağının şu kadarından vazgeç dendiğini duymuşsunuzdur..

Sorum şu;

Şu ana kadar, geçmediğimiz köprü için, gitmediğimiz yol için, uçmadığımız havalimanları için, o beş müteahhitten birinin çağırılıp da, alacağının şu kadarından vazgeç denildiğini duydunuz mu?

Duymadınız.

Sokağa çıkma yasağı olan günler bile düşülmedi o alacaklardan..

**

De ki o müteahhitlere yolların bacını ödemedin, sonuç ne olur?

Yol orda köprü orda, katlayıp eve götürecek hali yok..

Ama de ki, ilaç kesildi, hastaneler kapıya kilit vurdu, sonuç ne olur?

Pandemi koşullarında düşünmek bile istemiyorum..

Hele de bütün dünya gibi hepimizin "Aşı" hayaliyle bekleştiği bu günlerde..

**

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener sıkça işaret ediyor ve diyor ki;

-Mesele kimi ve neyi öncelediğiniz.. Önce millet yerine, önce o beş müteahhit derseniz, ne yerlisiniz, ne de milli..

Lafa geldi mi;

-Kemal Kılıçdaroğlu var ya, Kemal Kılıçdaroğlu, onun döneminde hastane önlerinde kuyruklar vardı.. SSK'yı batırdı..

Birincisi;

"SSK' kar edecek bir kuruluş değildir" gerçeğini şuraya bırakayım..

İkincisi;

Sıkıştıkça Kemal beye laf atan Tayyip Erdoğan'ın, "Söz konusu olan milletin sağlığıysa, gerekirse zarar ederiz, lafı olmaz" dediği gerçeğini de iliştireyim..

Geçenlerde yazmıştım, şu gerçeği de siz not edin;

Kemal Kılıçdaroğlu döneminde SSK'nın 7 yıllık zararı ne kadar biliyor musunuz; 2,1 milyar dolar..

Onu zarar etmekle itham eden Tayyip Erdoğan döneminde sağlık hizmetlerinden sadece ABD'li firmalara olan borcumuz ne kadarmış?

2.3 milyar dolar..

Bakın sadece ABD'li ilaç firmalarına.. Yani buzdağının görünen küçücük kısmı..

Felaket dedikleri 7 yıllık dönemin topyekün zararı 2.1 dolar, muhteşem dedikleri iktidarlarında 1 yıllık borç, 2.3 milyar dolar..

Hitler'in propaganda bakanı Göbels aklıyla nasıl propaganda yaparsanız yapın, gerçek bir gün karşınıza çıkıp, suratınıza çarpıyor..

İktidar değişir, rakamlar değişir, tablo değişir..

Ama değişmeyen altın kural bu..

Hayat gerçeği bir mutlaka yüzünüze çarpar..

**

Ama umudu kesmeyelim..

Bence sorunun çözümü basit..

Bakan Berat Albayrak çıksın Amerikalıların karşısına, suratlarına çarpsın lafı;

-Size ne oluyor Amerikalılar? Maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz?

Yazarın Diğer Yazıları