Prof. Dr. Ersan Şen

Hangi Siyasi Partiler Erken Seçime Katılabilir?

7102 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 16.03.2018 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu Kanun, 16 Nisan 2017 tarihli Anayasa değişikliğine ilişkin çıkarılması gereken “uyum yasaları” kapsamında da değerlendirilebilir. Anayasa m.67/7’ye göre; “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılan seçimlere uygulanmaz”. Esas itibariyle 7102 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerin 16.03.2019 tarihinden sonra yapılacak seçimlerde uygulanması mümkün olduğu halde, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği ile Anayasaya eklenen Geçici m.21’in (H) fıkrası bu engeli, yani seçim kanunlarında yapılan değişikliklerin bir yıl içerisinde yapılacak seçimlerde tatbiki yasağını bir defaya mahsus askıya almış ve 03.11.2019 tarihine kadar birlikte yapılacak milletvekilli ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde uygulanmasını mümkün kılmıştır.

Geçici m.21/H’ye göre; “Anayasanın 67 nci maddesinin son fıkrası hükmü, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra birlikte yapılacak ilk milletvekili genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi bakımından uygulanmaz”.

“Uyum yasaları” adı altında milletvekili seçimleri ile ilgili gerekli değişiklikler yapılsa da, henüz Cumhurbaşkanlığı seçimi için ne şekilde aday gösterileceğine dair yasal değişikliğe gidilmediği ve bu konuda genel hükümler içeren Anayasa m.101’in de yeterli olmadığı tartışmasızdır. 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandumla değiştirilen Anayasaya göre, gerekli yasal değişiklikler ve düzenlemeler yapılmadıkça, 03.11.2019 tarihine kadar birlikte yapılacak seçimin de bir anlamı olmayacaktır. Bu nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasa Geçici m.21/B’nin gecikmiş gereğini bir an önce yerine getirmelidir.

Anayasa Geçici m.21/B’ye göre; “Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç altı ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu Kanunla yapılan değişikliklerin gerektirdiği Meclis İçtüzüğü değişikliği ile diğer kanuni düzenlemeleri yapar. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenleneceği belirtilen değişiklikler ise Cumhurbaşkanının göreve başlama tarihinden itibaren en geç altı ay içinde Cumhurbaşkanı tarafından düzenlenir”.

Mevcut durumda Anayasa Geçici m.21/A’ya göre Meclisin basit çoğunlukla alacağı kararla erken, yani 03.11.2019 tarihinden önce birlikte yapılma ihtimali bulunan milletvekili genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili iki sorun bulunmaktadır. Bunlardan ilkine yukarıda kısaca değindik. Cumhurbaşkanı adaylığına ilişkin usul ve esasları düzenleyen yasal değişiklik bir an önce yapılmalıdır.

Diğer sorun ise, erkene alınma ihtimali bulunan milletvekili genel seçimlerine hangi siyasi partilerin katılabileceğidir. Çünkü seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarını düzenleyen Anayasa m.67’ye göre, seçimle ilgili tüm hususlar kanunla düzenlenmelidir.

2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun “Siyasi partilerin seçimlere katılması:” başlıklı 36. maddesine göre; “Siyasi partilerin seçimlere katılabilmesi için illerin en az yarısında oy verme gününden en az altı ay evvel teşkilat kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış olması veya Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunması şarttır.

Bir ilde teşkilatlanma, merkez ilçesi dahil o ilin ilçelerinin en az üçte birinde teşkilat kurmayı gerektirir”.

Bu hüküm uyarınca; siyasi partinin seçime katılabilmesi için illerin en az yarısında (41’inde), oy verme gününden (seçim gününden) en az altı ay evvel teşkilat kurması ve büyük kongresini yapması veya TBMM’de grubunun bulunması şarttır. Bir ilde teşkilatlanma, merkez ilçesi dahil o ilin ilçelerinin en az üçte birisinde teşkilat kurmayı gerektirir. Kanun hükmünün lafzına göre; milletvekili genel seçimi ne zaman yapılacaksa, o tarihten en az altı ay evvel seçime katılacak siyasi partinin en az 41 ilde ve her bir ilin ilçelerinin en az üçte birisinde teşkilatlanması ve büyük kongresini yapması şarttır ki, bu ikisi birlikte gerçekleşmelidir. Bunun dışında ancak TBMM’de grubu bulunan siyasi parti milletvekili genel seçimine katılabilir.ws

Siyasi partinin büyük kongresi nedir?

Siyasi partinin en yüksek organı büyük kongredir. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun “Büyük kongre:” başlıklı 14. maddesinde; büyük kongrenin tanımı, üyelerinin kimlerden oluşacağı, görev ve yetkilerinin neler olduğu, nasıl toplanacağı, ilk büyük kongrenin nasıl yapılacağı, parti kurucularının ilk büyük kongreyi toplayacağı, büyük kongrenin ilk toplantısının yapılmasına kadar ve bu kongrenin yetkilerini kurucular kurulunun kullanacağı düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; büyük kongresini toplayan siyasi parti 2820 sayılı Kanunun 36. maddesinin 1. fıkrasında aranan “ilk büyük kongresini düzenleme” şartını yerine getirmiş sayılacaktır.

298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un Yüksek Seçim Kurulu’nun görev ve yetkilerini tanımlayan 14. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendinde; tüzüklerine göre ilk genel kongresini yapmış olup, illerin en az yarısında ve en az altı ay evvel il ve ilçe teşkilatını kurmuş bulunan siyasi partilerin adlarını, ilçe seçim kurullarının yeniden kurulması için öngörülen ayların ikinci haftasında tespit ve ilan etmek, YSK’nın görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Bu madde; bir seçim hükmünü içermekle, YSK’nın görev ve yetkileri arasında milletvekili genel seçimine katılacak siyasi partileri tespit ve ilan etmekle ilgili olup, YSK tarafından bu yönde bir tespit ve ilan yapıldığında, bir an için bu tespit ve ilan 2820 sayılı Kanunun 36. maddesine aykırı olsa dahi, Anayasa m.79/2’nin son cümlesine göre, YSK’nın kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamayacağından, Kurulun 298 sayılı Kanun m.14/1-5 uyarınca yapacağı tespit ve ilan geçerli olacaktır. Ancak YSK’nın bu tespiti ve ilanı, 2820 sayılı Kanunun 36 ve 14. maddelerine göre yapması gerektiği tartışmasızdır. Siyasi partinin milletvekili genel seçimine katılabileceğine dair bu tespit ve ilan yapılmadıkça veya seçime katılmak isteyen siyasi parti 2820 sayılı Kanunda öngörülen şartları taşımadığından bahisle, YSK tarafından tespit ve ilan edilmedikçe, esas itibariyle 2820 sayılı Kanunun 36. maddesinin tartışmaya açılması veya bu maddeye göre bir siyasi partinin seçime katılamayacağını belirtmek yalnızca bir iddiadan ibaret olacaktır. Çünkü siyasi partilerin milletvekili genel seçimlerine katılmalarına dair kararı YSK verebilir ve bu karar da Anayasa hükmü gereğince bir başka mercie itiraza açık değildir.

Anayasa m.77’de düzenlenen TBMM’nin erken seçim kararı alma yetkisi, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği ile kaldırıldı. Ancak ilk defa birlikte 03.11.2019 tarihine kadar yapılacak milletvekili genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçiminin tarihinin erkene alınabilmesi, Anayasa Geçici m.21/A’ya göre mümkün bırakıldı. Meclis, basit çoğunlukla ilk birlikte yapılacak seçim için “erken seçim” kararı alabilir.

Bir görüşe göre; 2820 sayılı Kanunun 36. maddesinde, bir siyasi partinin milletvekili genel seçimine katılabilmesi için öngörülen şartların olağan seçim dönemi için aranacağı, erken seçim bakımından Anayasa m.77’de yapılan değişiklik de dikkate alınarak, 2820 sayılı Kanunun 36. maddesi yoluyla bir kısıtlamaya gidilemeyeceği, seçime katılma engeli getirilemeyeceği, belki seçime katılma engelinin “03.11.2019” tarihi esas alınarak düşünülebileceği ve bu tarihin olağan seçim tarihi olarak kabul edildiği durumda sınırlamanın bu tarih dikkate alınarak tatbik edilebileceği, ancak esasında 2820 sayılı Kanunun 36. maddesinde “normlar hiyerarşisi” ilkesine uygun şekilde Anayasa m.77’ye uygun değişikliğe gidilip bir uyumun sağlanmasının gerekli olduğu, aksi halde değişen yönetim sistemi ve seçim mevzuatı ile beraber yeni kurulan bazı siyasi partilerin “erken seçim” yönteminden hareketle, ilk defa birlikte yapılacak milletvekili genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmasının önlenmesinin, başta “seçme ve seçilme hakkı”, “eşitlik”, bu kapsamda “fırsat eşitliği” ve “temsilde adalet” ilkelerine aykırı olabileceği, bu durumunun Anayasa m.67 ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin Ek 1. Protokolü’nün “Serbest seçim hakkı” başlıklı 3. maddesine aykırılığı gündeme getirebileceği gözardı edilmemelidir.

“Serbest seçim hakkı” başlıklı İHAS Ek 1. Protokol m.3’e göre; “Yüksek Sözleşmeci Taraflar, yasama organının seçilmesinde halkın kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak şartlar içinde, makul aralıklarla, gizli oyla serbest seçimler yapmayı taahhüt ederler”.