"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“İttifak yasası” istifhamları

Cevher İLHAN
21 Mart 2018, Çarşamba
Kamuoyundan ve muhalefetten gelen bütün yapıcı önerileri reddeden iktidarın, noktasına - virgülüne dahi dokundurmadan alelacele Meclis’ten geçirdiği ve ana muhalefetin “temsilde adâleti” büsbütün ortadan kaldırdığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağını bildirdiği “ittifak teklifi”, daha baştan seçim adâletine gölge düşüren birçok istifhama sebebiyet verdiriyor.

Öncelikle, kuvvetler ayrılığının kesin biçimde ayrıldığı “başkanlık sistemi”nde bile başkanın atadığı hükûmet parlamentonun onayından geçtiği halde, getirilen “cumhurbaşkanlığı hükûmet modeli”nde Meclis’in güvenoyu gerekmezken, hiçbir gerekçesi kalmayan “yönetimde istikrar” adına “temsilde adâlet”i berhava eden yüzde 10 seçim barajının hiçbir mâkuliyeti bulunmuyor. 

Soru işâretlerinin başında, daha önce devlet memurlarıyla çevrede herkesin tanıdığı güvenilir vatandaşlardan seçilen sandık kurulu başkanlarının artık kaymakamların gönderdiği “kamu görevlileri” listesinden, ilçe seçim kurullarınca kura ile ilçedeki sandık sayısının iki katı aday arasından “mani hali olmayanlardan belirlenmesi” belirsizliği geliyor. 

Sormak lâzım; bu “mani hali olmama”nın kriteri nedir? Ayrıca muhalefetin her fırsatta “parti devleti”nden şikâyet ettiği ve devlet araç ve imkânlarının hoyratça kullanıldığı ortamda kamu görevlileri ne kadar tarafsız ve bağımsız kalabilecekler? 

“SAHTE SEÇMEN” SUİİSTİMALİNİN ÖNÜNÜ AÇIYOR

Bir diğer husus, kamu görevlilerinden “belirlenen” sandık kurulu başkanlarının, oy pusulalarının konulduğu oy zarflarını mühürlemelerini “unutacakları”  bahanesiyle “mühürsüz zarflar”ın geçerli sayılması garabeti. 

Gerçekten, sandık güvenliğinin ve sahte oy kullanılmadığının önemli bir teminatı olan “sandık kurulu mührü” şartı neden daha baştan “unutulabilir” diye kaldırılıyor? 

Bir yandan Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) milyonlarca bastırdığı zarfların filigranlı olduğundan bahsedilirken, diğer yandan, önceki seçimlerde birçok mahalde oy pusulalarının ve zarfların ortalığa saçıldığı, çöp kutularına atıldığı ortada iken, “mühürsüz pusula ve zarflar”ın dışarıdan getirilip getirilmediği nasıl anlaşılacak ve sahte oyların sisteme karışması nasıl önlenecek? 

Bir yorumcunun ifâdesiyle, yumurtaların üzerine dahi mühür vurulurken, oy pusulalarının konulacağı zarfların üzerinde mühür olmamasının “yasal” hale getirilmesinin nedeni nedir?

Yine bilindiği gibi daha evvel seçmen listeleri askıya çıkarılır ve oy kullanacak seçmenler vatandaşlarca bir nevi denetlenirdi. Yeni “yasa”da iktidarın emrindeki valilerin tâlimatıyla sandıkların taşınmasıyla ve aynı binadaki, sokaktaki seçmenlerin kimsenin tanımadığı sandıklara kaydırılmasıyla başka mahallerde kullanılacak yüz binlerce oyun kontrolü nasıl sağlanacak? 

Sonra kendi köyünde, mahallesinde, sokağında oyunu güvenle kullanan vatandaşlar, yabancı semtte hangi güvence ile oylarını kullanacaklar? Evlerin olmadığı boş arazilerde, olmayan adreslerde, metruk evlerde yazdırılan uyduruk “sahte seçmen” suiistimalinin önüne nasıl geçilecek?

HÎLELERE TEŞNE “ŞAHSA ÖZEL”!

Bütün bunların yanısıra, bir taraftan “cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi”yle yasama ile yürütmenin birbirinden ayrıldığı iddia edilirken, diğer yandan yürütmenin başı olan “cumhurbaşkanı seçimi oy pusulası” ile yasamayı teşkil edecek onlarca partinin katıldığı, partilerin amblemleriyle milletvekili adayları listesinin olduğu uzun “milletvekili seçimi oy pusulası”nın aynı zarfa konulmasına neden gerek duyuluyor?” 

“Yürütme” ile “yasama” seçimini karıştırmanın mantığı ve maksadı nedir? Niçin “cumhurbaşkanlığı seçimi” için ayrı, “milletvekili seçimi” için ayrı sandıklar konulmuyor? 

“İttifak” yapmayan partilerden iki ve daha fazlasına basılan oylar iptal edilirken, “ittifak” yapan partilere ayrı ayrı basılan oylar iptal edilmeyip -anket yaparcasına, –ilçe seçim kurullarınca- partilerin oy oranlarına göre “paylaştırılarak” daha baştan âdil seçimden sapılması çifte standardı neden? 

Özetle, Meclis devre dışı bırakılarak kapalı kapılar arkasında günübirlik basit siyasî hesâplarla bazı partilere ve “şahsa özel” hazırlanan yeni “ittifak teklifi”, suiistimallerle muallel hîlelere teşne haliyle “sahte oy”un önünü açıyor, seçime şâibe bulaştırıyor, sandık güvenliğini ortadan kaldırıyor. 

Oysa demokratik ülkelerde, özellikle seçimlere dair düzenlemeler, hukukçulara danışılarak, sivil toplumun görüşü alınarak, kamuoyunda yeterince tartışılarak ve parlamentoda etraflıca görüşülerek geniş uzlaşmalarla yapılır.

Zira demokrasinin birinci şartı ve olmazsa olmazı, demokratik, dürüst, eşit ve âdil seçimlerdir.

Okunma Sayısı: 2382
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı