29 Mart 2020 23:05

İTO Sekreteri Lütfi Çamlı: Fabrikalarda önlem almamak kamu sağlığını tehdit eder

Özel sektörde alınacak önlemlerin şirket yönetimlerinini isteğine bırakılmasının ayrımcılık olduğunu belirten İzmir Tabip Odası Sekreteri Lütfi Çamlı, "Önlem almamak kamu sağlığını tehdit eder" dedi.

Fotoğraf: Anadolu Ajansı

Reklam

Eda AKTAŞ
İzmir

Koronovirüs salgını nedeniyle hükümet her fırsatta ‘Evde kal’ çağrısı yapsa da işçiler geçinebilmek için çalışmak zorunda kalıyor. Fabrikalarda önlem olarak yemekhane, sosyal alan, soyunma odası gibi yerler kapatılırken, işçiler üretim alanlarında ve servislerde dip dibe durmak zorunda kalıyor. Yemekhanelerin kapatılması dolayısıyla besin değeri düşük yemek verilen işçilerin bir kısmı ise normalden daha uzun saatler çalışmaya zorlanıyor. Kamu kurumlarını kapsayan genelgelerde belirlenen önlemlerin özel sektörde yönetimlerin isteğine bırakılmasının ayrımcılık olduğunu vurgulayan İzmir Tabip Odası Sekreteri Lütfi Çamlı, önlem alınmamasının kamu sağlığını tehdit anlamına geldiğini söyledi.

Fabrikalarda salgına karşı alınması gereken önlemleri konuştuğumuz Lütfi Çamlı “Öncelikle belirtmek gerekir ki kamu kurum ve kuruluşlarını kapsayan genelgelerde belirlenen önlemlerin özel sektörde yönetimlerin isteğine bağlı olması bir ayrımcılıktır” dedi. Engelliler ve 65 yaş üstü çalışanı olan bazı işletmelerin ücretsiz izin, yıllık izin kullandırma vb yöntemlerle riskli çalışanları mağdur ettiğini dile getiren Çamlı, şöyle devam etti: “Kurumsal şirketlerde hijyen konusunda alınan önlemler göze çarparken küçük işletmelerde sorunlar yaşanıyor. Bir kaos ve karmaşa hakim, denetleyen yok. Çalışanlara maske bile veremeyen ve hâlâ çalıştıran firmalar yanında beş bin, on bin maske stoklayan firmalar da var.” İşletme girişlerinde usulüne uygun ateş ölçümünün doğru bir yaklaşım olduğunu ancak yeterli olamadığını dile getiren Çamlı, genelgelerde belirtilen önlemlerin eksiksiz bir şekilde uygulanması gerektiğini söyledi.

GEREKLİ İZOLASYON SAĞLANMALI

Bir çalışan da virüs testinin pozitif çıkması durumunda, öncelikle o kişi ile yakın temasta olanların da 14 gün izolasyona alınması, benzer belirti taşıyan varsa sağlık kuruluşuna başvurması gerektiğini ifade eden Çamlı, “Bu tür durumlarda işletmenin yönetiminin uyarılarak gerekli önlemlerin sağlanması lazım. Önlem alınmaması durumu kamu ve işçi sağlığının tehdidi anlamına geliyor. Bu durumda işçinin işten çekilme hakkı ve benzeri hukuksal hakları doğuyor” diye konuştu. Çamlı şöyle devam etti: “Bir işçide kovid-19 tespit edilirse işçi sağlığı iş güvenliği kurulunu acil toplantıya çağırıp izolasyon, işi durdurma vb gibi önlemlerin alınması karar altına alınmalı ve işverenin buna uyması sağlanmalıdır. İşçi sağlığı iş güvenliği kurulunun olmadığı işletmelerde ilçe sağlık müdürlüğüne girişimde bulunarak işyerine gereken izolasyonun sağlanması istenebilir.”

"İŞİN SÜREKLİLİĞİ İÇİN GÖZ ARDI EDİLEBİLİYOR"

Dünya Sağlık Örgütünün salgının yayılmasının önlenmesi için işyerlerinde alınması gereken önlemlere dair geliştirdiği bir rehber olduğunu hatırlatan Çamlı, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı üretim tesislerine kovid-19 salgınına karşı korunması amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin yazılı uyarıda bulundu. 7 ana kategoriden oluşan uyarı listesinde ateş ölçüm, takip kayıt beyan, hijyen, bir buçuk metre iş sürekliliğini sağlama ve bilgilendirme konuları yer alıyor. Büyük işletmelerde hijyen açısından sorunlar yaşansa da en önemi sorun orta ve küçük işletmelerde. İşin sürekliliğini sağlama adına birçok şey göz ardı edilebiliyor” diye konuştu.

İşyerlerinde çıkan vakaların üretimin devamlılığı, kâr ve kurumsal kimliğin zedelenmemesi gibi gerekçelerle saklanmasına tepki gösteren Çamlı, şunları söyledi: “Bu kuşkusuz hastalığın daha da çok yayılmasına hizmet eder. İşletmede hastalığın yayılması demek asıl o zaman işgücü kaybına yol açacaktır. Büyük sorun korku ve bilgi kirliliği bu olaya artık grip gibi değil sanki kesin öldürücü virüs gibi bakılıyor. Mutlaka çalışanların kaygıları giderilmeli ve bilgilendirmeler yapılmalı. İş riski analizinin bu hastalık nezdinde yeniden kontrolü ve alınması gereken önlemlerin alınması işverenlerin sorumluluğundadır. Yine acil eylem planlarının gözden geçirilmesi gerekmektedir.”

"SENDİKALAR BİREYSEL ÖNLEM YERİNE DAYANIŞMAYI GÜÇLENDİRMELİ"

Sendikaların paniği azaltıcı önlemler almasında, işçi sağlığı kurullarının işletilmesinde ve eğitimde rollerinin büyük olduğunu söyleyen Çamlı, “Bu anlamda özellikle bilimsel destek alabilirler. Sağlık açısından az da olsa suiistimallerin kontrol edilmesi gerekiyor. Bireysel rapor alma, işe gelmeme yerine dayanışmayı güçlendirici çalışmalar yapmalıdırlar. Son zamanlarda eline ilaç alan bende kronik hastayım diye listeye girmeye çalışıyor. Hekimlere gereksiz baskı uygulama çabalarını görüyoruz. Bunun yanında gerekmedikçe hastaneye gidilmemesi evde ki risk gruplarıyla temasın kesilmesi gibi önlemlere destek olmalılar. Kuşkusuz işçilerin bu salgın krizinde ekonomik kayıplarının olmamasını sağlamak da en büyük görevleridir” diye konuştu.

Reklam