Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Isparta muhabirimiz Hasan Özbek telefonun öbür ucunda dertli bir sesle anlatıyor:

- Gül üreticisi zor durumda, birkaç satır yazsanız da Ankara’dakiler sesimizi duysa çok iyi olur...

Ardından, gül üretimi ile ilgili bilgi veriyor... Dünyada yağ çıkarılan gülün yüzde 65’ini üreten Isparta’da bu işle 12 bin aile uğraşıyor. Geçmişte bizden başka sadece Bulgaristan’da gül üretilirdi. Son yıllarda gül üreten ülkeler çoğaldı. Talep azaldı. Gülyağı fiyatının çoktan açıklanması gerekirken bu yıl hâlâ açıklanmadı. 3 ton gül yaprağından 1 kilo gülyağı elde edilir.
Geçen yıl kilosu 7500 dolardı.

Haberin Devamı

Bu yıl bu fiyatın altında kalacağı sanılıyor. Hasan Özbek meslektaşımız diyor ki:

- Gül yağı malum, kozmetik ürünler ve ilaç sanayiinde kullanılır. Batılılar bizden aldıkları gül yağını parfüm gibi kozmetik ürünlerine dönüştürüp satıyor. Esas parayı onlar kazanıyor. Bizim de bu darboğazdan kurtulmak için mutlaka kozmetik sanayiini kurmamız lazım. Bu da ancak devlet desteğiyle olur...

Isparta’nın geçmişte gülüyle birlikte halısı meşhurdu. Halı üretimi tarihe karıştı. Hem makine halısı, hem Sümerbank’ın kapatılması Isparta’da halı üretimini sıfırladı. Hasan Özbek: “Gül de aynı akıbete uğramamalı” diyor. “Kozmetik sanayii kurulması şart” diyerek sözü noktalıyor...


Papaz yahnisi...

Rahip Brunson olayı ABD ile aramızdaki sorunların sadece bir tanesi. Ancak en ön sırada çözüm bekleyeni...
Anlaşılıyor ki Donald Trump, Erdoğan’la yaptığı görüşmede papaz Brunson’ın serbest bırakılacağı izlenimi edinmişti. Papazın ev hapsine alındığını duyunca aldatıldığını düşündü.
İpler bunun üzerine tarihte görülmemiş ölçüde gerildi. Bu olay yargıya baskı yapıldığı izlenimi vermeden nasıl çözülebilir?
Emekli Büyükelçi Pulat Tacar şöyle diyor:

- Bence çözüm papazı hükümetçe istenmeyen şahıs ilan edip, Amerika’ya yollamaktır.

Fikir güzel. Ancak bu yola gitmekte geç kalındı mı? Bu karar ABD’yi yumuşatır mı? Yerel seçim kampanyası ile Trump savaşını birlikte yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan bu yolu siyaseten uygun görür mü? Soruların yanıtını bu hafta alacağız...

Haberin Devamı

YÜCECAN

Büyük usta Can Yücel’i kaybının 19. yılında anıyoruz...
Gazeteler anma gününde uyarıyor:
“Can Yücel’in olmayan sahte şiirlere dikkat” diyorlar...
Ona ait olmayan 30’u aşkın şiir dolaşıyor internette...
Vatandaş beğendiği kimi şiirleri ona atfediyor...
Bu sahte şiirlerden biri ders kitaplarına bile alınmış...
Mesela şu:
“Sevdiğin kadardır ömrün...
Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi
Sevdiğin kadar sevileceksin.”
Can Baba’nın sahte olmayan şiiri mi?
Mesela, “Sizmografi”:
“Dünya öküzün boynuzları üstünde dururmuş,/ Her kıpırdayışında öküz, deprem olurmuş.../ Oysa dünya, halkların omzu üstünde durur/ Kıpırdasın da gör!”

KANAL

İstanbul Boğazı’nda dün yine bir gemi kazası yaşanıyordu ki...
Yalılara yönelen gemi son anda durarak bir felaketin yaşanmasını önledi.
Tabii bu tür kazalarda her zaman işitildiği gibi...
Yandaş medyada kimileri yine:
“Kanal İstanbul’un gerekliliği bir kez daha anlaşıldı” şarkısını söyleyiverdi.
Peki Kanal İstanbul’da hiç gemi arızası veya yangını olmayacak mı?
Böyle bir arızada bütün kanal tıkanacak haberiniz var mı?
Boğaz’da bir kaza olsa da gemiler yanından geçer gider.
Kanal’da kaza olursa tek gemilik su yolu günlerce, aylarca, kapalı kalır...
Bu kadarcık şeyi akıl edemiyor musunuz?