‘İşleri yalandan ibaret’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fetullah Gülen’in iadesi için yeterli adım atılmadığını söyleyen Muharrem İnce’ye cevap verdi: “Yaptıkları iş ya tutarsa, ya vatandaş inanırsa mantığıyla yalan söylemekten ibaret”

Kaynak GAZETE Giriş Tarihi 22 Mayıs 2018 Güncelleme 22 Mayıs 2018, 03:22
‘İşleri yalandan ibaret’

İÇİNDEKİLER

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek ziyareti sonrasında Türkiye'ye dönerken uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan'ın sözlerinden satırbaşları:

"Bosna Hersek'e bugün günü birlik ziyaretimizde Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Sayın Bakir İzetbegoviç kardeşimizle ile önce ikili bir görüşmemiz, sonra da heyetler arası görüşmemiz oldu. Heyetler arası görüşmede 2017'de ticaretimiz farklı ülkelerden olanlarla birlikte, 800 milyon doları buldu. Şu anda hedefimiz süratle bir milyar dolara ulaşmak. Bunun yanında serbest ticaret anlaşmasını çok önemsiyoruz. Onların da konuya yönelik hassasiyetleri var. Bosna-Sırbistan-Türkiye üçlü mekanizması ile önemli projeleri inşallah hayata geçiriyoruz, geçireceğiz. Bunların en önemlilerinden biri Belgrad-Saraybosna otoyolu projesidir. Ben buna Balkan Barış Yolu diyorum. Otoyol projesi ile ilgili fizibilite çalışmaları tamamlandı, bütçe çıkarıldı, şimdi projenin hayata geçirilmesi için gerekli adımları atıyoruz.

Diğer önemli projemiz Bosna'dan Türkiye'ye et ithalatı projesi. Aslında bu başbakanlığım döneminde 15 bin ton olarak yürürlüğe girdi. Bugünkü görüşmelerde bunun 8 bin tonunu karşılama gibi bir durum söz konusu. Ama önü açıktır. 1 Temmuz 2018'den itibaren yıllık toplam 13 bin ton et mamulünün beş yıl boyunca Bosna Hersek'ten ithalini kararlaştırdık.

Ziraat Bankası Bosna'daki sermayesini 30 milyon Avro artıracak. Ayrıca toplamda 150 Milyon Avro kredi tahsisi yapacak. Bosna'daki kardeşlerimize yeni kredi imkanları açılmış oluyor.

FETÖ ile mücadelede önemli mesafe aldık. Maarif Vakfı burada okullarını açmaya başladı.

Uluslararası alanda Bosna Hersek'i desteklemeye devam edeceğiz. Temmuz' da yapılacak NATO zirvesinde Bosna Hersek'in NATO'ya yönelik eylem planının etkinleştirilmesini de gündeme getireceğiz. Bosna'nın barış ve istikrarı, Balkanlar ve dolayısıyla dünya barışı için hayati öneme sahiptir.

Görüşmelerden sonra Saraybosna şehitliğini ve merhum Aliya İzzetbegoviç'in mezarlığını ziyaret ettik, dualarımızı yaptık. UETD'nin kongresine katıldık. Avrupa'nın dört bir yanından kardeşlerimizle bir araya geldik, 10 bini aşkın katılım söz konusuydu. Burada verdiğimiz mesajlar da çok çok önemli. Avrupa'nın vizyonu daralırken, bizim bakış açımız, vizyonumuz genişliyor ve derinleşiyor. Ekonomiden ticarete, mülteci meselesinden Filistin sorununa, dünyadaki gelir eşitsizliğinden küresel adalete ve insani yardımlara kadar her alanda bizim bir vizyonumuz var. Bu vizyon genişliyor. Evrensel insani değerleri ayağa kaldırıyor. Buna mukabil dünyanın zengin ve kudretli ülkelerinin bunca zulüm, haksızlık ve hukuksuzluk karşısında sessizlik ve benciliği seçmesi son derece üzücüdür. Bu yüzden biz 'Erdem, İrade ve Cesaret' sloganı ile ortaya çıktık. Bununla da yolumuza hayırlısıyla devam edeceğiz. Biliyorsunuz, babasının izinden yürüyen Bakir İzetbegoviç'in yakında süresi doluyor, orada yapılacak seçimler var. Bu seçimlerde de bizler onun partisi SDA'ya başarılar diliyoruz. Allah yar ve yardımcıları olsun."

-İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi sonrası İsrail'e yaptırım, boykot, tecrit uygulanması konusunda somut adımlar atılması konusunda bir karara varıldı mı?

-"Bu hususta İslam İşbirliği Teşkilatı olarak, bunların ürünlerine yönelik bir boykot uygulanması konusunda tavsiye kararı aldık. Temenni etmeni ederim ki İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler alınan tavsiye kararı doğrultusunda boykot uygulamasına girerler; neticede oralardan artık herhangi bir ürün alınması da söz konusu olmaz. Tabii ki bizde aynı şekilde bu durumu gözden geçireceğiz. Türkiye olarak orayla olan münasebetlerimizi, özellikle ekonomik, ticari ilişkilerimizi masaya yatıracağız. Önümüzde malum seçim var, seçimin ardından bizler de bu istikamette adımlarımızı atacağız."

-Bağımsız soruşturma komisyonu oluşturulacak mı?

-"Bağımsız soruşturma komisyonunu kurma kararı verdik. Ama bu tür bir komisyonun kurulmasının da ötesinde, Kosova'da olduğu gibi, Bosna Hersek'te olduğu gibi orada Birleşmiş Milletler'in bir barış gücünün oluşturulması için de tavsiye kararı aldık. Bunun caydırıcı olacağını; İsrail'in, Birleşmiş Milletler güçlerine kurşun sıkmasının kolay olmayacağını düşünüyoruz."

-Trump Kuzey Batı Suriye'ye yardımı keseceğini açıkladı. Kalkınma, insani yardım, yapılandırma gibi yardımları.. Bu, ABD'nin Menbiç'ten YPG'yi çekeceğine işaret gibi yorumlanabilir mi?

-"Kuzey Batı Suriye'ye Amerika'nın ne yardımı var? Kuzey Batı Suriye'de zaten Rusya var. Bu pek tutarlı bir açıklama değil. Amerika daha çok Menbiç tarafında. Zaten şu anda Amerika'nın oralardaki yardımı da YPG'ye yönelik silah ve mühimmat. Amerika'nın oralarda insani yardım faaliyetleri yok. Ayrıca İdlip'te, Duma'da ABD yok. Oraların hepsi, Afrin dahil o bölge, şu anda Rusya ile bizim ortak çalışmalar yürüttüğümüz bölge".

-CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Fethullah Gülen'in iadesi konusunda Amerikalıların kendisini aradıkları yönünde bazı iddialarda bulundu. Ne dersiniz?

-"Amerikalılar Sayın İnce'yi niye arasınlar? İade konusunun muhatabı ya da yetkilisi olmayan birini ne diye arasınlar? Hukuk denen bir şey var. Kaldı ki biz onun iddialarının aksine, FETÖ ile ilgili bir meselede hiç bir zaman '120 koli' diye bir ifade kullanmadık. Biz '85 koli' dedik. Yok efendim neymiş? Hepsi gazete kupürüymüş! Peki o zaman o kişinin parlementoda kürsüden salladığı o gazete kupürlerine ne demeli? Dara düştüklerinde yaptıkları tek iş meclis kürsüsünden gazete küpürü sallamak. Kaldı ki Adalet Bakanlığı'mızın ABD'ye gönderdiği koliler, FETÖ'yle ilgili bugüne kadar açılan davalar ve iddianamelerden, onların belgelerinden oluşuyor. Dolayısıyla söyledikleri doğru değil. Yalan bunların ruhuna işlemiş. Bu konuda dürüst isen, samimi isen yapacağın iş nedir? Adalet Bakanlığı'na müracaat edersin, 'Bakın siz böyle böyle diyorsunuz ama bize de böyle bir şey geldi' dersin. Konuyla ilgili olarak Başbakan Yardımcımız Bekir Bozdağ çok sert bir basın açıklaması yaptı. Fakat bunların hiç umurlarında değil. Yaptıkları iş, ya tutarsa, ya vatandaş inanırsa mantığıyla, yalan söylemekten ibaret."

-'Dünya beşten büyüktür' ifadesi, Trump'un son tutumlarının ardından, Avrupa'da da, 'Dünya birden büyüktür' gibi bir anlayışı oluşturmaya başlamış gibi görünüyor. Sizin de böyle bir gözleminiz var mı?

-Benim gözlemim, o beşin içinde yer alanlar konuyla pek ilgilendirmiyorlar. Beşin dışındakiler ise, ne yazık ki, sadece 'Haklısın, doğru söylüyorsun' diyorlar. Ama bir şey yapmaya gelince onlarda da pek bir hareket yok. 24 Haziran seçimlerinden sonra, bu konunun üzerinde daha fazla durmamızın faydalı olacağına inanıyorum. Bu konuda sadece bizlere değil, basına da ciddi görevler düşüyor. Medya mensuplarımız, dünyanın çeşitli ülkelerine giderek oradaki medya mensuplarıyla bu tür konuları konuşabilirler.

Benim, biliyorsunuz, 'Dünya Beşten Büyüktür' adlı bir kitabım var. Gelen misafirlere hediye ediyorum. İlgilerini çekiyor. Ama uluslararası camia nezdinde, 'Dünya beşten büyüktür' konusunu çok daha iyi işlememiz lazım. Ben BM Genel Kurulu'ndan ümitliyim. Genel Kurul'a bir tez getirdiğimiz zaman dikkat çekiyor. Bunun zamanlamasını çok iyi yapmamız lazım. Ona göre de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na bunu getirmemiz lazım."

-AK Parti Milletvekili Listelerini hangi kriterlere göre oluşturdunuz?

-Henüz listeyi bitiremedik, Ankara'ya indikten sonra doğru liste çalışmalarına gideceğiz. Yarın (Pazartesi) bizim saat 15.00'te liste çalışmamızı bitirmemiz lazım. Arkadaşlar listeleri alacaklar, doğru Yüksek Seçim Kurulu'na koşturacaklar.

İnşallah hayırlı olur. Ehliyet, liyakat önemli. Parlamentodaki prensiplerimize dikkat etmemiş, devamda hassasiyet göstermemiş arkadaşlarımızı listelere koymadık, koymuyoruz. Bir de bu sefer bir hassasiyet daha gösterdik. Aday adayı arkadaşlardan yazılı bir taahhüt aldık. 'Haftanın üç günü Ankara'dasınız. Üç günü dışında, hepinizin seçim bölgenizde ofisleriniz olacak. O ofislerde çalışmaları yürüteceksiniz. Oralardaki çalışmalarınızı da her hafta rapor edeceksiniz.' dedik. Bunların taahhüdünü de arkadaşlardan yazılı olarak aldık."

-Size yönelik suikast iddiasıyla ilgili yeni bir bilgi var mı?

-MİT'e dünyanın değişik yerlerinden, istihbarat örgütlerinden gelen bir ihbardı. Bunun üzerine MİT yoğun bir çalışma yaptı, muhatapları ile görüşmeler yaptı. Ekiplerini devreye soktu. Ben MİT Müsteşarımıza 'Sen de bir gün önceden git' dedim. Bir gün önceden gitti, tedbirlerimizi aldık. Sağ olsun Bakir Bey de gerekli tedbirleri aldı. Bu tür ihbarları ilk defa almıyoruz, zaman zaman bu tür ihbarlar yurt içi yurt dışı hep olmuştur. Ama eğer bu ihbarlarla hareket edecek ve siyaset yapacak olsak bizim hiç evden çıkmamamız lazım. Dolayısıyla biz tedbir alırız ama bu tür tehditleri hiç kaale almadan yolumuza devam ederiz. Zira biliyoruz ki kaderin üstünde bir kader vardır.