İslam’ı savunmak ama nasıl?

Macron İslamofobi’nin Avrupa temsilcisi haline geldi. 2022’deki seçimleri kazanmak için ortaya koyduğu bir başarı yok; Fransız toplumundaki İslamofobik duyguları kaşıyarak oy kazanmaya çalıyor. 

Bu çirkin bir gerçektir, ama madalyonun öbür yüzünde de, Müslüman kimliklerle sergilenen terör ve bağnazlıklar gibi ciddi sorunlar vardır.  

İslamofobi ateşine onlar odun atıyorlar! 

Bununla mücadelenin yolu “karşı-fobi”ler yaratmak veya Selefi eğilimleri beslemek değildir. 

Doğru yol; İslam’la terör, İslam’la taassup, İslam’la saldırganlık arasındaki farkları hem entelektüel hem siyasi düzeyde ortaya koyarak İslam adına sergilenen çirkinliklere karşı açık vaziyet almaktır… 

Türkiye deyince, zihinlerde teşekkül eden imaj demokratik  açık bir toplum imajı olmalıdır. 

BİRBİRİNİ BESLİYORLAR 

Macron asla Merkel olgunluğuna, Chirac vizyonuna sahip kalitede biri değil. Fransa’nın İslam adına yapılan terörden acılar çektiği elbette doğrudur fakat Macron İslamofobik diliyle sorunları kaşıyor, karşılıklı nefreti körüklüyor. 

•  2 Ekim’de Makron “İslam’ın yapılandırılması” ile “Aydınlanmış İslam” yaratacaklarını söyledi. Devlet gücüyle dinin şekillendirilmesi türündeki bu eski Jakoben tavır çağımızın özgürlük anlayışına aykırı olduğu gibi Müslümanları entegre değil, irrite edecek, tepkiye sevk edecek bir projedir. 

Almanya’da da “seküler İslam” diye bir hareket yaratmaya çalışanlar var, ama Merkel’den hiç provokatif laflar duyuyor muyuz? 

•  Macron’dan sonra 16 Ekim’de tarih öğretmeni Samuel Paty, derste çocuklara Charlie Hebdo’da yayınlanan karikatürü göstermişti; Çeçen bir göçmen tarafından başı kesilerek, vahşice öldürüldü. Çatışmada polis de onu öldürdü… 

Öteden beri terörle İslamofobi birbirini besliyor. 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez hocamız, V. Din Şurası’ndaki konuşmasında sadece terör değil, Selefi akımların da “Batı dünyasında İslamofobik korkular yarattığını” söylemişti. (8 Aralık 2014) 

Macron gibi popülistler bunu körükleyerek oy kazanmaya çalışıyor. 

NAMIK KEMAL MODELİ 

Nasıl tepki verilmeli?  

Karşıt-fobileri körükleyerek değil! Çünkü bundan en çok Müslümanlar ve özellikle de Türkiye zarar görür. 

Türkiye’nin üzerine husumet çekmekten özenle sakınmalıyız. 

Bu, vatanseverlik görevidir. 

1883 yılında Fransız filozofu Ernest Renan Sorbonne Üniversitesi’nde verdiği konferansta İslam’ı bağnaz ve bilime kapalı diye eleştirmiş, Namık Kemal de “Renan Müdafaanamesi”ni yazarak İslam’ı savunmuş, Renan’ı eleştirmişti. 

Doğasında öyle bir din olsaydı tarihte “Batı’yı aydınlatan” İslam bilim ve felsefesi gelişir miydi? 

Namık Kemal’in bu eseri hâlâ değerini kaybetmemiştir. 

İslam’ın o cevheri uzun asırların taassubu altında solmuş, modern bilimler ve modern hukuk alanlarında Müslümanlar çok başarısız olmuşlardır.  

İslam dünyasının hazin hali gözler önünde. 

Erdoğan’ın kendisi “İslam güncellenmeli” dememiş miydi?  

Bence ‘güncelleme’ kavramı yanlıştı ama Müslümanların modern bilim ve hukuku özümsemesine şiddetle ihtiyaç olduğu bir gerçektir. 

TÜRKİYE İYİ ÖRNEK OLMALI 

Türkiye için doğu tavır, fobiler çatışmasının dışında, sorunlara çözümler önererek itibar kazanmak ve dünyaya iyi örnek sunmaktır. 

Türkiye’de Diyanet eski itibarını kaybetti fakat çok değerli ilahiyat, sosyoloji ve siyaset bilimi âlimlerimiz var. 

Hem İslamofobiyi araştırmalı… Hem İslam toplumlarındaki şiddet ve bağnazlık, Selefilik eğilimlerini… 

Türkiye ortaya bilimsel araştırmalar koyarak ve ona dayalı bir ortak ya da birlikte yaşama vizyonuyla kendini göstermelidir. 

Türkiye; böyle ciddi araştırmalarla, uluslararası özgür sempozyumlarla, İslam’ın rahmet, barış, birlikte yaşama, kul hakkı, adalet, iyilik değerlerini… Yükselme çağındaki bilim ve felsefe başarısının kökenindeki özgür çoğulculuğu öne çıkaran bir yaklaşımla kendini göstermelidir. 

Batı’da İslamofobik olmayan, hatta İslamofobinin totaliter bir psikoloji olduğunu görerek demokrasiyi savunan geniş çevrelerle ve kurumlarla Türkiye’nin diyalog kurmasının da yolu budur. 

Dış politikadaki yalnızlığımızı gidermeye de ciddi katkısı olur. 

Onun için Namık Kemal modeli diyorum. 

Erdoğan’ın kendisi niye “Medeniyetler İttifakı”nın eşbaşkanı olmuştu?

YORUMLAR (142)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
142 Yorum