"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İsevî rûhânîler

Abdülbakî ÇİMİÇ
16 Temmuz 2018, Pazartesi
“Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlûp olan İsevîlik ve İslâmiyet, ittihad neticesinde dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken, âlem-i semâvâtta cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı İsâ Aleyhisselâm, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sadık, bir Kadîr-i Küllî Şeyin vaadine istinad ederek haber vermiştir.

Ahirzamanda vukua gelecek hadiseler hem hadis-i şeriflerle, hem de selef ulemasının nakilleriyle asrımıza kadar ulaşmıştır. Asrımızda ise Bediüzzaman Hazretleri bu mevzulara eserlerinde epey geniş yer vermiş olup, müstakil olarak bazı Risaleler de telif etmiştir. Meseleyi doğru ve tekellüflü tevillerden berî şeklinde anlamak için muhakkak Bediüzzaman Hazretleri’nin eserlerine müracaat etmek elzemdir. Yoksa sırr-ı imtihan ve hikmet-i ibham sırrından dolayı çoğu müteşabih olan hadisleri doğru anlamak ve hadisat-ı âleme tatbik etmek neredeyse mümkün görünmüyor. Öyleyse bizler de öncelikle her konuda olduğu gibi İsevî rûhânîler meselesinde de Risale-i Nur’a müracaat edelim ve yol haritamızı Bediüzzaman’ın göstermiş olduğu koordinat noktaları ile belirleyelim. Burada şu açıklamayı da yapalım. Bilindiği üzere Peygamber Efendimiz’den (asm) sonra peygamberlik kapısı kapandığından Hz. İsa (as) yeni bir şeriat getirmeyecek, Kur’ân’a ve sünnete tabi olacak, onlarla insanlığı irşad edecek, Kur’ân ve imânın ulvî hakîkatlerinin ve eşsiz güzelliklerinin bütün dünyaya yayılmasına vesile olacaklardır. Ancak bu mesele sırr-ı imtihan gereği perdeli ve mübhem olacak. Hatta “Hazret-i İsa Aleyhisselâm geldiği vakit, herkes onun hakikî İsa olduğunu bilmek lâzım değildir. Onun mukarrep ve havâssı, nur-i îmân ile onu tanır. Yoksa, bedahet derecesinde herkes onu tanımayacaktır.”1 Meselenin bu ciheti nazar-ı dikkatten kaçırılmamalıdır. İşte bu ve benzeri sırlardan dolayı Mehdî ve Hz. İsa (as) gibi ahirzaman hadisatı Risale-i Nur olmadan anlaşılması çok müşküldür. Bizler de önemli gördüğümüz ve üzerinde çok fazla mülâhazaların olduğu, hatta itirazların bulunduğu bu meseleyi Risale-i Nur üzerinden incelemeye başlayalım. Gayret bizlerden, tevfik Allah’tan.

Îsevî rûhânîlerle ittifâk edip Dîn-i İslâma nasıl hizmet edilecek?

“O zâtın üçüncü vazîfesi, Hilâfet-i İslâmiyeyi İttihâd-ı İslâma binâ ederek, İsevî rûhânîlerle ittifâk edip Dîn-i İslâm’a hizmet etmektir.”2 Görüldüğü üzere Hazret-i Mehdi’nin şahs-ı mânevîsi üçüncü vazifeyi yaparken Îsevî rûhânîlerle ittifâk edip Dîn-i İslâm’a hizmet etmesi söz konusudur. Hadis-i şerifte vardır ki: ”İsa (as) ahirzamanda yeryüzüne gelip şerre menbalık eden deccali öldürürken Müslümanlarla ittifaka girecektir.”3 Bu hadis-i şerifin izahı Beşinci Şuâ’da şöyle yapılmaktadır.“Şahs-ı İsa Aleyhisselâmın kılıncıyla maktul olan şahs-ı Deccalın, teşkil ettiği dehşetli maddiyyunluk ve dinsizliğin azametli heykeli ve şahs-ı mânevîsini öldürecek ve inkâr-ı ulûhiyet olan fikr-i küfrîsini mahvedecek ancak İsevî ruhânileridir ki, o ruhâniler din-i İsevînin hakîkatini hakîkat-i İslâmiye ile mezc ederek o kuvvetle onu dağıtacak, mânen öldürecek. Hattâ, “Hazret-i İsa Aleyhisselâm gelir, Hazret-i Mehdîye namazda iktida eder, tâbi olur” diye rivayeti, bu ittifaka ve hakîkat-i Kur’âniye’nin metbuiyetine ve hâkimiyetine işaret eder.”4 Meselenin bir başka ciheti ise Mektubat’ta şöyle ifade edilmiştir: “Hem âlem-i insaniyette inkâr-ı ulûhiyet niyetiyle medeniyet ve mukaddesât-ı beşeriyeyi zîr-ü zeber eden Deccal komitesini, Hazret-i İsâ Aleyhisselâm’ın din-i hakikîsini İslâmiyet’in hakîkatiyle birleştirmeye çalışan hamiyetkâr ve fedakâr bir İsevî cemâati namı altında ve “Müslüman İsevîleri” ünvanına lâyık bir cemiyet, o Deccal komitesini, Hazret-i İsâ Aleyhisselâm’ın riyaseti altında öldürecek ve dağıtacak, beşeri inkâr-ı ulûhiyetten kurtaracak.”5 Bu noktayı Barla Lâhikası’nda bulunan Dereli Hafız Ahmed Efendi’nin çok mânidar rüyalı bir fıkrasında gelen izahat açıklığa kavuşturuyor. Rüya anlatıldıktan sonra şu açıklama yapılıyor: “Üstadımızın Kur’ân-ı Hakîm’den aldığı ve neşrettiği Risale-i Nur vasıtasıyla Nasârânın bir kısmı İslâmiyet’i kabul edecek ve Nasârâ Müslümanları veya Hıristiyan mü’minleri hükmüne geçip Üstadımız’ın sözlerini İsâ Aleyhisselâm’ın sözleri nev’inden hüsn-ü kabul edeceklerine işârettir. Evet, Risale-i Nur’da öyle bir kuvvet vardır ki, Avrupa’nın en müannid feylesoflarını dahi teslime mecbur eder. Her ruhun bir ihtiyac-ı hakikîsi olan hakikî îmân nurunu arayan Hıristiyan muvahhidler, elbette Risale-i Nur’u görseler, (Hazret-i İsa Aleyhisselâm’ın vesâyâsı nev’inden) kabul edip sarılacaklardır.”6

Hazret-i İsâ Aleyhisselâm şeriat-ı Muhammediye ile amel edecek

Ayrıca “Âhirzamanda Hazret-i İsâ Aleyhisselâm gelecek, şeriat-ı Muhammediye (asm) ile amel edecek.”7 meâlindeki hadîsin sırrı şudur ki: Ahir zamanda felsefe-i tabiiyenin verdiği cereyan-ı küfriye ve inkâr-ı ulûhiyete karşı, İsevîlik dini tasaffi ederek ve hurafattan tecerrüt edip İslâmiyet’e inkılâp edeceği bir sırada, nasıl ki İsevîlik şahs-ı manevîsi, vahy-i semavî kılıcıyla o müthiş dinsizliğin şahs-ı manevîsini öldürür; öyle de, Hazret-i İsa Aleyhisselâm, İsevîlik şahs-ı manevîsini temsil ederek, dinsizliğin şahs-ı manevîsini temsil eden deccali öldürür. Yani, inkâr-ı ulûhiyet fikrini öldürecek.”8 Bu ifadelerden de anlaşıldığı gibi, Hz. İsa ile Hz. Mehdî ortak fikrî mücadeleleri ile Deccalı ortadan kaldıracaklar, îmân hakîkatlerini dünyaya yayacak ve bütün inananların huzur ve saadetlerine vesile olacaklardır. Bugün Avrupa’nın birçok yerinde Müslüman olanların sayısı her geçen gün artmaktadır. Müslüman olanlar da genellikle ilim ve fikir adamlarıdır. Hatta birçok Papaz’ın da Müslüman oldukları bilinen bir hakîkattir.

İsevîlerin hakikî dindarları ehl-i Kur’ân ile ittifak edecek

“Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlûp olan İsevîlik ve İslâmiyet, ittihad neticesinde dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken, âlem-i semâvâtta cism-i beşerîsiyle bulunan şahs-ı İsâ Aleyhisselâm, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sadık, bir Kadîr-i Küllî Şeyin vaadine istinad ederek haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır. Madem Kadîr-i Külli Şey vaad etmiş, elbette yapacaktır.”9 “Evet, hadis-i şerifin ifadesiyle Hazret-i İsa’nın semavî nüzûlü kat’î olmakla beraber; mânâ-yı işârîsiyle başka hakîkatleri ifade ettiği gibi, bu hakîkate de mu’cizâne işaret ediyor.”10 İhlâs Risalesi’nde ise önemli bir haşiye ile Îsevî rûhânîlerle ittifâk meselesine şöyle bir izah getirilir: “Hattâ, hadis-i sahihle, âhirzamanda İsevîlerin hakikî dindarları ehl-i Kur’ân ile ittifak edip, müşterek düşmanları olan zındıkaya karşı dayanacakları gibi; şu zamanda dahi ehl-i diyanet ve ehl-i hakîkat, değil yalnız dindaşı, meslektaşı, kardeşi olanlarla samimî ittifak etmek, belki Hıristiyanların hakikî dindar ruhanîleriyle dahi, medar-ı ihtilâf noktaları muvakkaten medar-ı münakaşa ve nizâ etmeyerek, müşterek düşmanları olan mütecaviz dinsizlere karşı ittifaka muhtaçtırlar.”11

                                                                                    ***

   Dipnotlar:

  1- Mektubat, s. 96.

  2- Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 19.

  3- Müslim: 1:131, Müsned: 3:107, 201, 268.

  4- Şuâlar, s. 927.

  5- Mektubat, s.748.

  6- Barla Lâhikası, s. 257.

  7- Buharî, Mezalim: 31, Büyu: 102; Müslim, İman: 242, 343; İbn-i Mâce, Fiten: 33.

  8- Mektubat, s. 16.

  9- Mektubat, s. 95.

10- Kastamonu Lâhikası, s. 102.

11- Lem’alar, s. 345.

Okunma Sayısı: 6459
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı