31 Mart 2020 23:00

İşçi mektupları: İş yok, kredi çektim kiramı ve faturalarımı ödemek için

"Koronavirüs mü, geçim derdi mi diye sorsalar, tabii ki geçim derdi demek zorundayım. Belki virüs bulaşsa iyileşirim."

Paylaş

Betül
Esenyurt/İstanbul

Merhabalar, İstanbul’da yalnız yaşayan, 40 yaşında bir kadınım. Altı aydır işsizim. Kirada oturan biriyim. Hiçbir kurumdan ne maaş ne de sosyal yardım alıyorum. İş arıyorum. Gerek yaş, gerekse asgari ücretin işverenlere göre yüksek olması vs. türlü türlü gerekçelerle işe alınmıyoruz.

Ben aylardır arkadaşıma gidip kahvaltı ve akşam yemeği yiyorum, utanıyorum. Bir de şimdi koronavirüs ile mücadele ediyoruz. Ben Türkiye’de koranavirüsü görüldüğünden beri evden çıkmamaya özen gösteriyorum. Bu nedenle ne iş arayabiliyorum ne de yeteri kadar tedbir alabiliyorum. Kredi çektim kiramı ve faturalarımı ödeyebilmek için. Hep bir umut iş bulurum diye. Ama iş yok. 3 adet doğal gaz faturamı ödeyemedim. Elde yok avuçta yok.

Bir de evde oturun deniyor. Peki oturalım. Ekmeği evde yaptık diyelim. Sağlıklı beslenin, bağışıklık sisteminizi güçlendirin diyorlar da hangi parayla. İşsizlerin ya da işe gitmek zorunda olup maddi durumu çok zor olanların ihtiyaçları karşılansa asla kimse evden çıkmaz. Ben dışarı çıkmayı düşündüğümde 40 defa düşünüyorum. Acaba gidip acil ihtiyaçlarımı alsam mı? Ya virüsü taşıyan biri hapşırsa. Maske takıyorum ama ya saçıma gelse nereden bileceğim? Şimdi biz kendimizi nasıl koruyacağız?

Gündelik temizlik işlerine bile gidemiyoruz. Çünkü insanlar evlerine almak istemiyor. Koronavirüs mü, geçim derdi mi diye sorsalar, tabii ki geçim derdi demek zorundayım. Belki virüs bulaşsa iyileşirim.  Ama ihtiyaçlar ne olacak? Uzaktan uzağa çıkmayın, evde kalın demek çok kolay. Tamam çıkmayalım o zaman ev sahiplerimize söyleyin kira almasınlar. Bu zor zamanda devlet de kapımıza erzak bıraksın. Doğal gaz, elektrik, su faturalarımızdan 2 ay muaf olalım. O zaman asla sokağa çıkmam.


HER ŞEY PAHALIYDI ŞİMDİ DAHA DA PAHALI OLDU

İlaç sektöründe çalışan bir işçi
Esenyurt / İstanbul

Merhaba Evrensel okurları. Ben ilaç sanayiinde asgari ücretle çalışan bir işçiyim.

Malumunuz Çin’de başlayan ülkemize ve dünya geneline yayılan ama asgari ücretle çalışan biz insanlara geçim sıkıntısını unutturmayacak koronavirüs salgını var. Bu virüs hayatımızı, yaşam kalitemizi altüst etti. Her şey eskiden çok pahalı iken şimdi ise iğneden ipliğe deyim yerine kolanyadan maskeye her şey daha da pahalı.

Dünya ekonomisi tepetaklak oldu. Dolar ve avro… Sonu belli değil ama bu felaketin yanı sıra ekonomik felaket senaryoları yazılıp çiziliyor. Ama fatura genelde bize kesiliyor. İlaç sektöründe çalışmakta olmam diğer sektörlere göre birazcık daha şanslıymışım gibi görünse de virüs tehlikesi her yerde. Vardiya giriş çıkışlarında bir metre mesafe önlemi alınmış olsa da halen yüz kişi dip dibe üstümüzü değiştiriyoruz.

Yöneticiler halen bir önlem almış değil. Dünyada büyüyen maske ve dezenfektan krizi bize de geldi. Biz ilaç sektöründe çalışanları kimyasallardan koruyan maskeleri eskiden bir vardiyada kullanıyorduk. Şimdi bütün bir hafta kullanmaya başladık. Devlet büyüklerimiz “Evde hayat var” diyor. Bu salgın yüzünden insanların evlerinden dışarı çıkmaması gerektiği söyleniyor. Ama biz zaten iş ev arası rutin yaşayan insanlarız. 16 saat çalışan, eve yatmaya gelen ve sürekli çalışmak için yaşayan biz insanlar olarak çalışmazsak ne yiyip ne içeceğiz? Hayat zaten pahalı, herkes borçlu. İnsanlar yıllık izne çıkarılıyor. İzin bitince ne olacak? Her şeyin vergisini ödeyen, haram yemeyen biz işçiler bunların üzerine bir de işe gelip giderken evdeki ailemize virüs getirir miyiz diye kaygı yaşıyoruz.


MARKET ÇALIŞANLARINI DÜŞÜNEN YOK

A101 işçisi

A101 marketinde yaklaşık 3 yıldır çalışıyorum. Daha önce tekstil atölyelerinde çalışırken sigortalı bir işte çalışmayı tercih ettim. A101’de kasiyer olarak çalışmaya başladım. Koronavirüs çıktığından beri müşterilerle temas halindeyiz, mecbur ellerimiz temas ediyor, para alıp veriyoruz. Kendi sağlımız bile tehlikede, kimin hasta olup olmadığı belli değil. Her şeye rağmen çalışıyoruz.

Bizim güvenliğimiz yoktu, eldiven-maske gibi şeyler almadılar çünkü elemanların sağlığı gibi bir düşünceleri yoktu. Biz maske ve eldiveni kendimiz alıp karşıladık. En azından çalışma saatlerini değiştirip bizim de sağlığımızı düşünmeleri gerekir.

Ölümle iç içeyiz. Bunların düşündüğü hep müşteriler için kapı, pencere ve dolapların temiz olması. Bunu da çalışanlara yaptırıyorlar. Biz market işçileri işsiz kalmamak için ses çıkartamıyoruz ama can güvenliğimiz yok. İki gün önce bizlere sadece eldiven verdiler ama onu da sayılı kullanmamıza izin veriyorlar. Günde 1 eldivenle akşamı ediyoruz. Sabah 10 akşam 8 kapanış oluyor artık markette fakat 6’da çıkmam gereken işte mesai yaparak market kapanışına kadar bekliyorum. Marketin çalışma saatleri azaldı ama işçilerin çalışma saatleri uzadı, hem de iki kat yorularak çalışıyoruz.

Bizim dezenfekte olmamız için kolonya bile vermiyorlar. Varsa yoksa kasa başında durmadan, soluk almadan çalışmamızı bekliyorlar. Ekstre performans harcamamızı bekliyorlar fakat virüs için yöneticilerin bizim için gösterdiği hiçbir performans yok.

ÖNCEKİ HABER

Kocaeli'de kazan patlaması sonucu yaralanan işçi hayatını kaybetti

SONRAKİ HABER

Koronavirüs salgınından önce 100 liraya satılan ateş ölçerlerin fiyatı 700'e çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa