Öncelikle bu gibi kapsamlı içtimaların, şahs-ı manevinin diğer azalarıyla da bir araya gelip hasbihal etmek ve kuvvet alıp kuvvet vermek noktasından çok menfaatli olduğunu görmekteyiz.

Niyazımız odur ki Cenab ı Hak bu keyfiyette seminer verebilecek abla ve abilerimizin sayısını artırsın amin.

Bizler öncelikle, tarihin pek ender kaydettiği cihan vüsatindeki muazzam bir davanın en büyük bir kumandanı ve Nur’un düsturlarına hüve hüvesine ittiba etmeye azmetmiş ve bilfiil de buna muvaffak olmuş ender şahsiyetlerden Zübeyir Gündüzalp Ağabey’in hayatını bilmek ve mümkünse hizmete taalluk eden meselelerde ona iktidaen , onun tarzını uygulamak durumundayız.

Gerek dahilde gerekse hariçte buhranlı bir dönemden ve hassas bir zamandan geçmekteyiz. Zemin çok kaygan bizler ise mütehayyir bulunmaktayız.

Bu şartlar altında bizim için hizmetimize bakan meslek ve meşrep prensiplerine birer pusula görevini görebilecek Zübeyir Ağabeyi’n harekat ve efalini bilmemek, bir esiklik olacaktır.

Nuray Hanım’ın hassaten vurgulamış olduğu en mühim mesele, hizmette sadakatın ölçüsü ve sabit-kadem ve sabit-fikir olup ne deniliyorsa onu yapmak ve neticesine karışmamak düsturu idi.

Bir diğer mesele Risale-i Nur’a nasıl muhatap olacağımız ve okumak işini ne kadar ciddiye almamız gerektiği yönündeydi .

Dahili ve harici karışıklık ve fitne zamanlarında Risale-i Nur’dan dersini almış bir talebenin hizmette bir mihenk taşı gibi sarsılmadan, cemaate bir nokta-i istinad teşkil ettiğini de Üstad Hazretlerinin vefatından sonra Zübeyir Ağabey’in ilkeli ve sağlam duruşundan öğrenmiş bulunmaktayız.

Her şart altında umumi derslere iştirak etmek mecburiyetinde bulunduğumuzu da Üsatdımızın şu dehşetli ifadeleriyle zihnimize kazımış olduk: 

 “Ben Zübeyir’i zannederdim ki, değil parmağı, başsız gövdesi, gövdesiz başı olsa yine ‘Risale-i Nur, Risale-i Nur!’ diye koşacak.”

Risale-i Nur hizmetine terettüb eden beş nevi ibadetten ilk ikisi olan:

1-En mühim bir mücahede olan ehl-i dalâlete karşı mânen mücahede etmek,

2- Üstadına neşr-i hakikat cihetinde yardım suretiyle hizmet etmek.

Bu iki esası da gazetemiz ve neşriyatımızla neredeyse yarım asırdır bilfiil ifa etmekte olduğumuzu bu seminerle tekrar hatırlamış olduk.

Bu esaslar, kıldan ince kılıçtan keskin tabir edebileceğimiz Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam’ın meslek-i kudsisinin mühim esasatından; hem vücudî, hem sübutî, hem tamir, hem hareket, hem istikamet, hem akibeti düşünmek, hem ubudiyet, hem nefsi emmarenin firavuniyetini kırmak gibi prensipleri havi olduğundan, bu yolda yürümek zordur, meşakkatlidir.

Rabbimizin inayet-i hassa ile hizmetimize yardım etmesi şu sebebe mebni olsa gerek :

‘’Bizler gayet az ve zayıf ve fakir ve kuvvetsiz olduğumuz halde, gayet ağır ve büyük ve umumi ve kudsi bir vazife-i maniye ve hizmet-i Kur’ân’iye omuzumuza ihsan-ı ilahi tarafından konulmuş.’’

Bir ömür boyu nesilden nesile aktarılması ve hayatımız boyunca tatbik edebilmek duasıyla.

Cenab-ı Hak emeği geçen herkesten razı olsun.

Yeni Asya Bursa Nur Talebeleri adına Zeynep Öztenekeci