|

Avrupa’nın insan hakları karnesi kırık

AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı olarak Avrupa’da yaşanan hak ihlâllerini raporlaştırdıklarını belirten AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta, “Şu anda dünyada artan bir ırkçılık var. Irkçılık üzerinden siyaset yapan, ayrıştırıcı bir dili kullanan tüm sağ partiler Avrupa’da bir yükselişte. Partilerin seçim kampanyalarında kullandıkları söylemler bile ayrıştırıcı” dedi.

Fazlı Şahan
04:00 - 24/02/2019 Pazar
Güncelleme: 09:00 - 24/02/2019 Pazar
Yeni Şafak
Leyla Şahin Usta
Leyla Şahin Usta

Batı ülkelerinde yaşanan hak ihlâllerini masaya yatıran AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı, konuyla ilgili rapor hazırladı. Bir grup gazeteciyle Genel Merkez’de bir araya gelen AK Parti İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta, son zamanlarda Batı ülkelerinde yükselişe geçen ırkçılık, yabancı ve göçmen düşmanlığı, çocuk hakları ve İslâmofobi konularında yaşanan hak ihlâllerini anlattı. Batıda insan hakları noktasında çok ciddi geriye gidiş olduğunu söyleyen Usta, yaptıkları araştırmayla ilgili şunları söyledi:

28 ŞUBAT SONRASI TÜRKİYE DEĞİŞTİ

“Batı’nın bizi eleştirdiği noktalara baktığımızda acaba onlar ne durumda diye biz de araştırma yaptık. Son dönemlerde özellikle Avrupa Konseyi’nde de Türkiye tekrar denetim sürecine geriletildi. Ocak ayında yeni bir rapor yayınlandı. Türkiye’nin aleyhine çok ciddi iddialarda bulunuluyor. Türkiye’ye baktığınız zaman özellikle geçmiş yıllardan itibaren AK Parti iktidarıyla birlikte insan hakları noktasında çok ciddi adımlar atıldı ve ‘sessiz bir devrim’ yaşandı. 28 Şubat darbesi ve sonrasındaki değişim bile Türkiye için çok büyük. Biz de geriye doğru değil; ileriyle doğru bir gidiş var.

SEÇİM KAMPANYALARI AYRIŞTIRICI

Almanya’da, Belçika’da, İsveç’te, Hollanda’da, Fransa’da, çok ciddi hak ihlalleri var. Bunlar nedense hiç gündeme gelmiyor. Şu anda dünyada artan bir ırkçılık var. Irkçılık üzerinden siyaset yapan, ayrıştırıcı bir dili kullanan tüm sağ partiler Avrupa’da bir yükselişte. Partilerin seçim kampanyalarında kullandıkları söylemler bile ayrıştırıcı. Almanya’da Alternatif Partisi eski lideri Frauke Petry, ‘Mülteci krizini çözmek için gerekirse silaha başvurun’ demiş. Aynı söylem Hollanda’da da kullanılmış.


İSLÂM’DAN ARINDIRMAK VAAT OLMUŞ

  • Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders, ‘Hollanda’yı İslâm’dan arındıracağız’ demiş. Fransa ise ‘Avrupa’ya gelmek isteyen göçmenleri uluslararası sulara geri atın’ ifadelerini kullanmış. Danimarka’da da aynı söylemler var. Diğer taraftan aşırı sağcı ve ırkçı partilerin oy oranlarına baktığımızda İsviçre’de yüzde 29’a, Avusturya’da yüzde 26, Danimarka’da yüzde 21’e, Macaristan’da ise yüzde 19’a ulaşıyor. Seçim kampanyalarının yüzde 34’ü Müslümanların şiddet eğilimli olduklarını ya da fiziksel tehdit oluşturduklarını iddia ediyor.

FRANSA 5 MİLYON İNSANI KATLETTİ

Yüzde 31’i Müslümanların hükümeti ele geçirdiklerini söylerken; yüzde 29’u ise Müslümanların temel haklarının reddedilmesi çağrısında bulunuyor. Dünya barışına zarar veriyorlar. En son Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 24 Nisan’ı ‘Ermeni Soykırımını Anma Günü’ olarak ilan etti. Ancak, Macron, seçilmeden önce Cezayir’de soykırım yaptıklarını söylüyor. Fransa’nın tarihine bakarsak katlettiği insan sayısı 5 milyonu buluyor. Sonra sözde Ermeni soykırımını kabul ediyorlar. Batı’da hepsinin tarihinde sömürgecilik, soykırım var.

28 Şubat dönemi gibi

  • Fransa’nın Ocak ayından beri 7 cami kapattığını, toplamda OHAL süreciyle birlikte kapattıkları cami sayısının 23’ü bulduğunu belirten Usta, şöyle devam etti: “OHAL şartlarındayken bütün kreşlere varana kadar bir incelemeden geçirdiler. Çocukları bile sorguya aldılar. En son İsveç’te, başörtüsü yasağı ile ilgili bir kanun çıkarıldı. Bunların hepsi Avrupa’nın hiç de sanıldığı gibi insan hakları noktasında ileriye gittiğini değil, tam tersi çok daha geriye gittiğini gösteriyor.
  • CAMİLER PEŞ PEŞE SALDIRIYA UĞRUYOR
  • Cami saldırıları azımsanamayacak kadar çok. En son İsveç’te ‘yakınındaki camiyi yak’ sloganı yazılı tişörtler yapıldı. Bunlar internet üzerinde satışa sunuldu. İsveç’te 2018’de 38 cami ve mescit saldırıya uğradı. Yapılan bir anket çalışmasında Almanya’da ankete katılanların yüzde 53’ü İslâm’a karşı olumsuz görüş olduğunu söylerken; bu oran ABD’de yüzde 37, İngiltere’de yüzde 32. Fransızların ve Almanların yüzde 72’si, İngilizlerin yüzde 66’sı ve Amerikalıların yüzde 56’sı İslâm’da aşırılığın yükselişinden endişe duyduğunu söylemiş. Ben Avrupa’nın ve Batı’nın daha 28 Şubat’ı yeni yaşadığını söylüyorum. Biz o süreci yaşadık. Biz Kur’an kurslarının, İmam Hatip okullarının kapatıldığı dönemleri gördük. İnsanlar, bu bilgileri öğrenebilmek için farklı kurumlara, merdiven altı yerlere yöneldiler.
  • BUNLARIN NEDENİ SİYASETTEKİ AYRIŞTIRICI DİL
  • İslâmofobik saldırılarda çok ciddi rakamlar var. 2017’de sadece İngiltere’de 2 binden fazla. Almanya’da 950, Polonya’da 664, İspanya’da 546, İsveç’te 439, Hollanda’da 364, Avusturya’da 256 ve Fransa’da 121. ABD’de ise 2 bin 599. Bunların nedeni siyasetteki ayrıştırıcı dil.”

Ana muhalefetin söylemi farksız

Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta, Türkiye’nin Suriye politikasını eleştiren CHP’ye de tepki gösterdi. “Terörle mücadeleyi dünya ülkeleriyle yürütemezsek, hiçbir anlamı yok” diyen Usta, şunları söyledi: “Biz aslında kendi sınırımızda bir güvenlik çalışması yaparken; bazen vatandaşlarımız ‘Biz neden oradayız?’ sorgusu yapıyor. Burada ana muhalefetin de ciddi bir katkısı var. Onlar da ‘Bizim orada ne işimiz var’ diyor. Bizim orda tek bir derdimiz var, kendi sınırımızı ve güvenliğimizi korumak. Oradan teröristlerin girişini engellemek. Batılı ülkelerin teröre verdiği desteklerle orada terörü bitirmeniz mümkün değil. Gücümüzü göstermezsek, üzerimize aynı yollarla geleceklerini biliyoruz. İşte, 15 Temmuz darbesi. Eğer biz gücümüzü sağlayamasaydık, Suriye’den hiçbir farkımız kalmayacaktı. Bir taraftan da kendi içimizden bu darbe girişimini ‘tiyatro’ diyen, bizdenmiş gibi davranan birileri var.”

  • Batı’dan mülteciye Hristiyanlık testi
  • Usta, şöyle devam etti: “Batı, mültecileri Hristiyanlık testine tabi tutup öyle alıyor. Kampların koşullarının insani koşullarda olmadığını, hatta hayvanlara bile daha iyi muamele yapıldığını söyleyen mülteciler var. Bu kamplarda kadınların ve çocukların şiddet ve tacize uğradıklarını duyduk. Türkiye, bu noktada sadece Batı’nın değil bütün dünyanın vicdanını kurtaracak çok ciddi ve güzel işler yapıyor. Sadece Almanya’da kayıp 10 bin çocuk var. 2015’den beri AB ülkelerinde kaybolan mülteci çocuk sayısı 96 binden fazla. 2016’da refakatsiz şekilde Avrupa’ya ulaşan çocuk sayısı 63 bini aştı. Bu çocukların nerde olduğu bilinmiyor. Avrupa’da yaşayan refakatsiz mülteci sayısı 170 bin. Bu çocukların en çok maruz kaldığı durumlar cinsel istismar, tecavüz, insan kaçakçılığı, şiddet, kölelik ve organ mafyası. Bu noktada Avrupa’nın adım atması lazım. Eğer bunu çözemezsek, ne kadar güvenlik tedbirleri alsak da bu çocuklar önümüzdeki dönemde bir terör örgütünün mensubu olarak karşımıza çıkabilirler.”

#AK Parti
#İnsan Hakları
#Avrupa
#Leyla Şahin Usta
5 yıl önce