Geçen ayın 23 Aralık günü İsmet İnönü, ölümünün 43. yılında anıldı. 1973 yılında aramızdan ayrılmıştı. 89 yıllık ömrünün 67 yılını asker, diplomat ve devlet adamı olarak ülkesine hizmet ederek geçirmişti.

Bugün hala onu karalamaya, küçük düşürmeye yönelik gerçek dışı söylemler ileri sürülmeye devam ediliyor. Geçenlerde Lozan Barış Antlaşması üzerinde başlatılan tartışma tarih bilmezliğin son örneği idi. Daha önceleri de Kazım Karabekir hakkında ki bir TV programında kendini tarihçi sanan bir muhterem (Mustafa Armağan) “İsmet İnönü hiçbir savaş kazanmamıştır” diyebilmişti.

Daha da eskilere Demokrat Parti dönemine gidersek asker kaçağı olarak gösterilmişti. Bunlara en son olarak bir diğer zavallının Eskişehir’in bir ilçesi olan İnönü’ye “İsmet Paşa kendi adını verdi” diyerek tuz biber ekti. Oysa İnönü soyadını Atatürk vermişti. O yerleşim yerinin adı da çok eskiden beri güneyindeki dağlardaki yabani hayvan barınakları (İn) nedeniyle İnönü idi.

Yarın 6 Ocak, Batı cephesinde milli ordunun Yunanlılarla yaptığı ilk önemli savaşın (1. İnönü Savaşı) başladığı gün. Buradaki birliklerimiz Çerkez Ethem isyanını bastırmaya çalışırken, Yunanlılar 6 Ocak 1921 de Bursa’dan Eskişehir’e doğru ilerlemeye başladı. Bunu öğrenen Batı Cephesi Komutanı Albay İsmet Bey kuvvetlerinin büyük bir bölümünü İnönü mevzilerine çekti. 9 – 10 Ocak günlerinde Gündüzbey – İnönü hattında çetin savaşlar oldu. Tarafların kuvvet dağılımı şöyleydi.

 

                                          Türk                       Yunan      

Asker                               6.000                    18.000

Top                                        28                                     50

Makinalı                                 50                                   150

Süvari                                  300                         200

Askeri güç yönünden üstünlük Yunandan yanaydı.  Ama zafer Türklerin oldu.11 Ocak ta Yunanlılar yenilgiyi kabul ederek çıkış hatlarına çekilmeye başladı. Ankara’da bazılarının karşı çıkmalarına rağmen TBMM nin kurmuş olduğu düzenli ordunun Batı Cephesindeki ilk başarısı 1. İnönü Zaferidir.

 

 

 

Cephe gerisinde de önemli ve olumlu gelişmelere neden olmuştur. Öncelikle TBMM Hükümetinin moralini yükseltmiş, Meclise güven artmıştır. Böylece Devlet mekanizması işlemeye başlamıştır.

Vergilerin toplanması, askere alınma işlemleri düzene girmiş dolayısı ile hükümet güçlenmiştir. Dıştaki itibarı da artmıştır. Bunun sonucunda Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması imzalanmıştır.

İsmet Bey, Albaylıktan Tuğgeneralliğe yükselmiştir. O günden sonra hep İsmet Paşa olarak anılmıştır.

Birinci İnönü savaşında yeniliye uğrayıp geri çekilen Yunanlılar boş durmayacaktır. Yeniden toparlanıp 23 Mart 1921 de tekrar saldırıya geçecektir. Daha güçlü gelmelerine rağmen yine amaçlarına ulaşamayacak, daha ağır bir yenilgiyle kaçmak zorunda kalacaklardır. Onun hikayesini de o zaman anlatalım.