İnce''nin A takımında yer alan Yaşar Tüzün: Erdoğan''ın rakibi CHP değildir Muharrem İnce''dir

ABC Haber Merkezi

Cumhuriyet Halk Partisi'nde 24 Haziran seçimlerinin ardından başlayan kurultay tartışmaları devam ediyor. Olağanüstü kurultay için beyanda bulunan delegeler pazar günü saat 14:00'da bir toplantı gerçekleştirecek. Toplantıdan çıkan karar sonucunda Muharrem İnce ekibinin ne yapacağı netleşmiş olacak. 

TELE1 televizyonu ekranlarında süreci değerlendiren Muharrem İnce ekibinin önde gelen isimlerinden CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, 'Ben bir daha Kılıçdaroğlu'nun karşısına çıkmam gerekirse danışmanı olurum, bu vefasızlığı etmem' diyen İnce'nin sözlerinin hatırlatılmasına üzerine 4 Mayıs 2018 tarihinde sayın İnce'nin adaylığı ilan edildiğinde oy birliğiyle cumhurburbaşkanı adayı seçilerek sayın  Genel Başkanımız tarafından Türkiye bayrağı rozeti takıldıktan sonra fiilen görevi de devretmiştir değerlendirmesinde bulundu. Tüzün, "Çünkü Türkiye'de rejim değişikliği oylamasına gittik. Bir ilin, ilçenin belediye başkanı seçilmiştir rakibi parti değildir. Dolayısıyla bugünkü sisteme uyarlayacak olursak Erdoğan'ın rakibi CHP değildir İnce'dir. İnce 2. olmuştur onun gölge kabinesini kurup denetlemesi gerekiyor. Bu sisteme göre CHP'yi uyarlamamız gerekiyor" dedi.

Tüzün, şöyle devam etti:

'CHP VAKIF OLMALI DİYENLER PARTİDE SÖZ SAHİBİ'

"Sayın Genel Başkanımızın, Meclis Grubumuzun, Parti Meclisimizin, isteği ikinci 'Ekmeleddin' vakası yaşanmamasıydı. Buna rağmen partideki bazı organlar isim üzerinde uzlaşma arayışına girdi, Erdoğan'a karşı. Dolayısıyla örgütün ve tabanın isteği İnce'ydi bu yüzden aday gösterildi. İnce, partinin çok değerli ismidir. Geçmişte kiracı olanlar ev sahiplerini dışlamaya kalkıyorsa bu doğru değildir. CHP, bir vakıf olmalıdır diyenler bugün partide söz sahibiyse CHP delegesi, en iyisini yapacaktır.

'SİZ TÜRKİYE'Yİ YÖNETMEYE UYGUN GÖRDÜĞÜNÜZ KİŞİYE PARTİ YÖNETMEZSİN DİYEMEZSİN'

Sayın Genel başkan o rozeti taktığında fiilen görevi devretti. Siz Türkiye'yi yönetmeye uygun gördüğünüz insana partiyi yönetemezsiniz diyemezsiniz. Delegelerde bu anlamda harekete geçti. Bu süreçle ilgili hiçbir komite, grup yok. Kendiliğinden gelişen değişim bileşenleri ve gönüllülerle başlamıştır süreç. Alınan sonuçtan rahatsızlığını ifade eden örgütlerin çağrısıdır. Eğer olağanüstü kurultay süreci başlatılırsa biz de imza veririz dediler. Biz de çağrı grubu olarak çıktık çağrıda bulunduk. Bugünden itibaren olağanüstü kurultay yapılmalıdır metni hazırladık. İlk gün 300'ün üzerinde vatandaşımız notere gitti imza verdi.

'SAYISAL TARTIŞMAYI BİZ DEĞİL GENEL MERKEZ AÇTI'

Sayısal tartışmayı biz değil Genel Merkez açtı. Gün geldi 604 imzayı getirin kurultayı toplayalım dediler. 15 günün ardından ilan ettik biz. Bize oyunu teslim etmiş, notere gitmiş, ilk etapta 559 arkadışımızın imzasını notere giderek kayıt altına aldırdık. Sonra 63 arkadaşımız daha beyanda bulundu. 30 TEmmuz itibariyle onların da beyanını noterde kayıt altına aldık. Sonra 8 arkadaşımız daha notere gitti. 622 imzayı biz Genel Merkez'e evraklarımızı teslim etmeye gittik. 8 arkadaşımızın daha  noter kayıt numarasını teslim ettik. Evraklarımızı teslim ettikten 10 dakika sonra Muharrem Erkek kalktı 'yeteri sayıda imza gözükmüyor' dedi. Biz sayısal tartışmadan uzak dursakta Genel Merkez'in açıklaması sebebiyle biz de bu tartışmaya çekildik. Sonuç olarak 630 imzayı biz teslim ettik. 8'ini hangi noterde, tarihte verdiğini bildirdik. 31 arkadaşımız imzayı geri çekti. 5 tanesi için kaydı yok, diğer 5 tane delegesi için ise gündemde değil denildi. Bazı arkadaşlarımız 'imzamızı geri çektik sizden aslını da almak istiyoruz' dedi. 31 arkadaşımıza ne vaat ettiler de imzasını geri çekip bizden almak istediler. Bizde çağrı grubu olarak gittik Genel Merkez'e gittik. Bir Mardin delegemiz ayın 20'snde gitmiş beyanda bulunmuş sonra 25'nde geri çekmiş 30'nda geri imza vermiş. 5 arkadaşımız için kaydı gözükmüyor diyorlar ama notere gidip imza verdiğinde Yargıtay'da üyelik kaydı var.

'BİREYSEL DAVA AÇILIRSA BİR ŞEY YAPAMAYIZ'

CHP'yi inşa etmek hepimizin görevidir. Türkiye bu iktidara rağmen yolunu bulmak zorunda. Türkiye seçeneksiz değildir. 15 milyon oy almış bir kişinin kaderini 15 kişi belirleyemez. Dolayısıyla 630 imzayı yok sayan anlayışı kabul etmemiz mümkün değil. Her partinin tüzüğünde yazdığı gibi yüzde 20 ile tüzük toplantısı, kurultay yapılabilir. Türkiye'de ve dünyada bir tek CHP'de böyle bir yüzde 50+1 uygulaması var. Üstelik noter onaylı. Kanun tüzükten daha mı öndedir? Evet daha öndedir. Seçilmiş kurultay delegeleri ayrı, atanmış delegeler ayrı. Vekiller çıkarıldığında 81 ilden seçilen kurultay delege sayısı 1030'dur bunlardan 630'u gidip imza vermişse 400 delege kalıyor. Demek ki taban, örgüt değişimden yana. Biz bu partinin evlatlarıyız AKP hukukuna CHP'yi teslim edemeyiz. Ama bireysel olarak bir delege arkadaşımız da dava  açarsa engelleyemeyiz. 

TÜZÜK KURULTAYI
Tüzük kurultayı diye bir anlayış söz konusu değildir. Bize inan arkadaşlarımıza çağrıda bulunduk. Bundan sonra ki yol haritamızda delegelerimiz söz sahibidir. Biz de düşüncelerini almak için Ankara'da bir toplantı düzenliyoruz dedik. 15 gün içerisinde yeniden olağanüstü kurultay yapmak istiyoruz diyerek yeniden imza süreci başlayabilir ya da tüzük değişikliği talebinde bulunabilirler ya da bu ekonominin kötü gittiği günlerde uzatmayalım da diyebilirler. 

'YEREL SEÇİM NİÇİN BEKLENMEDİ?'

15 buçuk milyon oy vermiş halkımıza şunu diyorum; ortada sağlık sorunu olan bir anlayış var. Bu şartlarda CHP'nin alacağı oy maksimum yüzde 22 bir taraftan da 50 gün içerisinde yüzde 30 oy alan Erdoğan'a alternatif olan yeni bir isim doğmuştur. Kuşkusuz ortadaki sağlık sorunun tedavi edilmesi gerekiyordu. Şu mantık yanlış yerel seçimlerde hasta ölsün sonra tabutu da  Muharrem İnce kaldırsın. İki arkadaşımız toplamda MYK'daki görevini bıraktı. Yaptıkları görevler için teşekkür ederiz yeni atanan arkadaşlarımıza başarılar diliyoruz. Bu mu anlayış?  Bu mu değişim? Biz yerel seçimlere bu kadro değişikliğiyle gideceğiz diyeceksiniz ama toplamda 2 kişi değişecek. Yerel seçimlere yeni bir liderle, yeni bir ekiple yeni bir anlayışla gitmek gerekiyor. 

'TÜRKİYE'DE SEÇMENLER LİDER ENDEKSLİ SANDIĞA GİDİYOR'

Türkiye halkı malesef ki lidere endeksli sandığa gidiyor. Görüntüsüne, fiziğine, düşüncesine önem veriyor. Dünya'nın hiçbir yeride yüzde 22 oy alan bir parti bir sonraki seçimde yüzde 1 almıyor. Siz seçimi kaybedebilirsiniz gider bunu seçmene anlatırsınız ama seçmeninizi kaybederseniz, her şeyiniiz kaybedersiniz. 9 seçim kaybedip koltuğu bırakmazsanız seçmeni de kaybedersiniz 40 yıl sonra CHP ilk defa yüzde 30 'barajını' geçti. 50 günde bu olduysa 5 aya yaydığınızda neler olabileceğini tahmin ediyoruz.

'İNCE DEMİŞTİ ERDOĞAN BAŞKAN OLURSA DOLAR 8-10 TL OLACAK'

24 Haziran öncesi Türkiye'nin gündeminde erken seçim olacak denildiğinde Erdoğan ve ekibi erken seçime istemek Türkiye'ye ihanettir dediler. Bu kararı kim aldı bugünkü iktidar ve koalisyon ortağı MHP. Ama bir ayda cumhurbaşkanlığı sistemi çöktü. Dolar bakın kaç oldu. Peki 2002'de dolar 1.50'ydi şimdi ise 6'nın üzerine çıktı. Benzinin litresi 1,50 kuruştu şimdi benzin 6,30. Bir felaketle karşı karşıyayzı. Sayın Erdoğan'ın çıraklık döneminde 1,50 kalfalık döneminde 2,40 başkanlık döneminde 6,40 oldu. Keşke Erdoğan, İnce'nin dediklerini yapsaydı, keşke Erdoğan çıraklık döneminde kalsaydı da dolar 1,50 kalsaydı. Yol yaptılar yollar çöktü, havalimanı yaptılar pistler çöktü, tren rayları yaptılar raylar çöktü, sayın Erdoğan'ı başkan yaptılar ekonomi çöktü. İnce dedi ki eğer Erdoğan başkan olursa dolar 8 lira 10 lira olur dedi. Çünkü sayın Erdoğan'ın ekonomi anlayışı yatırıma yönelik değil. Ekomomi anlayışı yola,betona yönelik. Yurtiçindeki kendisine karşı bütün şirketlerle kavgalı, Merkez Bankası'yla kavgalı. En yakını olan damadını bile ekonominin başına geçirdi. İnce'nin ilk icraati başta ekonomi bakanını ve danışmanlarını derhal değiştirmek olacak. İkinci olarak Merkez Bankası'na müdahele edilmeyecek. Üçücüsü, Merkez Bankası özerk bir kuruluş parti genel merkezine çağırısanız bugün bu tablo kalır. Dördüncüsü, finansal yatırımların güvenliği sağlanmalı. OHAL ile yönetilen bir ülkeye kimse yatırım yapmadı. Beşincisi, gelen sıcak para bankaya, faize, borsaya geldi yatırıma dönüşmediği sürece bu istihdahımı yaratamaz ve ekonomik felaketle karşı karşıya kalırsınız.

'KAMULAŞTIRMA YAPMAYI DÜŞÜNÜYOR MUSUNUZ?'

Gerektiğinde bunlar da olmalı, olacaktır. Siz yatırım adı altında köprü, tünel yaptık diyorsunuz. Ama siz vergilerle değil ülkeyi 5 yıl hipotek altına alarak yapıyorsunuz. TL karşılığında değil dolarla bu ihaleleri yapmışsınız.

'TÜRKİYE EKONOMİSİ İFLAS ETMİŞTİR'

Komşu ülkelerimizle iyi geçineceğiz. Herkesle kavgalıyız bu kavgayı devam ettirmek Türkiye vatandaşına vereceğimiz en büyük zarardır. Devletin temel görevi milletin varlığını, birliğini, ekonomisini korumaktır. Doların artışı sadece papaz olayı ile ilgili değil bugüne kadar izlenen politikaların sonucu. Bu anlayış alternatifsiz kalırsa daha da kötü günler bekliyor bizi. Bu dakika itibariyle ben alternatif görmedim. Eğer devam ederse şirketlerimiz batacak, teminatlar bankalara geçecek. İflaslar artacak. Halkımız işini kaybedecek dolayısıyla yatırımların önünü açmadığımız müddettçe, ihracatımızı arttırmadğımız müddetçe Türkiye'de ekonomi iflas etmiştir ve edecektir.

'HALKIN ANLADIĞI DİLDE KONUŞACAĞIZ'

Vatandaşımız, AKP'nin uyguladığı politikalardan memnun olmadığını söylüyor ama alternatif projeleri sunamadığınız sürece bu insanlar yeniden AKP'ye oy veriyor. AKP, yüzde ellinin üzerine anahtarı kilitlemiş, içeri de bir takım imkanlar sunuyor vakit geçiriyor. Biz CHP olarak anahtarı alıp o kapıyı açmadığımız sürece o yüzde elli orada kalacaktır. Halkın anlayacağı dilde konuşarak o vatandaşları ikna etmeliyiz.

'KEMAL BEY İYİ NİYETLİ AMA SİYASETTE OLMUYOR'

Toplumumuz değişim istiyor 'Kemal bey iyi niyetli bir devlet adamı ama siyasette olmuyor'. Biz de aynı şeyi söylüyoruz.  Bir şeyi değiştiremeden tekrar üzerine tekrarlamak sonuç vermiyor diyor insanlar. Bu değişim için kurultay delegelerimiz imza verdi 2 tane MYK üyesiyle değişimin olmayacağını söyleyen delegelerimiz var. En büyük irade kurultaydır, kurultay delegesinin karşısına çıkamayan parti yönetimi vatandaşın önüne nasıl çıkacaktır?

YENİ PARTİ KURMA İDDİALARINA YANIT: BURASI BİZİM EVİMİZ

Ben partimizin gençlik kolları, merkez ilçe başkanlığı, meclis üyeliği, belediye başkanlığı ve 4 dönem CHP'de vekillik ve başkanvekiliiği
yapmış bir insanım. CHP yüzde 0 barajını geçemedİğinde sabaha kadar ağladığımı bilirim. O dönemde İnce'de il başkanıydı. Bu ayrılık söylemlerine şiddetle karşıyız. Burası bizim evimiz, kendisini misafir olarak görenler varsa gidebilirler.

'BİZZAT ARADIM EYLEMİ SONLANDIRIN DEDİM'

Olağanüstü kurultay toplanamaz, imzaları geri çekin diye bir madde ve yetki yok. 630 arkadaşımız kendi iradesiyle giderek beyanını sundu. O geri çekenler kimler biz bunu bilmek istiyoruz. Noter kaydını görmek istiyoruz. Partimizin kurumsal kimliğine zarar vermek istemiyoruz. Genel Merkez önünde oturma eylemi düzenlendi bizim bilgimiz dışında, ben bizzat aradım bu eylemi sonlandırmaları konusunda rica ettim onlar da eylemi sonlardırdılar.

Hepimiz CHP'liyiz büyük bir aileyiz. Bu aile Türkiye'nin sorunalarına çözüm bulacaktır. Bu kurumsal kimliği, aileyi yıpratacak hiçbir girişimde arkadaşım bulunmayacak."