İnanmak ve inanmamak insanın sahip olduğu seçeneklerden. Özgür iradesi olduğu sürece bunları dilediği yönde kullanır. Hiç kimsenin bir başkasının farklı inancını yargılama hakkı yoktur. Aynı şekilde bir kimse de bir diğerini kendi inancı doğrultusuna zorla çekme hakkına sahip değildir.

            İslam inancına göre domuz eti yemek haramdır. Eğer domuz eti yemek istiyorsanız Müslüman olmazsınız veya başka et yersiniz.

            Katolik inancına göre boşanmak yasak. Katolik olmak isteyen bunu kabul eder ve boşanmaz. Eğer bu görüşe katılmıyorsa Protestan olur. Ama Katolik olmayan birisine kilise, boşanma izni vermiyorsa işte o zaman karşı koyma hakkı doğar.

            İnanç en basit tanımı ile, bir şeyin var olduğuna ve doğruluğuna inanmaktadır. Bir düşünce ve iddia (tez) nın doğruluğunu kabul etmektedir. Bir şeye inanmanın çeşitli yol ve nedenleri vardır.

            Örneğin: onu söyleyen kişi güvenilir ve doğru söyleyen birisi ise ona katılıp aynı şeyi paylaşmak bir inanç yoludur. Dinleri buna dahil edebiliriz. Her dinin tebliğ edici bir peygamberi vardır. O kişiye güvenen, doğruları söylediğinden kuşkusu olmayanlar ona ve getirdiği dine, dinin kurallarına inanır. Konulan sınırlar içinde yaşamını düzenler.

            Tanrı inancı da bağlandığı dinin ve peygamberinin öğretileriyle güçlenir. Bunların karşısında hiçbir dine dahil olmayan, peygamberleri tanımayan, tanrıyı yok sayan inançsızlar vardır. Ayrıca tanrının varlığının yada yokluğunun kanıtlanamayacağını, tanrının var olup olmadığını bilmenin imkansız olduğunu savunan agnostizm görüşü sahipleri vardır.

            Agnostiklere göre tanrının varlığı veya yokluğu deneyse olarak kanıtlanamaz. Tanrının varlığı insan aklını aşan bir konudur. O halde böyle bir varlık hakkında kouşmak ve bir yargıya varmak olanaksızdır. Sonuç olarak agnostikler tanrı inancı konusunda tarafsız kalmayı tercih etmişlerdir.

            Sahip olduğu deneyim ve bilgi birikimleri ışığında bir şeyin olacağına inanmak olabilir, görmek, sanmak bir başka inanç yoludur. Kimileri uzayda başka varlıkların olabileceğine inanır. Bunun görüşür kanıtları yoktur veya gördüğünü sanan birkaç kişi çıkmıştır ama edindiği bu bilgiler onu öyle bir inanca götürmüştür.

            Kaynakları kesin olarak bilinmeyen, çoğunlukla din, ekonomik yaşam toplumsal ilişkiler sonucu ortaya çıkmış bilimsel hiçbir yönü olmayan boş inançlar vardır. Onlara batıl inançlar diyoruz. Bugün halk arasında geçerliliğini sürdürenlerin birçoğu eski Türklerin şaman inanışlarına dayanır.

            Çok eski bir geçmişi olan yağmur duası, özel törenlerle şamanlar tarafında gerçekleştirildiği bilinmektedir. On üç sayısının uğursuzluğu, İsa’nın son yemeği on üç kişiyle yemesinden kaynaklanan bir Hıristiyan inancıdır.

            Hıristiyanlardan geçen başka bir inanç salı günü iş yapmama. Hatta ‘’salı günü başlama sallanır ‘’ diye bir tekerleme çıkarılmıştır. Bunun kökeninde de Fatih’in İstanbul’u salı günü almış olması yatar.

            Müslümanlığın etkisiyle çıkmış batıl inançlar pek çoktur. Bazı mübarek kişilere adakta bulunma, mezar ve türbelere çaput bağlama, hastalara karşı okuma bunlardan birkaçı.  Hastaya iyi dileklerle şifa istemeyi bunun dışında tutmak gerek. Nazar da Anadolu’da yaygın inançlar arasındadır.

            Öyleleri de vardır ki, batıl inanç olarak görünse de çok yönlü ve derinliğine bakıldığında mantıklı gerekçeler bulunabilir. Örneğin: geceleri tırnak kesmenin günah sayılması,  aynaya bakılmaması. Gaz lambasının bile olmadığı, çıra ile aydınlatılan bir ortamda tırnak kesmek tehlikeli olabilir, aynı şekilde ayna bakmak olağandışı koşullarda korkutucu görüntüler oluşturabilir.

            Kesici aletlerin, makas bıçak gibi elden ele alınıp verilmemesi halk arasında sık rastlanan alışkınlıklardan. Yere bırakılır ve yerden alınır. Bunun boş inançtan öte mantıklı açıklaması, bir yaralamaya yol açmamak olabilir. Elden ele alınıp verilirken bir taraf mutlaka kesici taraftan tutacak, dikkatsiz bir hareket sonucu eli kesilecektir.

            Son söz olarak inanç ve inançsızlıkta, birileri inanıyor diye peşinden gitmek yerine akıl, mantık ve bilgi en doğru yol göstericidir.

- - - - -