21 Mayıs 2017 01:00

İlk adımlar

İlk adımlar

Fotoğraf: Envato

Paylaş

19 Mayıs yaklaştı mı ilk adımlar üzerine yazılar yazılır, sözler söylenir. Bu yazılar ve sözler çoğu zaman törenseldir; kalıcı, hatta etkili olmaları beklenmez. Güncel sorunlara, günün koşulları içerisinde çözüm bulmak için ilk adımların nasıl atılabileceği konuşulmaz. İlk adımları çocuklar ve gençler ile birlikte düşünmek ve tartışmak söz konusu değildir.

Oysa bugün o ilk adımları düşünmenin ve tartışmanın tam zamanı. Militarizmden veya ezberden öteye geçmeyen bir yaklaşımla değil, gerçekçi bir yaklaşımla. Dün önümde, annesinin elini tutmuş çocuğun adımlarını düşünerek başlayabiliriz. Sarsak ama istekli, yavaş ama ısrarlı, küçük ama kararlı adımları düşünerek. Ayakta durabilmek ve yürüyebilmek için annesinden destek alması gereken bu çocuk, kısa sürede tek başına yürüyebilecek, koşabilecek. Özerklik ve özgürlük isteyecek. Bugün Türkiye’de çocuklara destek verilmesini engelleyenler aslında özerkliği ve özgürlüğü engellemeye çalışıyorlar.

Önceki gün yanımdan el ele tutuşmuş, öğretmenlerinin eşliğinde müzeye giden cıvıl cıvıl çocuklar geçti. Onları daha güzel bir dünyayı düşünebilmeleri için destekleyen öğretmenleri, ufuklarını açmakla görevli bir okulları var. Türkiye’de yıllardır öğretmenlere ve okullara savaş açanlar aslında çocukların özgür ufuklarla buluşmalarını istemiyorlar.

Türkiye’de artık çocukların ve gençlerin özgür ufukları yok. Çocuklara yakıştırılanlar korkunç. Yanarak ölecekleri kokuşmuş yurtlar, onları istismar edecek kokuşmuş yetişkinler, kokuşmuş kalıplar ve ezberler. Biraz daha büyüdüklerinde, kokuşmuş sömürü düzeni içerisinde çalışmak ve birilerini zengin etmek. Biraz daha büyüyüp genç olduklarında bir kocaya verilmek veya ölüm siyaseti gereği düzenin neferi olmak, sonra cenaze olmak.

Henüz anlamayanlar için anlatalım. Durum 12 Eylül sonrasından çok daha kötü. Özal’ın görevi Türkiye’yi neoliberal kapitalizm ve muhafazakarlık bataklığına sürüklemekti. Bunu başardı. Türk-İslam Sentezi yetmedi, İslam-Türk Sentezi’ne varıldı. Değerli olan ne varsa değersizleştirildi. Okul, şefkat, kardeşlik, hizmet gibi kavramların içi boşaltıldı; içlerine siyasal İslam ve tarikatçılık dolduruldu. Sonunda 12 Eylül’ü ve Özal’ı aşan, korkunç bir düzen kuruldu. İşte bu nedenle, ilk adımları konuşmak gerekiyor. 19 Mayıs’ta anlamlı bir adım atmak isteyenler ilk adımları konuşmalı.

ilk adımlar için yeni yürüyen çocuklar örnek alınabilir. Çocuklar ilk adımlarını ezberler üzerinden atmazlar. Onların ezberleri yoktur. Başkalarının ezberlerini de umursamazlar. Her çocuk dünyayı keşfetmek için kendi duyularını, kendi eylem gücünü kullanır. Her gün gelişen aklını kullanır. Kendi aklını kullanır. Çocukların dogmaları yoktur. Dogmalar akıllarına sonradan sokulur.

Çocuklar kendilerine yer açan, uygun koşullar sağlayan bir toplumsal düzen içinde büyürlerse akla, gerçeklere, adalete, eşitliğe ve kardeşliğe sahip çıkarlar. Bugün olabildiğince erken yaştan çocukların dogmalarla ve polis devletiyle tanıştırılmaları bundandır; yani, onların ve toplumun gelişmesini engellemek içindir.

Bugün temel mesele, 12 Eylül sonrasında topluma dayatılan bataklığın açtığı yaraları, verdiği zararı kavrayabilmek; toplumu suçlamak yerine kitleleri sürüleştirenleri ve kafalara yerleştirilen dogmaları bellemek ve onlardan kurtulmak için adım atmaktır.

Var olan tekme cumhuriyeti kolay kurulmadı. 12 Eylül ve Özal türü siyasetçiler sayesinde bugünlere gelindi. Sonuçta 12 Eylül’den öteye geçen, cumartesi geceleri KHK çıkaran, bağımsız medyayı yok etmeye kararlı, 19 Mayıs’ta gazete operasyonu yapan bir düzen kuruldu. 

Tekme cumhuriyeti bir korku ve baskı imparatorluğu demek. Koyu bağnazlık demek. Kokuşmuşluğun her yere işlemesi, her yerde yeniden üretilmesi ve bu yolla umudun tüketilmesi demek. Toplumun kendi çocuklarını kul, köle etmesi, hatta yok etmesi demek. 

Tekme cumhuriyetinden çıkış için ilk adımlar, kokuşmuş düzene uyumlu “ana muhalefet” partisinden gelemez ve gelmeyecektir. İlk adımları ancak akıl, cesaret ve bilinç sağlayabilir. İlk adımlar Nuriye Gülmen ve Semih Özakça gibi direnişi ayakta tutanlardan gelecektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...