26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İletişim Başkanlığı ne işe yarar?

Gaffar Yakınca

Gaffar Yakınca

Gazete Yazarı

A+ A-

Batı basınında Belarus’a dair çıkan bir dizi haber ısrarla belirli bir yalanı tekrarlayıp duruyor. Hatırlayacaksınız, Temmuz başında Belarus polisinin baskın düzenlediği bir evden, ayağında şıpıdık terliklerle don gömlek çıkartılan bir grup adamın görüntüsü haberlere bomba gibi düşmüştü. Tüm Batı basını aynı anda duyurmuştu: “Belarus polisi ülkeye gizlice giren Rus ajanlarını tutukladı.”

Haberlere göre bunlar, Wagner’e bağlı Rus paralı askerlerdi, tüm dünya Belarus’a darbe yapmaya giden Rus ajanlarını konuşuyordu. Belarus basını da, Rusya’nın seçimlere hile karıştırmak istediğini, bunun için ülkeye paralı askerler soktuğunu ve bu askerlerin tutuklandığını yazıyordu. İki ülkenin gayet yakın müttefik olduğu düşünülecek olursa, anlatılanlar hayli tuhaftı.

YALAN VAR, TEKZİP YOK

Nitekim, çok geçmeden işin kokusu çıktı. Ajan diye tutuklanan adamlar aslında Donbas’taki iç savaşta Ukrayna ordusuna karşı savaşmış eski askerlerdi. Çoğunluğu Ukrayna vatandaşı olan bu adamlar, Ukrayna gizli servisi SBU tarafından tuzağa düşürülmüştü. Kendilerine uluslararası güvenlik şirketi süsü veren SBU ajanları, düşmanlarını, güya Venezuela’daki “özel bir iş” için yüksek ücret vaadi ile kandırıp Minsk’e getirmiş, sonra da Belarus polisine ihbar etmişti.

SBU’nun planı şöyleydi: Adamlar Rus ajanı olarak yargılanmaya başlandığında Ukrayna kendi vatandaşı olanların iadesini isteyecek ve Donbas’taki faaliyetleri yüzünden savaş suçlusu olarak yargılayacaktı. Düşmanı çatışmasız teslim almak için güzel bir yöntem, ki seçimleri Lukaşenko değil de Batı yanlısı muhalefet kazansaydı kesinlikle böyle olacaktı. Soruşturma derinleştirilmeyecek, adamların Rus ajanı olmadığına dair bulgular pembe devrimcilerin Tivitır yaygaraları ile susturulacak, Belarus’un Batı blokuna koşar adım gitmesi için sağlam bir rüzgar oluşturulacaktı.

Ancak olaylar farklı gelişti. Hem soruşturma derinleştirildi hem de seçimden Lukaşenko galip çıktı. Sonunda bütün işin (muhtemelen CIA’nın desteği ile) SBU tarafından düzenlenmiş bir tezgah olduğu ortaya çıktı. Üstelik olayın iç yüzü bizzat Ukrayna devlet organları tarafından itiraf edildi ve “başarılı bir istihbarat operasyonu olarak” Ukrayna basınında da yer aldı.

Peki, bütün bunlardan sonra Batı basını kendi yazdığı yalan haberleri tekzip etti mi? Tabii ki hayır. Aksine eski yalanın tedavülden kalkmasını engelleyecek imalı bir dille haberler yapmaya devam ettiler. Örneğin 20 Eylül tarihli New York Times’da çıkan makalede şunlar yazıyordu: “Sokak gösterileri ile köşeye sıkışan Belarus yönetimi sabotajcı dediği Ruslara şimdi dost olmak zorunda kaldı.” Batı basınına göre ortada CIA/SBU tarafından tezgahlanan bir oyun yoktu. Sadece kötü adam Lukaşenko, diğer kötü adam Putin’in elini öpmek zorunda kalmıştı. Büyük bir ihtimalle bu satırları okuyan insanların önemli bir bölümünün aklında da olaylar bu çarpıtılmış hali ile kaldı.

BATI MEDYASININ ASIL GÖREVİ

Bu kısa hikayeyi Batı’nın medya yolu ile yaptığı sayısız operasyonlara bir örnek olması açısından anlattım. Bize “özgür basın” diye yutturulan bu kuruluşların süslü misyon bildirimlerinde açıkça belirtilmeyen asli bir görevleri vardır: Emperyalizmin siyasi, ekonomik ve askeri operasyonları için alan açmak, meşruiyet oluşturmak, hatta gerekirse tetikçilik yapmak. Bunun için yalan haberlerden, çarpıtmalara, etiketlemeden, çifte standarda, imalı haber dilinden tek yanlılığa kadar sayısız yöntemi ustalıkla kullanırlar. Batı’da gazetecilik kariyerinde yükselmenin yolu bu yöntemlerde uzmanlaşmaktır desek pek de abartmış olmayız.

Batının tüm dünyaya yayılmış yüzlerce gazetesi, binlerce TV kanalı, milyonlarca internet hesabı… Bunların Batı’dan yetişme ya da Doğu’dan devşirilme sayısız çalışanı… Doğu’nun “gazetecilerine” her yıl dağıtılan burslar, sözde eğitim programları, destek fonları… Aslında, emperyalizmin çıkarları için çalışan devasa bir propaganda departmanından söz ediyoruz. Akıl almaz bütçeler ile çalışan bu örgüt, Batı egemenliğinin garantisidir. Çünkü emperyalizm, gücünü büyük oranda enformasyon ve bilgi üzerindeki tekelinden almaktadır.

BAŞKANLIĞIN BİNASI GERÇEKTEN BÜYÜK MÜ?

Gelelim başlıktaki soruya, “iletişim başkanlığı ne işe yarar?” İşte bu işe yarar. Emperyalizme karşı bağımsızlık savaşı veren ülkeler, en önce onun yalan haberlerine ve propaganda silahına karşı direnmek zorundadır. Batı başkentlerinden yayılan dezenformasyona karşı direnecek güçlü devlet kurumlarınız olmalıdır. Bu açıdan bakınca, İletişim Başkanlığı, ‘bağımsızlık’ için hayati önemdedir.

Bakın, demin sözünü ettiğimiz NYT gazetesini ele alalım. genel müdürlüğü New York’ta kendi adını taşıyan 52 katlı bir gökdelendir. 850 milyon dolara mal olmuştur ve içinde sadece ‘gazeteci’ kadrosunda 1.500 kişi çalışmaktadır. Ve NYT, bu kocaman hali ile Batı’nın dev propaganda silahının sadece küçücük bir parçasıdır.

Efendim, İletişim Başkanlığı’nın binası neden bu kadar büyükmüş, bu kadar çalışana ne gerek varmış… Şimdi önce nasıl büyük bir düşmana karşı mücadele etmek zorunda olduğunuzu düşünün, birbiri ile çarpışan tarafları yan yana koyun ve İletişim Başkanlığı’nın binası büyük mü küçük mü ondan sonra karar verin.