İlahiyatçı Demircan: Türkiye’deki bütün tarikatlar MİT’in denetimindedir!

İlahiyatçı Demircan: Türkiye’deki bütün tarikatlar MİT’in denetimindedir!

İlahiyatçı Ali Rıza Demircan, Aydın Boysan'a cenaze namazı kılınmasını doğru bulmadığını söyledi.

Beyoğlu Belediyesi’nin AKP’li Başkanı Ahmet Misbah Demircan'ın babası ilahiyatçı Ali Rıza Demircan, Gazete Habertürk'ten Kübra Par'a açıklamalarda bulundu.

Demircan, "Benim kanaatime göre, Türkiye’deki bütün tarikatlar MİT’in denetimindedir. MİT’in onay vermediği bir yapılanma olmaz" dedi.

İstanbul Müftüsü bu hafta, “Tarikatları denetleyecek bir yapının kurulması lazım” dedi. Tarikatları denetleyecek bir yapı kurulmalı mı sizce?

- İstanbul Müftüsü çok değerli bir kardeşimizdir ama olaylar göründüğü gibi değildir. Benim kanaatime göre, Türkiye’deki bütün tarikatlar MİT’in denetimindedir. MİT’in onay vermediği bir yapılanma olmaz.

Bunu bir bilgi olarak mı yoksa tahmin olarak mı söylüyorsunuz?

- Hem bilgi hem tahmin. Ortada bir tarikat var, bu tarikatın binlerce müridi var, bir taraftan hol­dingleşiyorlar ve MİT’in bundan haberi yok. Böyle şey olur mu? Tarikatların yüzde 80’i İslam’a zarar veriyor. Devlete zarar verip vermediğini söyle­yemem ama İslam’a zarar veriyor. Çünkü İslam dışı bir yapıları var. Bizim tarikatlarımızda Kuran yoktur. Tarikatlarımızda aziz Peygamber’imizin sözleri, davranışları ve işleri ölçü değildir; tarikat­larımızda şeyh önemlidir. Tarikatlara bağlı olan çok değerli insanlar da var ama büyük bölümü cahildir. Ne Kuran bilir ne aziz Peygamber’imizin sünnetini bilir ne de fıkıh bilir. Onlar için din, şeyh efendinin söylediğidir. Bu, Mevlevilik’te de böyledir. Şu an Türkiye’de yaşayan tari­katların hepsi şahıs merkezlidir. Onlara itiraz ettiğiniz zaman, “Sen Kuran’ın zahirine hapsol­muşsun, Kuran’ın özüne inmek lazım” derler.

Aydın Boysan’a cenaze namazı kılınmasını yanlış bulduğunuzu yazmışsınız. Neden karşı çıkıyorsunuz?

- “Yanlış bulmuşsunuz” diye bir şey yok. Doğ­ruyu tespit ettim. Bakın Aziz Nesin, adam gibi adam, kâfir gibi kâfir­dir. Buradaki kâfir söz­cüğünü, aşağılamak için değil Kurani bir kavramla bir gerçeği ifadelendirmek için kul­lanıyorum. Saygı duyu­yorum. “Ben Allah’a inanmıyorum” ya da “Allah’a inanıyorum ama ahiret haya­tına inanmıyorum. Hz. Muhammed’in Allah’ın son elçisi olduğuna, ona indirilen Kuran’a iman etmiyorum. Benim camiyle işim yok, benim namazla alakam yok. Beni götürün bir yere gömün” diyordu. Öyle yaptılar. Kuran’da,“Allah’a ve ölüm öte­sine inanmayan kişilerin namazı kılınmaz” diye açık bir hüküm vardır. Bu 14 asırdır böyledir. Bir adam, Allah’a ve ahiret haya­tına inanmadığını bil­diği bir adamın cenaze namazını kılarsa günah­kârdır. Aydın Boysan “Mezarımı rakıyla sula­yın” diyordu, bu tek başına inkârın delili olmaz. Ama Aydın Boy­san birçokları gibi dav­ranmamış, ahiret hayatına inanmadığını açığa vurmuş bir insandı.