Türkiye’ye karşı, neredeyse tüm terör örgütlerine kucak açan Almanya, yeni bir skandala imza attı. Berlin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Mayıs ayında Washington’da PKK sempatizanlarıyla yaşanan arbedeye müdahale eden korumalarının G20 zirvesine gelmelerini beklemediklerini bildirdi.
Alman Hükümeti, 7-8 Temmuz tarihlerinde Hamburg kentinde yapılacak G20 Zirvesi’ne, ABD’nin Washington’da protestoculara saldırmakla suçlayarak haklarında gözaltı kararı çıkardıkları Türk korumalarının gelmelerini beklemediklerini bildirdi. Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Schafer, “Washington’da yaşananlara dahil olan kişilerin Türkiye Cumhurbaşkanı’na Hamburg’da eşlik etmeyeceğine eminiz” dedi. Korumaların Almanya’ya giriş yapmaları halinde ise Alman makamları tarafından gözaltına alınıp ABD’ye yargılanmak üzere iade edilecekleri ima edildi.
Son dönemde Türkiye’de çıkarılmak istenen kaosun hamilerinden biri olan Almanya, Gezi kalkışmasının finansörleri arasında. DHKP-C’nin yaptığı Çağlayan Adliyesi baskını gibi terör olaylarını planlayanları barındıran Almanya’nın, 6-8 Ekim 2014 Kobani olaylarında, bölgeye gönderdikleri istihbarat teşkilatı BND ajanları tarafından bölgede provokasyon ürettiğine dair ciddi kuşkular bulunuyor. Terör örgütü PKK’nın yuvası olan Kandil’e TSK tarafından yapılan bombardımanlardan birinde ölenler arasında Alman gizli servisine çalıştığı iddia edilen Kevin Joachim de Almanya’nın teröre verdiği desteğin en açık kanıtlarından biri oldu.
Öte yandan 7 Alman ajanın PKK’nın kullandığı Kaletuka kampında teröristlere teorik ve pratik eğitimler verdiği de ortaya çıktı. Kendi ülke sınırları içinde dahi terör örgütünün finans sağlamasına göz yuman Almanya, örgütün silah, uyuşturucu ticareti, insan kaçakçılığı ve haraç toplamasına da sessiz kalarak destek veriyor. Almanya’nın Köln şehrinde 2011 yılı Eylül ayında düzenlenen 19. Uluslararası Kürt Kültür Festivali’nde terör örgütü PKK’nın elebaşlarından Murat Karayılan’ın canlı bağlantı yoluyla konuşma yapmasına izin verilmişti.
Terör örgütü PKK ve DHKP-C’yi Almanya iç güvenliği için tehdit olmaktan çıkarıp Türkiye’ye karşı bir koz haline getirmeye çalışan Almanya, NATO üssü olan Ramstein Hava Üssü’nde görev yapan 150 FETÖ’cü asker ile diğer 350 diplomat ve darbede etkin rol oynayan FETÖ’cülerin iltica talebini de kabul etti. Almanya’nın FETÖ’cülere hizmeti bununla sınırlı değildi. Almanlar’ın, haklarında yakalama kararı bulunan bu askerlere rütbelerine göre maaş da bağladı.
FETÖ’cü firari askerlere 950 avro ile bin 500 avro (4 bin ile 6 bin lira) arasında ödeme yapılyor. Bu maaş çocuk sayısına göre değişebiliyor. Para yardımının yanı sıra firariler özel evlere yerleştirildi. Almanya’nın 2017 sonuna kadar 6 bin başvuruyu kabul edeceği öğrenildi.
Sözde demokrasi ve insan hakları savunuculuğu yapan ancak söylemleri ile icraatları ters düşen Almanya, Türkiye aleyhine faaliyet gösteren tüm terör gruplarına destek veriyor. FETÖ’nün iki firari savcısı, Zekeriya Öz ve Celal Kara, Alman makamları aksini iddia etmesine rağmen Almanların kendilerine tahsis ettiği Freiburg’daki villada kalıyor. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Almanya’da yaşayan gurbetçiler FETÖ’cü firmalara karşı boykot çağrısı yaparken, FETÖ’yü koruma altına alan Alman makamları Stuttgart Savcılığı kanalıyla 15 kişi hakkında halkı kışkırtmak suçundan soruşturma başlattı. Baden Württemberg Eyaleti Ekonomi Bakanı Nicole Hoffmeister-Kraut, terör faaliyetlerine para sağlayan kuruluşları “yasalar çerçevesinde faaliyet gösteren firmalar” olarak niteleyip bunlara yönelik boykot çağrılarının durdurulmasını istedi.
Türkiye’nin son yıllarda PKK mensuplarının iadesine ilişkin hiçbir talebine olumlu yanıt vermeyen Almanya, 68 PKK’lı teröristin iadesine yönelik ret kararı aldı. Diğer örgütlere ilişkin talepleri de kabul etmeyen Almanya, DHKP-C’den 8, Hizbullah’tan 6, MLKP’den 3, TKP/ML’den ise 9 örgüt üyesinin iadesini reddetti. Almanya, 10 yıllık süreçte iadeye ilişkin 3 talebi kabul etti. Ayrıca Ankara'nın iadesini istediği 16 kişiyle ilgili süreç ise halen devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Almanya’da bulunan teröristler hakkkında Berlin’e 4 bini aşkın dosya gönderdiğini ifade etmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda Almanya Başbakanı Angela Merkel’le bu konuda aralarında geçen diyaloğu şöyle aktarmıştı: Almanya Başbakanı Merkel’e 4 bin dosya verdik. G20’de sordum. ‘Ne oldu o 4 bin dosya’ diye. Bana verdiği cevap çok manidardı. ‘4 bin dosya 4 bin 500 dosya oldu’ dedi...
- Alman vekiller provokasyona destek çıktı
- Her fırsatta Türkiye aleyhine faaliyetlere destek veren Alman vekiller şimdi de CHP’nin provokatif yürüyüşünü sahiplendi.
- Almanya Federal Meclis Milletvekillerinden Dr. Dorothee Schlegel, Barbel Kofler, Michelle Müntefering (Alman-Türk Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı) ile Frank Schwabe (İnsan Hakları ve İnsani Yardım Çalışma Grubu Sözcüsü), CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı yürüyüşe destek verdiklerini açıkladı. Alman vekillerin Türkiye aleyhine birçok ithamda bulunduğu ortak açıklamada, “Başta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu olmak üzere, bugünlerde tüm baskı ve tutuklama tehditlerine rağmen demokrasi için yollara dökülen Türkiye’deki çok sayıda insanın sergiledikleri cesaret önünde saygıyla eğiliyoruz ve kendilerini desteklediğimizi ilan ediyoruz” denildi.
Asıl faaliyetleri Türkiye-AB bütünleşmesi çalışmaları kapsamında AB kritelerine uygun hükümet politikalarının belirlenmesi olan vakıflar, Türkiye’nin iç siyasetine müdahale ve terör faaliyetlerine destek çalışmaları yürütüyor. İstihbarat faaliyetler yürüten bu vakıflar, 16 Nisan referandumunda da “hayır” çıkması için çalıştı. Friedrich Naumann Vakfı Mart ayında 3 H (Hürriyet, Hukuk, Hoşgörü) hareketi adı altında referandumda “Neden hayır” ve “Neden bu sefer kazanabiliriz?” konferansları düzenledi. Naumann Vakfı diğer Alman vakıflar arasında FETÖ ile en yakın temasta olan vakıf. TUSKON işbirliğinde bir toplantıya katılmasıyla gündeme gelen vakfın Türkiye Temsilciliği Direktörü Hans Georg Fleck’in halen FETÖ’ye yakınlığı ile bilinen kişi ve kurumlarla ilişkisinin devam ettiği belirlendi. Vakıfın, 2016-2019 planlamalarında yaptığı çalışmada Türkiye’de medya özgürlüğünün sağlanması çalışamaları başlığında anlattıkları ise FETÖ’nün Türkiye karşıtı propaganda söylemleri ile de uyumlu olduğu kaydedildi.
Konrad Adenauer Vakfı da Avrupa’daki Türkler üzerinde Türk hükümetinin etkisini tespit etme çabası altında oyları dizayn etmeye çalıştı.
Türkiye, FETÖ terör örgütüyle bağlantılı isimlerin iadesi için Almanya'ya 72 kişi ve kurumun yer aldığı ikinci listeyi verdi. Alman makamları tarafından listedeki isimler uyarıldı.
Türkiye, 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ terör örgütüyle bağlantılı isimlerin yer aldığı ikinci
listeyi de Alman makamlarına ulaştırdı. Gönderilen listedeki isimler ise Alman makamları tarafından uyarıldı.
İkinci listede isimlerin yanı sıra Almanya’da ticari faaliyette bulunan kurumların isimlerinin de olduğu öğrenildi. Alman Die Welt Gazetesi’nin haberine göre; Alman makamlarına ulaştırılan 40 sayfalık listede 72 kişi ve kurumun ismi bulunuyor. Habere göre 16 Haziran’da Federal İçişleri Bakanlığı'na verilen liste, incelenmesi için eyalet içişleri bakanlıklarına gönderildi. İçişleri Bakanlığı listenin geldiğini doğruladı.
Haberde Alman makamlarının da Türkiye’nin gönderdiği bilgileri dikkate alarak listelerde adları bulunanları uyardığı belirtildi. Gönderilen ilk listedeki isimler de Alman yetkililer tarafından Türkiye’ye girmesi durumunda sıkıntı yaşayabilecekleri konusunda uyarılmıştı.
Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere’in sözcüsü, gazeteye yaptığı açıklamada “Türkiye’den bakanlığa tek haneli orta seviyede bir rakama ulaşan liste aldıklarını ve bu listelerin kişi ya da firmalara ait belgelerden oluştuğunu” belirtti.
İlk listeyi nisan ayında Münih’te toplanan güvenlik zirvesi sırasında MİT Müsteşarı Hakan Fidan, bir araya geldiği Federal Dış Haber Alma Teşkilatı (BND) Başkanı Bruno Kahl’a vermişti. Fidan’ın verdiği listede yaklaşık 300 kişinin ismi yer alıyordu.
