Cumhuriyet halk partisi Karabük il başkanı Abdullah Çakır bugün düzenlediği basın toplantısında CHP’nin 96. Yıl dönümü kutlamalarında Karabük kent meydanında Safranbolu belediye başkanı Elif Köse ve CHP teşkilatının Atatürk anıtı ve çevresini temizlemelerine ilişkin gelen olumsuz tepkilerle ilgili açıklamalarda bulundu. Çakır; bizim tek amacımız Karabüklü vatandaşlarda farkındalık yaratmaktı Atatürk anıtına böyle bir görüntü yakışmıyor demekti. Karabük belediyesine ya da başkan Rafet Vergili ’ye karşı yapılmış bir olay değildi” dedi.
CHP Karabük İl Başkanı Abdullah Çakır sözlerine şöyle devam etti;
“Partimizin kuruluş yıldönümü münasebetiyle yapılan etkinlikte; hiçbir art niyet ve gönderme amacı olmadan, sadece farkındalık yaratmak amacıyla spontane şekilde yapılan çöp toplama hadisesi çarpıtılmış olup, iki şehrin belediye başkanı arasında sorun çıkarma çabaları ne yazık ki başarılı olmuştur. Olay esnasında orada olmayıp, etkinlik biter bitmez yanlı bir şekilde haber yapan medyayı da takdirlerinize bırakıyorum.
Etkinlikle planlanan kesinlikle Karabük Belediyesi’ni itham etmek değildir, sadece vatandaşlarımızın duyarsızlığı hedef alınmıştır. Amaç asla birilerini az, birilerini çok Atatürkçü ilan etmek değildir, aksi düşünce yanlış bir niyet okumadır. Atatürk heykelinin etrafındaki pislik, yeterli çöp kovası olmasına rağmen gerçekleşmiştir. Bu durum, çöp toplama esnasında da zikredilmiştir. Hal böyleyken, bir takım provokatörlerin CHP Elif KÖSE ile Rafet VERGİLİ’yi karşı karşıya getirmek istemeleri doğru değildir. Her iki başkan da demokratik süreçten geçerek, farklı kesimlerin oyunu alarak, ama oy arttırarak ama oy azaltarak seçilmiştir. İki partiyi, başkanı ve belediyeyi birbirine kırdırmaya çalışmanın kimseye faydası yoktur.
Yine bu bağlamda, demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez unsurlarından olan bir partinin, bir diğer partiyi dizayn etmeye çalışmaya hakkı yoktur. Sıfatı ve kimliği ne olursa olsun, bir parti üyesinin bir diğer partinin iç işlerine karışmaya hakkı yoktur. Aksi düşünce, kendisine karışılan partiye hakarettir; çünkü her parti üyesi kendi partisi için en iyisini yapacak kadar akıllı ve muktedirdir. Nitekim şahsımın ve partimizin hiçbir zaman böyle biri alışkanlığı ve eğilimi olmamıştır. Diğer partilerden de beklentimiz bu yöndedir.
Partimizin her biriminde, birbirimize yardımcı olacak şekildeki hareketlerimizin de, bir başkasının alanına “müdahale ve yönlendirme” olarak yansıtılması da doğru değildir. Safranbolu Belediyesi’nde çalışan hiçbir zabıtaya talimat vermediğim gibi, zabıta müdürü dahil belediyenin hiç bir müdürünü tanımıyorum. Bu konuda belediye çalışanlarının bilgisine de başvurulabilir. Yapılan açıklamalar yanlıştır ve iddia sahiplerini ispata davet ediyorum. Partimizde herkes, yerini bilmekte ve hiçbir yönetici, bir diğer yöneticiye doğrudan ya da dolaylı olarak müdahale etmemektedir. Yakın siyasi geçmişimizin ülkemize hediyesi olan, talimatçı ve vesayetçi yönetim anlayışı, partimizde hiçbir zaman yer bulmamıştır ve bulmayacaktır. Buna rağmen şahsımın veya bir başkasının, milletvekilimize ve belediye başkanımıza kendi görevlerinde müdahale edildiği şeklindeki söylemler iftira niteliğindedir.
CHP, son iki seçimde ilimizde ve yurt genelinde ciddi başarılar elde eden ve iktidarın yakın gelecekte sahibi olacak olan partidir. Parti üyelerimiz olarak bu durumun ve bu durumun bize yüklediklerinin farkındayız. İl ve ilçe teşkilatlarımızla, milletvekilimiz ve belediye başkanımız en üst düzeyde uyum içerisinde çalışmaya devam etmekteyiz. Hiç kimsenin bu uyumu ve başarıyı bozmaya gücü yetmeyecektir.
Şahsımın ve partimizin politikası ve hakikat algısından dolayı; Karabük özelinde hiçbir zaman, belgesiz ve mesnetsiz açıklamalarda bulunmadım. Dedikodu ve spekülasyona asla itibar etmedim. Ayrıca siyasi tecrübeler göstermiştir ki bu tarz yanlış yol izleyenler, hiçbir zaman başarılı olamamıştır. Unutmayalım ki kişiler ve iktidarlar geçici, devlet ve millet kalıcıdır. Zaman ise, daima haklıyı haksızdan ayırmıştır. Bu nedenlerle, bize muhalefet edenlerin de gerçeklerden ve delillerden hareket etmesi herkes için en hayırlı olanıdır. Zira eleştirilmekten hiçbir korkumuz yoktur; yanlı ve dayanaksız haberlere karşı sadece üzüntü duymaktayız.
Şahsımın “temizlikçi” olarak ilan edilmesi benim için onurdur. Temiz siyaseti benimsemiş bir partinin, temiz siyaset yapan bir üyesi olarak, şahsıma bu yakıştırmayı yapan Rafet VERGİLİ’ye teşekkür ederim. “Temizlik, imandandır, temizlik imanın yarısıdır” hadisleri aklımızdan çıkarılmamalıdır.”