İhanet ortaklığı
Yine şehit
haberiyle yanmıştı yüreğimiz 2014 Ekiminde.
HDP’nin
çağrısı ile başlayan 6-8 Ekim olaylarında 2 polisimiz şehit olmuştu, 37 vatandaşımız
hayatını kaybetmişti, 326 güvenlik görevlisi ve 435 vatandaşımız yaralanmıştı.
Kaybettiğimiz
canlarımıza yüreklerimiz yanarken aynı zamanda milli servet olan mallarımıza da
kastetmişti hainler. 197 okul, 165 belediye binası ya da aracı, 261 banka, 729
sivil araç, 1731 ev ve iş yeri hasar görmüştü ya da kullanılamaz hale gelmişti.
Ayrıca, 501 resmi araç, 61 emniyet binası, 27 kaymakamlık binası, 181 diğer
kamu binaları, 32 siyasi parti binası, 33 dernek binası da tahrip edilmişti.
Yasin Börü o
günün simgesiydi gönlümüzde. Diyarbakır’da ihtiyaç sahibi ailelere kurban eti
dağıtırken arkadaşları ile olaylarda hayatını kaybedenler arasındaydı Yasin
Börü. Onlarca kez bıçakladılar o gençleri. Terör yandaşları tarafından barbarca
katledildiler. Sığındıkları binada öldürüp önce üçüncü kattan sokağa attılar ve
ardından cesetlerini yakıp üzerlerinden arabayla geçtiler. Yaşanan vahşet hala
hafızlardaki tazeliğini, acısı ise gönlümüzdeki yerini koruyor.
Devletimiz
başlatılan olayları bastırdı. İhanet çetesi yetinmedi ve bir yıl aranın
ardından bu kez farklı bir senaryo sahnelemeye başladı. Diyarbakır, Şırnak,
Mardin, Hakkâri ve Van başta olmak üzere birçok yerde çukurlar kazıldı,
barikatlar kuruldu. Devletin bütün iyi niyetleri suiistimal edildi ve yeni yeni
saldırıların ve ihanetlerin planları yapıldı.
HDP’li
yöneticilerin “sokağa çıkın” çağrısı ile başlayan olaylar
sonucunda terör destekçileri sahneye çıktı ve Diyarbakır’da başlayan olaylar
kısa sürede çok sayıda il ve ilçeye sıçradı. Bölge insanı dışarı çıkamaz oldu.
İhanet çetesinin tek hedefi
Türkiye’yi kaosa sürüklemek ve bölmekti.
Kobani eylemleri
ile ilgili olarak başlatılan soruşturma kapsamında bugün Ankara merkezli 7 ilde
operasyon düzenlendi ve aralarında HDP eski milletvekilleri,
Merkez Yürütme Kurulu üyeleri ve belediye başkanlarının da olduğu 82 kişi hakkında
gözaltı kararı verildi.
Yıllardır
içimizde habis bir ur gibi beslenen ve her gün canımızı acıtan terörün
faturasını canlarımızla ve mallarımızla öderken ihanetlerinin karşılığını
adalet önünde vermek için gözaltına alınan terör işbirlikçilerinin desteğine
her zamanki gibi Cumhuriyet Halk Partisi yetişti. Cumhuriyet Halk Partisinden
bunu beklemek abes değildi çünkü gizli ortağıydı HDP. Onun desteği ile
kazanmıştı kazandığı belediyeleri. Onun desteği ile AK Parti’nin yükselişini
durdurmaktı hedefi. Onun desteği ile Cumhurbaşkanlığını kazanmaktı gayesi. Bu
birliktelikleri zaten ifşa olmuş ve ayyuka çıkmıştı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin
kodlarında bu vardı zaten. Millete rağmen siyaset. Millete düşmanlıkla yürünen
yol. Milleti korkutmakla korunan koltuklar. Millete ihanetle alınan kararlar.
Biz bu filmi
defalarca izledik ve her seferinde başrollerdeydi Cumhuriyet Halk Partisi. O
kadar benimsedik ki bu ihanetlerini artık sıradan hale gelmeye başladı
yaptıkları. Ha HDP ha CHP idi artık. Ama bu ülkede müsteşarlık, bakanlık,
başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapmış olan zevatın koltuk ve siyasi çıkar
uğruna bu ihanet ve zulümlere arka çıkması ve desteklemesi akıllara ziyan bir
şey. Neye ve kime destek olduklarını ya anlamıyorlar ya da anlıyor ve bu
ihanete bilerek ve isteyerek ortak oluyorlar. Anlamamaları mümkün değil çünkü o
kadar cahil değiller.
Neye ve kime
ortak olduklarını görsünler. “Biz sırtımızı YPG’ye, PYD’ye, PKK’ya
dayadık!” “Başkan Apo'’nun (!) heykelini dikeceğiz!” “Gerillaya katılım da
olacak, savaş da olacak!” “PKK’nın öyle bir gücü var ki;
sizi tükürüğüyle boğacak!” “Bu direniş kazanacaktır. Öyle hendek çukur
diyerek küçümsemeye çalışanlar da dönüp tarihe baksınlar” “PKK sizi tükürüğüyle
boğar” diyen ve bu söylemlerini fiiliyata dökerek ülkeyi bölmeye,
parçalamaya ve ağzı salyalı emperyalist güçlere yem etmeye çalışan hainlere
destek oluyorsunuz.
Bu cehalet
değilse nedir?
Açıkça
ihanet ortaklığıdır.