Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

İdlib-Afrin: “Kirli oyun!”

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile Fırat Kalkanı Harekâtı'nı gerçekleştirdiği günlerdi. Komuta kademesinden kritik isimlerle sahadaki sıcak durumu konuşuyorduk. Amerikalılar, TSK'nın El Bab'a kadar ilerlemesine karşı çıkıyor, olmadık gerekçeler üretiyordu. Mehmetçik, belli bir noktada durdurulmak istendiği için ABD, Rakka'ya yönelik operasyonunu ertelemiş, DEAŞ teröristleri Rakka'dan, El Bab'a yığılmıştı.
TSK da yeterli sayıda asker ve zırhlı araçla harekâta başlayamamıştı. Hatta operasyonun El Bab ayağının durdurulması için emirler de verilmeye başlanmıştı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kararlılığı sayesinde stratejik konumdaki El Bab, TSK ve ÖSO tarafından DEAŞ'tan temizlendi. Aralık 2016-Şubat 2017 arasında Türk askeri, sözde müttefikleri tarafından açık ve örtülü oyunlarla köşeye sıkıştırılmak istenirken Türkiye ekonomisi de dış atakların hedefinde idi. El Bab Harekâtı'nın zor anları ile kur ve kredi notu tezgâhı aynı ana denk getirilmişti. Hükümet ve finansal piyasalar önemli bir sınav veriyordu. Allah'a şükür, milli dayanışma ve fedakârlık sayesinde Türkiye her iki tuzağı da bozarak, gücünü, direncini ispatlamayı başardı.

***
Bu hatırlatmayı yapmamın güncel nedeni ise Afrin'e yönelik harekât planlamasının, yine görünürdeki müttefiklerimiz tarafından nasıl sabote edilmek istendiğini izah etmek.
Hatırlanacağı üzere Ruslar, 10 Ocak 2018'de Hmeymim Üssü'ne yönelik drone saldırısını bertaraf ettiklerini açıkladılar. 13 adet bomba yüklü küçük çaplı insansız hava aracı ile düzenlenen saldırı, sonradan Türkiye'yi de sıkıntıya soktu. Rusya her ne kadar saldırıdan ABD'yi sorumlu tuttuysa da saldırının, İdlib'de Türkiye'nin kontrol etmesi gereken çatışmasızlık bölgesinden yapıldığını ileri sürdü. Ne oldu ise ondan sonra oldu. Ruslar, hayati önemde gördükleri üslerinin güvenliği için S 400 hava savunma sistemi radarlarını açık hale getirdiklerini ve her türlü hava aracını, uyarıya gerek olmaksızın hedef alacağını duyurdu. ABD patentli drone saldırısının en somut sonucu, TSK'nın Afrin'deki terör gruplarına dönük kaçınılmaz harekâtının, hava desteği boyutunda sorun yaratması oldu! Ruslar, Afrin'deki birkaç yüz askerini çekmeye başlasa da bölgedeki YPG teröristlerinin etkisiz hale getirilmesi için TSK'nın muharip hava kuvveti kullanması gerekiyor. İşte bu şartlar altında Moskova ile askerden askere doğrusal temas ve istihbarat diplomasisi devre giriyor. Görünen o ki Afrin'e sınırlı ve süreli hava koridoru açılması için Ruslar, İdlib'den Lazkiye'ye uzanan sorunlu hatta TSK'nın en az 8 güvenlik bölgesi kurmasını, böylece El Nusra ve benzeri terör unsurları ile arasına geniş bir şerit çekilmesini amaçlıyor. 2 milyonu aşkın nüfusu, her gün yer ve saf değiştiren çeşit çeşit terör grupları ve büyük devletlerin ajanları ile dolu olan İdlib'de şu an olduğu gibi "yumuşak güç operasyonu" sürdürmek kolay olmayacak. Zayiat vermeden bölgedeki yerel unsurlarla işbirliği içinde alan hâkimiyeti tesis etmeye çalışan TSK ve Türk istihbaratı, ister istemez Rusların arkasını da kollamak zorunda kalacak. Aksi takdirde ya hava harekâtı kabiliyeti kısıtlanacak ya da Ruslar, rejim güçlerini bu bölgeye sürerek, kendi işini kendisi halledecek.
Türkiye, sıkıntılı ve kirli bir oyunun içinden "devlet aklı, tarihi birikimi ve tecrübesi" ile sıyrılabilecek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA