Giriş
Sevgili dünlük, dün Kordon’un denizden aldığı tatlı rüzgarla, sonbaharın kısık güneşinin birleştiği harika bir gündü. Tıpkı, sessiz bir sanat filminin içine düşmüş gibi sabah saatlerinde çıktım yola.
Bu mevsime çok yakışan klasik müziklerden oluşan listemle, günü karşıladım. Basit bir günün bana katabileceklerini az çok kestiriyordum ama günün sonunda yaşadığım huzur, bir anda kocaman bir gurur ile perçinlendi. Bu şehri sevmekten asla vazgeçemeyeceğimi bir kez daha anladım.
Milli kütüphane
Artık hiç bir şekilde vazgeçemediğimiz ve daima iki elinizin arasında duran telefonun, nelere kadir olduğunu biliyorum. Her şeyi ondan öğrenir olduk. Peki en son ne zaman bir kütüphaneye gittiniz diye sorabilir miyim? Hadi ben başlatayım itirafa; fotoğrafı çekilesi bu muazzam binaya sahip olmasa, yıllardır önünden geçip döner yemeye gittiğim Milli Kütüphane’ye sanırım yine girmezdim.
İçeri girdiğimde ise utancım büsbütün büyüdü ama o kütüphaneyi misler gibi kullanan gençleri görünce çok mutlu oldum. Gerçekte varlığını unuttuğum, yurtdışında görüp örneklerine imrendiğim yer, işte bu kadar yakın ve ulaşılabilirdi. Binanın mimarisi, ışıklandırması ve donanımı muazzam.
Türkiye’de özel girişimle kurulan, ‘milli’ unvanını taşıyan ve kendi mütevazi mali imkanlarıyla 1912 yılından beri İzmir’in ve ülkemizin bilim ile fikir hayatına hizmet eden Milli Kütüphane’nin bana yaşattığı huzur, eminim size de geçecektir. Mutlaka gidip görmelisiniz, film setinin ortasına düşmüş gibi hissettim kendimi! Doğup büyüdüğümüz şehrin bile her yerine dokunmuyoruz ne garip.
Picasso
Günün sonunda, neredeyse bir genç kızın, ilk buluşma heyecanıyla Picasso’ya koştum. Arkas Sanat Merkezi’nin önündeki sanatsever kuyruğunun yaşattığı gururu tarif etmem imkansız. ‘Picasso: Gösteri Sanatı’ sergisinin ziyaretçi akınına uğraması harika.
Örneğin, ilk iki haftasında 20 bin kişi ziyaret etti. Picasso’nun bütün yaşamına nüfuz eden gösteri sanatına olan tutkusu çevresinde kurgulanan sergide, çok yönlü kişiliğiyle rengarenk ve farklı bir Picasso anlatılıyor. Picasso- Mediterranee projesi kapsamında düzenlenen sergiler serisinde, Türkiye’yi Arkas Sanat Merkezi ‘Picasso: Gösteri Sanatı’ ile temsil ediyor.
Paris’ten İzmir’e uzanan bir köprü vazifesi gören sergide, Picasso’nun tüm hayatı boyunca etkilendiği gösteri dünyasına ait eserler ilk kez gösteri teması altında biraraya geliyor. Paris Picasso Ulusal Müzesi’nin özel desteği ile 60’tan fazla eser verdiği sergide; Fondation Julio Gonzalez, Opera Garnier ve Brüksel’de yer alan Kontaxopoulos-Prokopchuk Koleksiyonu’ndan 83 eser yer alıyor.
Picasso’nun pek çok önemli tablosu, tasarladığı kostümler, eskizler, heykeller ve yaşamına dair fotoğraflar ile gösteri sanatlarının sanat yaşamına olan etkisi izleyecilere sunuluyor. Ayrıca sanatçının yazarlar, şairler ve müzisyenler gibi pek çok sanatçıyla sürdürdüğü yakın bağları belgeleyen fotoğraflar da sergileniyor.
5 Ocak’a kadar sürecek sergi, ücretsiz. Arkas Sanat Merkezi, 5-7 ve 8-10 yaş gruplarına özel cumartesi günleri atölyeler düzenliyor.
Çocuklar, eğitmenleri eşliğinde öncelikle sergiyi gezecek, Picasso’nun eserleri arasında ilerlerken hem sanatçıyı hem de eserlerinin hikayelerini dinleyecek. Ardından atölyeye geçerek hayal dünyalarını kağıtlara aktarıp, Picasso’dan aldıkları ilhamla kendi eserlerini yaratacaklar. Hafta içi ise okul gruplarına özel sergi gezisi ve grup çalışmaları yapılacak. Harika bir alternatif gerçekten.
Gevrek
Kırmızı gevrek arabasını her gördüğümde mutlu oluyorum. Dünyayı da sadeliğin ve sevginin kurtaracağına inancım tam.
Oradan oraya koştururken her köşe başında karşıma çıkan bu tatlı arabalar, sizde de mutluluk etkisi yaratıyor mu? Hele sabah o mis kokulu susamların kapladığı sıcacık ve çıtır çıtır gevreği, buz gibi bir ayranla kıvırıvermek kadar harika kahvaltı olamaz.
İzmir dışında her yerde simit denirken bizim gevrek dememize itiraz ediyorlar ya, gülüp geçiyorum, kendine has olabilmenin keyfiyle. Umarım yüzyıllarca daha sürecek bir sokak lezzeti olmayı sürdürür, hatta uluslararası lezzet festivallerinde bu arabaları görürüz.
