Hukukçu Turgut Kazan: 2010 referandumundaki gibi bir oyun oynanıyor

Erdi TÜTMEZ
İstanbul

Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan’dan infaz düzenlemesi yorumu: “2010’daki referandum gibi oyun oynanıyor. O referandumun temel amacı yargıyı ele geçirmekti. Şimdi bu düzenleme ile de birilerini cezaevlerinden çıkarmak istiyorlar. Bu ‘Cezaevlerini boşaltalım da muhalifleri daha çok içeri alalım’ değişikliğidir.”

Meclis Genel Kurulunda, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) gruplarının ortak hazırladığı “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin görüşmeleri dün de sürdü. Düzenleme üzerine tartışmalar sürerken; Terörle Mücadele Kanunu’ndaki ‘terör’ tanımının muğlaklığı nedeniyle tutuklanan çok sayıda gazeteci, aydın, avukat, insan hakları savunucusu kapsam dışında bırakıldı. Onun dışında düzenlemeyle birlikte Soma, Ermenek, Aladağ Katliamları, Çorlu, Ankara tren kazaları ve Gezi’de ölüme neden olanların cezası düşecek, çoğu serbest kalacak. Muhalefet partileri ve insan hakları örgütleri “Bu bir düzenleme değil, kendinize yakın kişilere uyguladığınız bir af” derken tartışmaları Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan’la konuştuk. Kazan düzenlemeyle ilgili “2010’daki referandum gibi oyun oynanıyor. O referandumun temel amacı yargıyı ele geçirmekti. Şimdi bu düzenleme ile de birilerini cezaevlerinden çıkarmak istiyorlar.” yorumunu yapıyor.

"AMAÇ DAHA ÇOK MUHALİFİ İÇERİ ALMAK"

“Gerçekten amaç ‘Cezaevlerinde ferahlama yaratılsın ve salgın cezaevlerinde bulaşmasın, insanlar ölmesin’ ise bu 70 maddelik infaz değişikliğiyle gündeme getirilmez.” diyor Kazan ve şöyle devam ediyor: “Böyle bir yasa görüşmesinin komisyonda ve parlamentoda ağızlar kapalı şekilde yapılması olacak iş değil. Aklınızı peynir ekmekle mi yediniz! İnfaz değişikliği böyle bir zamanda, böyle bir şartta mı olur? Demek ki bir şeyleri gözlerden kaçırmak, insanları kandırmak için bunlar yapılıyor. Amaç muhaliflerinizi daha da içeri atmak için bir değişiklik. Yani ‘Cezaevlerini boşaltalım da muhalifleri daha çok içeri alalım’ değişikliği. Bu düzenleme de 2010 referandumu benzeri bir aldatmacadır.”

"YAPILMASI GEREKENLER VAR AMA AMAÇ FARKLI"

Kazan “Yapılması gerekenler oysa çok basit” diyor ve şöyle devam ediyor: “Gerçekten salgına karşılarsa, salgının yayılmasını engellemek istiyorlarsa bu çok kolay. Tutuklular var. Bu tutuklulardan 45 bini davası açılmayanlar ya da davası görülenler. 35 bini hükümözlü olanlar. Bir de kronik hastalıkları olanlar var. Mahmut Alınak gibi gibi. Selahattin Demirtaş’ın da kronik hastalığı olduğu açıklanmıştı, o gibi. Kronik olanlar da sayılır.

Sonra tutuklulara gelirsin. Davası açılmayanlar için kanuna koyarsın dersin ki ‘Adli kontrole çevirdik’. Haftada bir gün o kişiler karakola gider. Hükümözlü olanlar da cezasını evde çeker, elektronik kelepçe takılır. Oldu 80 bin kişi… Çocuklarıyla yatan anneler var bir de… 10 bin kişi daha bu kapsama alacaksınız 5 yıldan az ceza almış hükümlüler var. O kişilerin cezalarını da ertelersin. İşte bu kadar basit! Ama yola başka bir amaçla çıkıldı. O amaç da, başka muhalifleri de içeri almak.”

MUHALEFET ‘ALET OLMAYACAĞIZ’ DEMELİ

Kazan komisyon ve parlamentodaki görüşmeler hakkında da şu yorumu yapıyor: “Açıkçası ben Adalet Komisyonunda da Mecliste de adaletli bir değişiklik hiç beklemedim. Bu görüşmelerde de uzlaşma olmamışsa, benim görüşüm bu tartışmalara katılmamak gerek. Bu düzenlemeyi hazırlayanlara ‘Sizin amacınız farklı ve biz buna alet olmayacağız. 90 bin kişi için oturup konuşacaksak tamam’ denmeli. Çünkü düzenlemeyi hazırlayanların amacı başka”

Gazeteci Hakan Aygün’ün Twitter hesabından yaptığı “ey İBAN edenler” paylaşımı nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanmasını da hatırlatıyor Kazan ve “Hakan’ın tweetinin Ali Babacan’ın FOX TV’de yaptığı açıklamalardan ne farkı var? Burada tartışmalarla ilgili soru işaretleri doğması gayet doğal. Hakan’ın tweetinde de kuşku var. Ama kalkıp bu işi tutuklamaya götürürseniz siz salgını amaçlarınız için kullanıyorsunuz demektir” diyor.

İnfaz düzenlemesine tepki: Gazeteciler tutuklanırken muhalif basın yasaklanıyor