"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hukuk sistemindeki sıkıntı

Faruk ÇAKIR
19 Ekim 2018, Cuma
Doğru oturup doğru konuşmak gerektiğine göre, bugünkü hukuk ve adalet sisteminde ciddî sıkıntılar olduğunu kabul etmeyen bir kişi var mı?

Gerek siyasetçi ve gerekse hukuk sistemi içinde bulunan hâkimler, avukatlar, mahkemeye işi düşen herkes mevcut durumdan dolayı şikâyetçidir. Ortak talep ve arzu, yargı  sisteminin hemen düzeltilmesi ve iyileştirilmesi yönündedir.

Bu meseleler gündeme geldiğinde geçmiş yıllardaki sıkıntılar ve dertler dile getirilip “Eskiden daha kötüydü. O halde mevcut durumdan şikâyet etmeyin” diyen idarecilere rastlıyoruz. Oysa bütün dünya daha iyiye doğru yol alırken bizim bu noktada geri kalmamız, kötüyü örnek göstermemiz doğru olur mu? Eskiden  sıkıntılar vardı diye benzer sıkıntılar devam mı etsin? Hani kötü emsal olmuyordu?

İdarecilerin bir yanlışı da yapılan yeni ve büyük ‘adalet sarayları’nı örnek göstermeleridir. “Şu kadar adalet  

sarayı yaptık, şu kadar hukukçu yetiştirdik” demek tek başına çare olmuyor ki! Elbette geniş, büyük, derli ve toplu adalet sarayları yapılması çok isabetlidir, çok iyidir, ama adaletin tecelli etmesi için kesinlikle yeterli değildir. Bodrumlarda, küçük salonlarda, bölük pörçük ‘adliye’lerin olması elbette istenmez, ama hepsinden önemli olan hukuk ve adaletin vaktinde ve zamanında tecelli etmesidir. 300 değil, 3 bin adalet sarayı  yapılmış olsa, ama sistem adil işlemiyorsa bir işe yarar mı?

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in tesbitleri bu bakımdan önemli. Mesele siyasî bir mesele değil. Mesele Türkiye’nin meselesi, hepimizin meselesi. Adalet ne kadar iyi işlerse Türkiye o kadar mutlu, o kadar zengin ve o kadar huzurlu olur. 

Cirit, bir gazetecinin, “Yargıda en çok sıkıntı olan noktalar nelerdir?” şeklindeki sorusu üzerine şöyle demiş: 

“Türkiye’deki yargının sorunları vardır, yok değildir. Bu sorunların çözülmesi için de çalışılmaktadır. Gerek bakanlığımız, gerek de bizler çalışmaktayız. (...) Birinci kara delik; artan iş yükümüz. Çok fazla iş yükümüz vardır. Meselâ İstinaf Mahkemeleri’nin kurulmuş olmasına rağmen, Yargıtay’a geçtiğimiz yıl gelen dâvâ sayısı 300 bindir. Dünyada bizden sonra gelen yargıtay Fransız Yargıtay’ıdır. Fransız Yargıtay’ına yılda 27 bin dosya gelmektedir. Amerikan Yüksek Mahkemesi’ne gelen dâvâ dosyasından (yüzde) 80’i ancak karara  çıkarılmaktadır. Artan iş yükümüz en birinci problemimiz. İş yükü problemiyle ilgili alternatifli uyuşmazlık çözüm yöntemleri olan tahkim, arabuluculuk ve uzlaştırmayla çözebiliriz. İkinci olarak; sık sık yapılan mevzuat değişiklikleri hukukta bir belirsizlik meydana getirmektedir. Üçüncü olarak; hukuk eğitiminin  yetersiz olması. 100’e yakın hukuk fakültesi lisans eğitimi veriyor. Buradan çıkan öğrencilerin temel eğitimdeki eksikliklerini, daha sonraki hukuk eğitimindeki eksiklikleriyle birlikte, iyi bir hukukçu yetiştirme noktasında… Çok iyi hukuk fakültelerimiz olmasına rağmen, bunun gibi bir takım kara deliklerimiz var. Ama biz sorunları biliyoruz. Sorunları giderme yollarını da biliyoruz. Bunu ancak çok fazla çalışarak, daha çok  çalışarak, yapısal bazı reformlar yaparak, bununla ilgili çalışmalarımız vardır, bunları yaparak çözebiliriz. Ne kadar çok hâkim getirirseniz getirin, ne kadar çok mahkeme kurarsanız kurun artan iş yüküne bunlar çözüm olmayacaktır. Önemli olan işin gelişini engellemektir. Bu konuda çalışmalarımız devam etmektedir.” (DHA, 11 Ekim 2018)

İş yükü bir yana da, “sık sık yapılan mevzuat değişiklikleri”nde siyasetçilerin ve idarecilerin sorumluluğu yok mu? Hem, “hukuk eğitiminin yetersiz olması”nın hesabı kime sorulmalı?

Bakınız, başka pek çok meselede olduğu gibi burada da “yapısal bazı reformlar”ın yapılması gerektiği ifade edilmiş ki başka çare de yoktur. “Daha iyiye doğru” reform adımları atmak hem aklın, hem ilmin icabıdır vesselâm.

Okunma Sayısı: 3079
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı