Eğitim Sen Zonguldak Şube Sekreteri İsmet Akyol  “Cinayet işleyenlere 8 yıl 6 ay ceza verilirken, karıncayı dahi incitmemiş biri olarak 8 yıl 6 ay sonra mı göreve başlayacağım?” sorusunu yöneltti.

Akyol yazılı açıklamasına şöyle devam etti:

 

 

“BİR KİŞİNİN DOSYASINI 10 DK İNCELESE….”

“İhraçların göreve dönmeleriyle ilgili olarak en geç 23 Şubat'ta kurulacağı ilan edilen ancak bir türlü kurulmayan 7 kişilik OHAL İnceleme Komisyonu hakkında konuşan Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, komisyonun yakın zamanda kurulacağını ancak tarih ve zaman vermeyeceğini belirtti. Canikli, 150 bine yakın başvuruyu inceleyecek olan komisyona seçilecek kişilerin 2 yıl görevde olacağını bu sürenin 3 yıl 4 yıla kadar da çıkabileceğini açıkladı.

Söz konusu komisyon hiç ara vermeden bir günde 8 saat ve bir yıl kesintisiz mesai yapmış olsa ve bir kişinin dosyasını da 10 dakika incelese; bir günde 48 kişinin, bir yılda ise 17 bin 520 kişinin dosyasını incelemiş olur. Bu hesaptan 150 bin kişinin dosyasını incelemek yaklaşık 8 yıl 6 ay yıl sürer.

Ülkemizde cinayet işleyenlere, "Cinayetin tahrik altında işlendiği ve sanığın iyi hali göz önüne alınarak cezanın 8 yıl 6 aya indirilmesine" karar verildiği düşünüldüğünde yaşamım boyunca karıncayı dahi incitmemiş ve neyle suçlandığım dahi açıklanmadan öğretmenlikten ihraç edilmiş biri olarak 8 yıl 6 ay sonra mı göreve başlayacağım? Benim gibi hukuksuzca ihraç edilen akademisyenler ve kamu emekçileri de aynı şekilde uzun yıllar bekleyecekler mi?

 

 

“AİHM’E BAŞVURMAK İÇİN YILLARCA BEKLEMEK GEREK”

Diğer taraftan OHAL İnceleme Komisyonunda başvurunun reddedilmesi durumunda istinaf mahkemelerine başvuru, Danıştay ve Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru gibi iç hukuk yollarının alacağı süre de gözetildiğinde AİHM’e başvurmak için yıllarca beklemek gerekecektir. AİHM’den çıkacak kararın da süresi gözetildiğinde on yılları bulacak bir süreç karşımıza çıkacaktır.

Hukuk devletinde böyle bir uygulama olur mu? Açıkça belli oluyor ki yapılmak istenen AİHM sürecini geciktirmek. Bu komisyon olsa olsa, "OHAL komisyonu değil, oyalama komisyonu" olur.



“GECİKEN ADALET ADALET MİDİR?”

Ülkemizin ve tüm dünyanın aydınlarına, yazarlarına, hukukçularına, siyasetçilerine sesleniyorum: On binlerce insanın yaşadığı mağduriyete ve hükümetin "oyalayan" tutumuna karşı, bu durumu daha fazla gündeminize alın.

Danıştay ve Anayasa Mahkemesi ile Venedik Komisyonu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıçları ve üyelerine soruyorum: Geciken adalet adalet midir? Tek isteğimiz hukuksal sürecin hızlı bir şekilde işlemesidir.

Hiçbir hukuksal dayanağı olmadan OHAL zırhına sığınılarak isimlerimizi belirleyip ihraç edilmemize neden olanlardan hukuk önünde hesap soracağız. Mutlaka geri döneceğiz ve öğrencilerimizle yine sınıflarda buluşacağız!

 

BAKALIM KAÇI ZONGULDAK’TAN?

 

 7 Şubat 2017 tarihinde 688 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Çaycuma Temsilcimiz Gökhan Taner Günsan ile birlikte ihraç edildik. Yürüttüğümüz sendikal çalışmalardan (özellikle Çaycuma'da) dolayı hedef olduğumuzu defalarca anlattık. Neyle suçlandığımızı bilmiyoruz. İhraç edilmemizde imzası olanlar somut hiçbir gerekçe ortaya koymadılar. Bildiğimiz tek bir şey var, o da Milli Eğitim Bakanlığının bize verdiği bilgiye göre ihraç listesine Zonguldak'tan eklenmişiz. Eğitim Sen Genel Merkezinden avukatlarımız Zonguldak İdare Mahkemesine geçtiğimiz günlerde davamızı açtı. Eninde sonunda dosyalar açılacak ve hakkımızda kimlerin ne dediğini öğreneceğiz. Bakalım kaçı tanıdık çıkacak. Bakalım kaçı Çaycuma’dan, Zonguldak'tan...