Evrendeki gözümüz olan Hubble Uzay Teleskobu, yıllardan beri bizlere eşsiz görüntüler sunmaya devam ediyor. Gerek milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki galaksiler olsun gerekse de görece daha yakın Güneş Sistemi’ndeki gezegenler olsun Hubble, insanlık tarihinin en eşsiz ürünlerinden oldu.
Ünlü uzay teleskobu, 25 Ağustos 2020’de merceklerini Güneş Sistemi’mizin en büyük gezegeni Jüpiter’e doğru çevirdi. Jüpiter’in Dünya’dan 405 milyon mil uzaktayken çekilen görüntüler, buradan son derece sakin görünen bu gezegenin içerisinde ne kadar da hareketli anlar yaşandığını bizlere gösteriyor. Hubble’ın yakaladığı görüntülerde, Jüpiter’in kuzey yarım küresinde olan ve saatte 560 km hıza ulaşan parlak, beyaz ve boylu boyunca uzanan bir fırtına yer alıyor. 25 Ağustos’ta yakalanan bu fırtına, Jüpiter için henüz “bebek fırtına” olarak kabul ediliyor. Hubble, bu eşsiz görüntüye Jüpiter’in buzla kaplı uydusu Europa’yı da eklemeyi başarmış.
Gökbilimciler, Jüpiter üzerinde yaptıkları gözlemlerde 1 - 3 Eylül tarihlerinde de iki farklı fırtınanın ortaya çıktığını rapor etti. Jüpiter’in fırtınaları, 10 - 20 yıl öncesine kadar çok daha hızlı bir şekilde yakalanabiliyor. Bu da sistemimizin en ilgi çekici gezegenini daha iyi tanımamıza olanak tanıyor.
Jüpiter nasıl bir yer?
Güneş Sistemi’nin en büyük gezegeni olan Jüpiter, bir gaz devi. Dışarıdan sakin bir görünümde olan gezegen, biraz yaklaşıldığında üzerindeki fırtınalarla korku salıyor. Sürekli olarak yeni fırtınalar çıkan gezegenin devasa kütlesi, tıpkı küçük bir güneş sistemi gibi pek çok uyduyu yörüngesinde hareket ettirebiliyor. Toplamda 79 adet doğal uydusu olan Jüpiter’in Europa, Io, Callisto gibi büyük çaplı uyduları da bulunuyor.
