Horon, Kemençe ve Karadeniz Kültürü Görselleri Üzerine Eleştiriler– 3

Bu yazımda, belki etrafından defalarca geçtiğiniz, belki önünde fotoğraflar çekildiğiniz bir anıtta bulunan, gözden kaçtığını düşündüğüm detayları sizlerle paylaşacağım.

Horon, Kemençe ve Karadeniz Kültürü Görselleri Üzerine Eleştiriler– 3
Horon, Kemençe ve Karadeniz Kültürü Görselleri Üzerine Eleştiriler– 3 Yonetici
Advert

Caddeler, sokaklar, meydanlar… Kimi zaman arkadaşlarımızla kol kola girerek koyu muhabbetler ettiğimiz, kimi zaman koşturarak hayatın telaşına karıştığımız, kimi zamansa tam bir ciddiyete bürünüp milli bayramlarımızı kutladığımız alanlardır.           

Detayların bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bu alanlarda, kendimize buluşma noktaları, güzel bir fotoğraf için fon, gölgesinde dinlenmek için bir ağaç buluruz. Bunları bulmuşken geride kalan detaylar gözümüzden kaçabilir. Bu yazımda, belki etrafından defalarca geçtiğiniz, belki önünde fotoğraflar çekildiğiniz bir anıtta bulunan, gözden kaçtığını düşündüğüm detayları sizlerle paylaşacağım.

Trabzon Valiliği önünde bulunan Cumhuriyet ve Atatürk Anıtı’ndaki rölyefleri irdelemeden önce, bu eseri oluşturan, geride bıraktığımız aylarda aramızdan ayrılan, Trabzonlu heykeltıraş Azmi Sekban’a rahmet, yakınlarına ve sevenlerine baş sağlığı dilerim.

Eserleriyle her zaman anılması dileğiyle…

3) Trabzon Valiliği Önünde Bulunan Atatürk Anıtı’ndaki Kemençeci ve Horoncu Rölyefleri

Öncelikle rölyefin genel anlamda beklenilen özellikleri yansıttığını görmekteyiz. Daha önceki yazılarımda dile getirdiğim bazı eleştirilere bu eserde rastlamadım. Mesela, erkek horoncuların başlıklarının detayları oldukça başarılı uygulanmış. İkinci yazımda dile getirdiğim, horoncu figürlerinin işlendiği çoğu görsel eserde karşıma çıkan, saat zincirinin yanlış yerleştirilmesi bu eserde mevcut değil. Fotoğrafları incelediğinizde, olması gerektiği gibi, yani zincirin uçları simetrik olarak değil, zincirlerin birleştiği uç sağ üst köşede sabitlenmiş, saatin olduğu uç ise yeleğin cebine doğru daha aşağıda yer edinmiş. Bunlarla beraber, kadın erkek kol kola oynanan horonlarda, yöremizdeki geleneksel tavra göre kolların sahip olduğu yüksekliğinin de doğru olduğunu görüyoruz. Ayrıca figürlerin yüzlerinin de yöre karakteristiğini yansıttığını düşünmekteyim, bence bu da yöremizi temsil eden eserlerde aranması gereken önemli bir detay.

Madalyonun diğer yüzün konuşmak gerekirse, Azmi Sekban’ın bu rölyefinde dikkati çeken en önemli eksiklik, kemençecinin elinde yayın olmayışı. Kemençecinin yayı kayıp mı olmuş, kopmuş mu yoksa bu detayı esere ilave etmek unutuldu mu bilinmez ama kemençecinin yayının olmayışı, bütünü olumsuz etkileyecek bir detay olarak eserde karşımıza çıktığını söyleyebilirim.

Kemençenin detaylarını inceleyecek olursak, yay haricinde, kemençenin kapağında bulunan aralıkların ve kemençenin tellerini üzerinde taşıyan eşek adı verilen, küçük tahta parçanın, eserde detaylandırılmadığını görüyoruz.

Erkek figürlerinin kostümlerini incelersek şunları söyleyebilirim: Yelekleri normalden biraz daha uzun olmuş. Zıpkalarda bulunan, boydan boya, bacağı ortalayarak şerit şeklinde işlenen sutaşı detayı eserde uygulanmamış. Yeleğin uzun olmasıyla bağlantılı olarak kemerler de biraz yukarıda bağlanmış gibi gözüküyor. Kemer parçalarını da biraz uzun buldum, ayrıca kemerin düğümü daha detaylı olabilirdi. Başka eserleri incelerken de rastlamış olduğum bir detay burada da karşıma çıktı. Yeleğin düğmeleri, kemerden sonra bitmiş, esere işlenmemiş. Hâlbuki bizim yöremizin geleneksel erkek kostümlerinin yeleklerinde, genellikle nerdeyse boydan boya düğmeler bulunmaktadır. Erkek yeleklerinde bulunan sutaşı motifleri ise sanatçının bir tercihi olarak bu eserde detaylandırılmamış.

Kadın figürünü inceleyecek olursak, genel olarak yöremizdeki kadın giyim kuşamını yansıttığını görüyoruz. Fakat yöremizdeki giyim kuşamda fistanın etek boyu diz altında tercih edilmekte. Bu eserdeki kadın figüründe, fistanın etek boyu diz üstüne çıkarak, yöremizde tercih edilenden daha kısa olmuş.

Eserde değinmek istediğim bir nokta daha var. Erkek figürlerinin yakasında bulunan bayrağımız, geleneksel giyim kuşamımızda olmayan bir detay. Nasıl ki bugün takım elbiselerimizin ya da günlük kıyafetlerimizin yakasında bu boyutta bayrağımızı taşımıyorsak, geçmişte giyilen günlük kıyafetlerde de yakalarda bayrak taşınmıyordu.

Eserlere yansıyan bayrak detayında halk oyunları ekiplerinin etkisini görmekteyiz. Halk oyunları ekiplerimiz, ülkemizi temsil etmek için yurt dışına gittiklerinde yakalarında bayrağımızı taşıyorlardı. Ayrıca bir dönem, halk oyunları yarışmalarında Türkiye birincisi olan ekipler bir yıl boyunca kostümlerinde ay yıldızlı bayrağımızı taşıma hakkına sahiptiler.

Trabzon yöresindeki horon ekiplerini düşününce, gerek ülkemizi yurt dışında temsil etme imkânı, gerekse de yarışmalarda kazanılan Türkiye birincilikleriyle yeleğin üzerinde bayrağımızı sıkça görebildik. Karadenizlilerin bayrak ve vatan sevgisi de buna eklenince, Trabzon’daki birçok ekip, yurt dışına çıksın ya da çıkmasın, halk oyunları yarışmalarında Türkiye birincisi olsun ya da olmasın, yeleklerine bayrağımızı diktiler.

İşte bu durum, sanatçıların eserlerine de yansıdı ve nasıl bugün gündelik hayatımızda kıyafetlerimize bayrağımızı dikmiyorsak, geçmişte de olmayan bu detay, geçmişin yaşantısının yansıtıldığı eserlerde yer bulmuş oldu. Tabi eğer eser sahipleri, şampiyon horoncuları eserlerine işlediklerini söylüyorlarsa o başka.

Bu haftaki yazımın sonuna gelirken; Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimle kutlar, koronavirüs salgını sebebiyle hayatımıza sınırlamalar getirdiğimiz bugünlerin geride kalmasını, bundan sonraki bayramların yine eskisi gibi kutlanabilmesini dilerim.

Detaylarda tekrar buluşmak üzere…

Trabzon Valiliği Atatürk Anıtı Azmi Sekban Uğur Ulu
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg