Dileyelim bu dehşetli asrın ortası ve sonu hayırlara vesile olsun. Türkiye ve İslâm Coğrafyasını kimler, nasıl, ne hale getirdiği de malûm!

Tek parti devri; Bediüzzaman ve talebelerine yapılan insafsız “Saldırı” dehşetiyle tarihe geçti. Bediüzzaman ve masum talebelerine yapılan garaz, komple, tuzak, yalan propaganda aracılığıyla yapılan baskının nasıl geri teptirildiğinin tarz ve metodunu iyi tahlil etmek lâzım.

Bunların en başında Üstadın afakî konulardan tamamen kendisini tecrid edip asıl maksad ve hedefi olan iman davasına mesaisini harcaması manidar! Kâinatın en büyük hadisesi ve en büyük hazinesi olan “İman ilmine” odaklanmak... Malayâniyattan uzak, tefekkür ve fikrî boyutlu bir hayat!

Bu gün, dava sahiplerine düşen de aynı tarz olmalıdır. Bunca karmaşa ve akıl tutulması karşısında, bu mukaddes sahabe mesleği davayı kaynağı iç ve dış tahribatlardan gelecek lekeleme sinsi oyununa karşı; şahsî ve birlikte okumaları arttırarak önce kendi nefislerimizde bir iç muhasebe ve sükûneti sağlamak olmalıdır. Afakî meseleleri bir kenara bırakıp hakiki davayla hem hal olarak bir sükûnet ve barış ortamını mevzi olarak da olsa temin etme zamanıdır. Bu azim ve gayretlerimizi Rabbim son nefeslerimize kadar devam ettirsin inşallah. (Âmin)

Bu güzel vatanın çok değerli hizmet erbabı ağabey, abla, kardeş ve Üstadın hizmetkârlarının hatıraları hafızalarımızda. Onlardan ibretli olan birkaçını, güne ışık tutar düşüncesiyle sizinle paylaşmak istedim. İstifadeli olması dileğiyle takdim ediyorum.

Ege bölgesinden bir ilimizin ilçesinin köyünde bir genç bayan kardeşimiz:1998 Eylül ayından beri aylık 1000 (bin) sayfa kitap okumayı hedef koymuş. Bu kesintisiz okumayı gazetemizi de içine alarak sürdürüyor. Köyünde hanımlara ders yapıp Kur’ân okuyor. Bu müdakkik ve gayretli kardeşimizi tebrik ediyor gayretlerinin artarak devam etmesini diliyoruz.

Rahmetli Sungur Abiden bir hatıra: Risale-i Nurlarda azim bir hassasiyet var. Risale-i Nur’un okunduğu yerde Üstadımız hazırdır. Vasıtaya ihtiyaç yok. Bu Allah’ın Üstadımıza bir ihsanı ve ikramıdır. Risale-i Nur’ların bir yaprağını bir yerden bir yere götürmenin büyük bir cihat olduğu, geçmişte on kâfiri öldürmek kadar önemli olduğu bilinmelidir.” (Emirdağ Lah. Sh: ) Kahire 06.02.09

Ali İhsan Tola. “ Kâinatta minimum iktisatla, maksimum netice alınıyor. Yeryüzünde ne kadar cemadat ve canlı varsa, aynısı nuraniyet kesbetmiş haliyle semadadır. Yiyeceklerini tüketerek onların nizamını bozuyoruz. Ama mükemmel nizam bu tanzimi bozmuyor, yeniliyor. 

Mehmet Kutlular: “Üstad devamlı çalışır. Hiç durmazmış. Bir konuda “unuttum” diyenlere, ‘Kardeşim unutmak ehemmiyet vermemekten ileri gelir’ diye ikaz edermiş. “Zübeyir Abi; ‘Münafık ve kâfir’ kelimelerini öyle ulu orta kullanmayın, onların yerine, ‘riyakâr’ deyin” dermiş. BARLA, 06.02.2005

Bediüzzaman sempozyumu: “Bediüzzaman yaraları sarmış. Güzel yollar açmış. Çaresizlikte çözüm üretenler büyüktür.” (Cezayirli Prof. M. AbdulMenne) “Risale-i Nur talebelerinden çok şeyler öğrendim. İnsanların hayatlarının akıl ve kalpleriyle tanıdım.” (ABD’li Dekan Dean) Şu cemaat dünyadaki en temiz cemaat. (Suudlu Seyyid) EKİM 2004

0RTAKLAR “Risale-i Nurları anlayamıyorum!” diyen birisine Ahmet Feyzi Abi: “Çok oku, profesör ol desem, profesörler de Risaleleri anlayamıyor.” Sana şunu diyorum: ‘Risale-i Nurları çok oku! Haram yeme! Haram yersen kulağın duymaz, gözün görmez, aklın ermez.’ Hakiki ihlâs, sadakate şahane bir örnek! (Ayrancılı Musa 01.06.2008)

Sakin, sabırlı, okumaları bol olan gün ve saatleri paylaşmak ümit ve temennisiyle.