Hesap Kitap Meselesi

Eylül ayı gündemin en yoğun olduğu bir aydır. Eğitim yılı başlangıcıdır. Siyaset açısından ise Ekim’de KKTC Meclisinin tatil sonrası açılışı vardır. Bu yıl açılış kokteyli mi olur bir şey söylemek şimdilik mümkün değildir.

Eylül ayı gündemin en yoğun olduğu bir aydır. Eğitim yılı başlangıcıdır. Siyaset açısından ise Ekim’de KKTC Meclisinin tatil sonrası açılışı vardır. Bu yıl açılış kokteyli mi olur bir şey söylemek şimdilik mümkün değildir.
Eylül sonbahar mevsiminin başlangıcıdır. Okulda mevsimleri aylara göre sayınız diye sorusunu soran öğretmenim ilk okul birinci sınıfta rahmetli Jale Dizdarlı idi. İlk önlük giydiğimiz gün dün gibi aklımızdadır.
Bu ay içerisinde okul, öğrenci, hademe, okulların denetimi, hijyeni ve kuralların uygulanması için Eğitim Bakanlığında yoğun bir çalışma yapılmıştır. Öğrencilerin de aşı konusundaki hassasiyeti yadsınamaz. Kendi torunlarımdan biliyorum, aşılarını yaptırmışlardır. İlkokul çocukları yaş icabı aşı olamamışlardır.
Öğtermenler sendikası da durmadan bildiriler yayınlamakta malum eleştirileri yapmakta bazı hallerde kendilerinin de öğretmen olduğunu unutmaktadırlar. Bu sürecin değerlendirilmesi için pandemi koşullarının ne olacağını elbette önceden tesbit edebilmek zor olsa bile gelişmeleri hep birlikte göreceğiz.
Dünyada olduğu gibi ülkemizdeki yaşamsal alanda, sosyal, ekonomik ve siyasette son iki yılın tanımlamasında Korona Virüsü ve varyantlarının yarattığı salgının tesiri büyüktür. KKTC de yaz ayları evvelden beri sıcak ve verimli çalışmayı engelleyici olduğunu hepimiz biliyoruz. Yasama ve Yargı tatile girerken Yürütme yani Bakanlar Kurulu her konunun önemine göre karar almak adına toplanmaktadır. Alınan bazı kararların uygulamada zorluğu bazı hallerde hesap kitap meselesinden uzak olabidiği eleştirisel konular arasındadır. Değişiklikleri de takip ettik. Ancak “Hatasız Kul Olmaz” atasözü bu merciye uygun değildir. Önergeler oy birliği ile geçtiği bilinirken aksine kişisel söylemler ile kamu oyunu yanıltma tevessülünde bulunulmaması gerekir.
Halkımızın ekonomik nedenlerden dolayı geçim sıkıntısı devam etmektedir. Mevcut Koalisyon hükümeti bir türlü fiyatlarda denetimi sağlayamamıştır. Şu anda bütün eleştiriler UBP’nin kurultayı üzerinde kurgulanmaktadır. Halbuki siyasi parti kurultayları Seçim ve Halk Oylaması Yasası uyarınca belirtilen sürede ve de ayrıca parti tüzüklerinde belirgin olan maddelere göre tekrarlanandır.Ulusal Birlik Partisi’nde her zaman için kurultaylarda başkan adaylarının çok olması konuyu gündemde fazlasıyla tutmaktadır. Ulusal Birlik Partisi kurumsallaşmış ve köklü bir partidir.
Diğer siyasi partilerde olduğu gibi her milletvekili seçildiği zaman mutlaka partinin etkin görevlerine aday olma cesaretini gösterebilendir. UBP ‘de Potansiyel Genel başkan adayının gücünü üyelerin vereceği oy ile göreceğiz. Üyeler kararlarını bu çerçevede verecekler ve genel başkanı mutlaka seçeceklerdir. 6 ilçede sandık kurulmasından vazgeçilmiştir. Kurultay merkezi her kurultayda olduğu gibi Lefkoşa olacaktır. Üç yıl için seçilecek olan genel başkan, parti meclisi üyeleri ve denetleme ve disiplin kurulu üyeleri bu kurultayda deneticiler ile beraber seçilmiş olacaklardır seçilen genel başkan erken genel seçimde partisini seçime götürmek ve iktidara getirebilmek gibi bir sorumluluğa sahip olacaktır. Şimdiki durumda adaylar arasında Mağusa milletvekili Sayın Saner, Lefkoşa milletvekili Sayın Sucuoğlu Lefkoşa Milletvekili Sayın Taçoy Ve yine Lefkoşa Milletvekili Sayın Zorlu Töre vardır. 31 Ekim için geri sayım başlarken UBP 6 ilçede kongrelerini yapacak 6 İlçe Başkanı olmak üzere tüzükde mevcut teşkilat yapısı yeniden kayıt altına alınacaktır. Muhalefetin durumu ise vahimdir. Hala daha neyi neden eleştirdiklerinin anlamında olmadıklarının farkında değillerdir.
Güne söz olsun “Her insanın dört maddi durumu vardır; kendi kendine bilinç, vicdan, bağımsız irade ve yaratıcı hayal gücü. Bunlar bize nihai insan özgürlüğü verirler. Seçme, yanıt verme, değiştirme gücü” ne diyelim kolay gelsin…
Bu haber 2264 defa okunmuştur

:

:

:

: