"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Her gün bayram (Deliye mi, velîye mi?)

Mikail YAPRAK
28 Mayıs 2020, Perşembe
Dilbilimcilerimiz, “deliye her gün bayram” atasözünü şöyle açıklıyor:

“Hiçbir şeyle bağlantısı olmayan, hiçbir şeyi kendine dert edinmeyen, istediği yerde dolaşıp dilediği işi yapan delinin bütün günleri bayram özgürlüğü ve şenliği içinde geçer.”

Biz de diyoruz ki:

Her nefesi “Hû” olan, “Lâ ilahe illa Hû”yu kendine hayat düstûru yapan velîlerimizin sadece her günü değil, her nefesi bayramdır.

Aslında Allah’a kulluğunu tam idrak eden, Sünnet-i Senîyeyi kendine hayat felsefesi yapan her mü’min Allah dostudur ve bu şuur içinde her nefes alış verişi bayram güzelliğinde bir muvaffakiyettir.

Evet, hayatın hakikî mânasını idrak eden, ömrünü Hayy-ı Bâki’nin yolunda sarfeden, dünyanın ahirete bakmayan fani yüzünün oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu bilen, vakit hitama erince ölümün yüzüne gülen bir mü’min için hayat; imsak ile iftar arası gibidir. 

Ramazan’da belli bir süre içinde helâl olan yeme içmeden ve bazı muamelelerden kendini alıkoyduğu gibi; sair zamanlarda da günah ve haramlara karşı oruç tutar, kabir ile iftar açar, imtihan ve yasakların olmadığı saadet âlemine göçer.

Allah, bir mü’minin ıslâhını murad ettiği zaman, bazen onun başına bir musîbet getirerek, onu kötü halinden vazgeçirir, yani ıslâh eder. Bu musîbet onun için “kötü” oldu denmez. Zira o mü’min, o musîbetin tahrikiyle ıslâh olmasaydı, günahlarıyla ve kötü halleriyle başbaşa kalarak vefat etseydi, işte asıl musîbet ve ebedî musîbet bu olurdu, maazallah!

İslâm Âlemi’nin ve Ümmet-i Muhammed’in (asm) bugünkü hal ve gidişatı içinde, bütün İslâm ve insanlık âlemlerini kapsayacak bir “bayram”dan söz edebilmek artık imkânsız hâle gelmiştir.

Bir ifademi umarım ki hoş ve mazur görürsünüz. Sanki hakikî bayramlar ve bayramlık duygular git gide delilere ve velîlere has hâle gelecek gibi!..

Şimdi bayramları hakikî mânasıyla idrak etmeyi, Allah dostları olan hakikî mü’minlerin nüfûsuna ve nefeslerine havale ederken, İbn-i Hibbân’dan mervî, okuyanı hayret içinde bırakan bir hadis-i şerifi arz edeyim:

“İki kişi birbirine dargın olarak ölürse, Cehennemi görmeden Cennete giremez. Cennete girseler de birbiriyle karşılaşamazlar.” 

Öyleyse, barışalım ki, bayramımız bayram olsun!

Bakmayınız uzakta olduğumuza; çok yakınınızdayız, yanınızdayız.

Avrupa’dan, Avusturya’dan ve dünyanın her tarafından biribirimizi çok yakından takip edebiliyoruz. Gülüşümüzü, endişemizi; neş’emizi, kederimizi hemen paylaşıyor, sesimizi ve nefesimizi duyabiliyoruz. Bu da teknolojinin güzel yönüdür ki; yerinde, zamanında ve hakça kullanılırsa, ne büyük nimet!

Okuduklarınızı okuyor, gördüklerinizi görüyor ve duyduklarınızı duyuyoruz. Dünyanın neresinde olursak olalım, aynı görüş ve düşünceleri paylaşıyor, aynı duygularla heyecanlanıyor, aynı hislerle hisleniyoruz. Koronavirüs kuşatması altında bir Ramazan’ımız böyle geçti.

Bu duygularla geçmiş Ramazan Bayramı’nızı tebrik eder, barış ve esenlik içinde sağlıklı uzun ömürler dilerim.

Okunma Sayısı: 2010
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Kâmil Bircan

    30.5.2020 12:16:03

    Eline ve kalemine sağlık üstadım. Geçmiş ve gelecek bayramlarımız kutlu olsun. Rabbim nice gerçek bayramlara eriştirsin. Alvarlı'nın dediği gibi: Mevlâ bizi afv ede, Bayram ol bayram ola.. Cümle günahlar gide, Bayram ol bayram ola..🙋‍♀️❤

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı