"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hazret-i Muhammed’in (asm) hüzün yılları

Süleyman KÖSMENE
21 Ocak 2019, Pazartesi
Sinan Babacan: “Allah (cc) Nuh’u sel ile İbrahim’i ateş ile Yusuf’u ayrılık ile Harun’u ihanet ile Yunus’u sabır ile sınadı. Peygamber Efendimiz’i (asm) ne ile sınadı?”

Bütün Peygamberler Sınanmıştır

Bütün Peygamberler en ağır imtihanlardan geçmişler, bu imtihanlarla savaşırken kayırılmamışlar, kendilerine imtiyaz tanınmamıştır. Nuh Aleyhisselâm sadece sel ile değil, kavminin barbarlığı, küfrü ve ilkelliği ile de sınanmıştır. İbrahim Aleyhisselâm sadece ateş ile değil, kavminin inkârı, putperestliği ile, Nemrut’un zorbalıkları ile, can ciğer evlâdı ile, ayrılıklarla da sınanmıştır.

Yusuf Aleyhisselâm sadece ayrılıkla değil, baba hasreti ile, Züleyha ile, yalan ve ithamlarla, zindanla ve unutulmakla, makam ve mevki ile, şan, mal ve cah ile de sınanmıştır. Harun Aleyhisselâm sadece ihanetle değil, Firavun’un çeşitli entrikalarıyla, kavminin itikatsızlığı ve sadâkatsizliği ile de sınanmıştır. Yunus Aleyhisselâm sadece sabır ile değil, kavminin inançsızlığı ve tevekkülsüzlüğü ile, samimiyetle, denizin, gecenin ve balığın aleyhinde ittifakıyla, balığın karnında yalnızlık, ümitsizlik ve çaresizlikle, rahmetten uzaklaşma korkusuyla da sınanmıştır.

Boykot Yılları

Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü vesselâma gelince… Önceki Peygamberlerin sınandığı hemen her imtihan Hazret-i Muhammed’in (asm) tek başına başından geçen çile yumakları olmuştur. Hayata baba ve anne hasretiyle başlamıştır. Peygamberliğe doğup büyüdüğü şehir olan Mekke’de başlamış, ama gençliğinde kendisine “Muhammedül-Emin” diyen hemen bütün nazarların ihanetiyle karşılaşmıştır. Kendisine yalancı, sihirbaz, deli demişlerdir. Kavminin 12 sene inkârıyla ve çok sert muameleleriyle karşılaşmıştır.

Mekke’de sayıları henüz kırk civarında iken üç yıl boyunca müşriklerin boykotlarıyla karşılaştılar. Müşrikler Müslümanlarla her yönden ilişkileri koparmışlar, onları açlığa ve yalnızlığa mahkûm etmişlerdir.

Müslümanlar üç sene boyunca aç susuz kaldılar. Yiyecek ve giyecek bulamadılar.

Hüzün Yılı

Peygamberliğin onuncu senesinde Peygamber Efendimizin (asm) önce dört yaşında bulunan biricik oğlu Kasım, ardından yine mübarek oğlu Abdullah öldüler. Ardı ardına gelen evlât ölümleri Peygamber Efendimiz’i (asm) çok sarstı. Müşrikler bu ölümlerle alay ettiler. ‘Muhammed’in nesli kesilmiştir” dediler. Cenab-ı Allah Kevser Sûresi’ni indirerek Peygamberini teselli etti. Bu sûrede, “Asıl soyu kesik, o sana buğz edenlerdir.” 1 buyurdu.

Evlât acısı henüz dinmemişti ki, çok dayandığı ve müşriklere karşı kendisini ölümüne himaye eden merhametli amca Ebu Talip ölüverdi. Ebu Talib’in ölümü onu çok üzdü. Ebu Talib’in İslâmiyet ile müşerref olmadan ölmüş olması Peygamber Efendimiz’i (asm) adeta yıktı.

Henüz amca acısı çok tazeyken, üç gün sonra sadık ve vefakâr hanımı Hazret-i Hatice vefat etti. Peşpeşe gelen ölümler dayanılmazdı. Peygamber Efendimiz (asm) bu acısını dağa doğru şöyle fısıldadı: “Ey dağ! Benim başıma gelen sana gelseydi dayanamaz, yıkılırdın! Bu musîbetlerden hangisine yanacağımı bilemiyorum!” buyurdu.

Bütün hüzünlerin toplandığı bu 620 yılına hüzün yılı dendi.

Ve Mekke’den Ayrılış

Peygamber Efendimiz (asm) artık korumasız kalmıştı. Müşriklerle arasındaki perde kalkmıştı. Müşrikler işkencelerini ve hakaretlerini ölümüne arttırdılar. Efendimiz (asm) göz açamaz hale geldi.

Peygamberimiz (asm) belki kendisine yeni inananlar olur ümidiyle Mekke yakınlarında bir kasaba olan Taif’e gitti. Tebliğini Taif’te yaptı. Fakat heyhat! Taif’liler Mekkelilerden kaba ve anlayışsız çıkmışlardı. O’nu (asm) taşladılar. Mübarek ayakları topuklarına kadar kan içinde kaldı. Peygamber Efendimiz (asm) bir bağ evine sığındı. Orada ellerini açtı ve duâ etti: “Allah’ım! Kuvvetsiz ve çaresiz kaldım, halk nazarında hor ve hakir görüldüm. Senin gazabına uğramaktan, rızana uzak kalmaktan Sana sığınırım! Affını dilerim.”

Mekke bütün bir facia gibiydi. Peygamber Efendimiz (asm) Medine’den gelen heyetlerin çağrısını kabul etti ve Müslümanlarla birlikte o çok sevdiği Mekke’den ayrıldı. Bu O’na (asm) çok ağır gelmişti.

Medine O’na (asm) ve getirdiği yeni dine güzel bir açılım oldu. On yıl içinde Müslümanlık hızla yayıldı. Fakat Medine döneminde de Müşriklerle yapılan savaşların her birisi birer facia gibiydi. Hazret-i Muhammed (asm), Peygamberliği süresince “pek büyük husûmet karşısında” 2 kaldı, ama metanetini asla kaybetmedi. 

Görevini Allah’ın inayetiyle eksiksiz tamamladı.

Dipnotlar:

1- Kevser Sûresi: 3. 2- Sözler, s. 375.

Okunma Sayısı: 5952
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı