Hayırlısı Olsun…
Yaklaşık iki aydır karşımda bulduğum herkese kendimi anlatıyorum. Beni tanımak isteyen gözler görüyorum karşımda. Kim bu adam diye sorgulayan, “yav, he he” diyen, gerçekten anlamaya çalışan, seven, küçümseyen, ilgi gösteren, takdir eden, özenen, dua eden gözler… 
Yaklaşık iki aydır dur durak bilmeksizin çok sevilen bir hikâyeyi dinleyenlerine anlatan bir meddah gibi, çocukları mutlu etmeye kendini adamış bir masal anası gibi dağ tepe, köy kasaba, şehir şehir gezip hikayemi anlatıyor, tanıtmaya çabalıyorum kendimi.
Tanınır olmak çabası şu an içinde bulunduğum sürecin en temel parçası. İnsanlar zamanlarını, paralarını, emeklerini bu iş için sarf etmekten geri durmuyorlar. Teşkilat temayül yoklamasında başarılı olabilmek için kendimi Ak Parti yöneticilerine anlattım, Nevşehir’i temsil etmek istediğim için kendimi şehrime anlatıyorum, neler yaptığımı veya yapabileceğimi göstermek için Ak Parti’nin önemli isimlerine, kanaat önderlerine, entelektüel çevrelere, üst düzey bürokratlara, mahalle muhtarlarına, STK temsilcilerine anlattım, anlattım, anlatıyorum.
Beni dinleyen sonra samimiyetime inanan, söylediklerime değer veren insanların sayısı; yapmaya çalıştığım işin başarısı hakkında beni umutlandırıyor. Bu partinin mutfağında çalışan teşkilatımızın isimsiz kahramanları anlattıklarıma bir değer biçtiler ve beni anladıklarını bir biçimde gösterdiler.
Bu yazı da dobra dobra ve doğrudan kendimi anlatmak için yazıldı. Benimle ilgili -şayet varsa- önyargıları yıkmak, neysem onu okuyucuya anlatmak isteğinin yazıya dökülmüş hali budur. Bu köşenin okuyucuları bunu bir tür dertleşme kabul etsinler lütfen.
Üniversitede talebe olduğum gençlik çağlarımdan beri şu an içinde bulunduğum siyasi harekete bir tür aşkla kendimi bağlı hissettim ve bugün yapmaya çalıştığım bu işle ilgili kendimce planlar yapıp hayaller kurdum. 2011 yılındaki genel seçimlerde de aday adayı olmayı istedim. Bu yönde adımlar attım ancak ısrarla İran’da görev teklif edilince yurt dışı görevini tercih ettim.
Bu seçim öncesi de konuyu önce kendi içimde sonra aile efradımla müzakere ettik. Önce eşimin sonra annemin ve babamın düşüncelerini sordum, rızalarını aldım. Bir aday adayı olarak ortaya çıkmak uzun istihareleri, istişareleri, sıkıntılı bir süreci gerektiriyor. Hangi siyasi partiden olursa olsun aday adayı olan arkadaşlarım beni daha iyi anlayacaktır.
Kendimi Nevşehir kamuoyuna tanıtırken “Ben de işte bu fikirlerimle, bu birikimimle buradayım.” derken; sadece geçmişimden, kendi hayat felsefemden kuvvet aldım. Fakat anamın babamın rızası, onayı ve vereceği destek de benim için olmazsa olmaz kabilinden ön şartlardan biriydi. Allah utandırmasın diyerek tamamen halis saf bir düşünceyle yola çıktım.
Memleketime, doğduğum şehre, bütün kalbimle inandığım bir davaya hizmet etmek istiyorum. Kendimce artılarım beni bu işe layık kılan vasıflarım olduğuna inanıyorum. Siyaseti okuma biçimime, şehrime ve bu ülkeye duyduğum sevgiye, insanlara siyaset yoluyla hizmet edebilme şevkime güveniyorum.
Yapmayı murat ettiğim bu iş; benim için, bu ülke için hayırlı değilse bunu nasip etmemesini; hayırlı olanı kalbime sevdirmesini Rabbimden samimiyetle istiyorum.
Hiç kimse için olumsuz bir düşüncem yok. Ne diğer siyasi partilerden yola çıkmış arkadaşlarım için ne de aynı siyasi partide adaylık yarışına girdiğim arkadaşlarım için tek kelime olumsuz söz etmedim, haklarında kötü düşünmedim.
Ailemle ilgili ve benimle ilgili yorum yapan arkadaşlarımızın da bu hassasiyeti göz önünde bulundurarak beni eleştirmelerini rica ederim.
Sevenlerimden dua istiyorum. Doğru adam olmadığımı düşünenler varsa; onlardan da biraz saygı…
Hepimiz için hayırlısı neyse o olsun… Selam ve dua ile….