|
Hayırcılar diktatörlüğe Evet diyor

Şimdi kimileri referanduma sunulacak olan yeni Anayasayı eleştirme sadedinde diyor ki: “Yeni uygulamada Cumhurbaşkanı Devletin başı, hükümetin başı, ordunun başı, bütün hukuk sistemlerinin başı, ekonominin başı, yani her şeyin başı olacak. Böyle bir şey olabilir mi?”



Soru bu. Cumhurbaşkanının her şeyi başı olmasını istemediği için yeni Anayasaya hayır denmesi gerektiğini düşünüyor bu kafa...



Oysa yeni Anayasa tam da bu her şeyin başı olma halini sürdüren durumu ortadan kaldırmak istiyor. Ama referandumda hayır demeyi düşünenler aslında ne halen yürürlükte olan Anayasanın hükümlerini, ne de referanduma sunulan anayasanın ne getireceğini bilmediğinden, tipik CHP refleksiyle yekten “hayır!” diyerek olaya yaklaşıyor. Bu kafa, ne getirip götüreceğini bilmeden mücerret Abdülhamit düşmanlığı ile ona hayır demişti. Mücerret Menderes düşmanlığı ile ona hayır demişti. Mücerret Özal düşmanlığı ile ona, mücerret Erbakan düşmanlığı ile ona ve şimdi mücerret Erdoğan düşmanlığı ile Anayasa bahanesi ile ona hayır demek istiyor.



Durum şudur. Anlamak için yürürlükteki 1982 vesayet Anayasasının Cumhurbaşkanına verdiği yetkileri hatırlamak gerekiyor. Hatırlayalım:



MADDE 104 - Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. (...)



a) Yasama ile ilgili olarak

: *Türkiye Büyük Millet Meclisini gerektiğinde toplantıya çağırmak,*Kanunları yayımlamak,*Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri göndermek, *Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak, *Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün, tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak, *Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek,



b) Yürütme alanına ilişkin olarak:


*Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek,*Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek,*Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak, (...) *Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek, *Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek, *Genelkurmay Başkanını atamak, *Millî Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırmak, *Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek, *Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek, *Genelkurmay Başkanını atamak, *Millî Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırmak,



c) Yargı ile ilgili olarak:


Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askerî Yargıtay üyelerini, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek...



Hâlihazırdaki Cumhurbaşkanı tüm bu yetkilerle donatılmıştır.



Bunca yetkiyle veya görevle donatılmış olan bir merciin aynı zamanda icraatından dolayı sorumlu da tutulması gerekir. Her yetkinin, karşılığında bir sorumluluk gerektirmesi hukukun temel ilkeleri arasındadır. Oysa gerçek durum, yani hâlihazırdaki uygulamadaki durum bunun tem tersi. Yürürlükteki Anayasa Cumhurbaşkanının sorumluluğu hakkında şu hükmü öngörüyor:



Sorumluluk ve sorumsuzluk hali


MADDE 105- *Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur. *Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dâhil, yargı mercilerine başvurulamaz. *Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır.



Yani Cumhurbaşkanı halen vatana ihanet dışında hiçbir icraatından sorumlu tutulmuyor. Vatana ihanetten dolayı suçlanması için de yerine getirilmesi fevkalade zor şartlar öngörülüyor.



Yürürlükteki Anayasa Cumhurbaşkanını sorumlu tutmuyor. Çünkü o, darbeci Kenan Evren'in şahsında Cumhurbaşkanı adı altında bir diktatör oluşturmak istiyordu.



Referanduma sunulan yeni Anayasa ise güçler ayrılığını dengeleyip Cumhurbaşkanını yetkileri karşısında sorumluluğa tabi tutmak isterken, kendilerine hayırcı diyenler

istemüzük

diye itiraz ediyor. Güler misin ağlar mısın?


#Cumhurbaşkanı
#Recep Tayyip Erdoğan
#Anayasa referandumu
#Yargıtay
7 yıl önce
Hayırcılar diktatörlüğe Evet diyor
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle