26 Nisan 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hayır afişindeki kız çocuğu

Atilla Özalp

Atilla Özalp

Gazete Yazarı

A+ A-

YSK’ nun referandumda oyların sayımı sırasında kanunu değiştirerek almış olduğu karar birçok kişi tarafından maç oynanırken kural değiştirilemez diye ifade edildi. Öyle ya, bir tarafta maç oynanırken kuralın değişmesiyle elde edildiği düşünülen yüzde 51’lik oy, diğer tarafta ise, seçim öncesi eşit olmayan kampanya koşullarına rağmen alınan yüzde 49’ luk oy...

YSK’ nın maç oynanırken kanuna müdahale ile yaptığı mühürsüz zarfların kabulüyle ilgili açıklaması ise; “halkın kullandığı oylar sandık kurulunun yapmış olduğu bir hata yüzünden geçersiz sayılamaz. Oy kullananların ne kabahati var? “ şeklindeydi. Oysa geçmişte aynı usülsüzlük yüzünden “mühürsüz zarfları verdilerse bizim ne günahımız var?” diyenleri dinlemeyip seçimleri tekrarlamışken, bu kez referandumda oy sayımı sürerken kanunu değiştirmesi kabul edilebilir bir durum değildi...

Cumhurbaşkanı önce Camialtı, daha sonra da İETT takımında 34 yaşına kadar amatör liglerde futbol oynadığından çok iyi bilir... Futbolda oyun kuralları vardır. Örneğin; kırmızı kart gören oyuncu cezası bitene kadar oynayamaz. Eğer hocanın hatasıyla cezası bitmeden bir müsabakada oynarsa takımı hükmen mağlup sayılır... TFF; “yahu ne yapalım kardeşim, kulübün ve sahada mücadele eden takım arkadaşlarının ne günahı var, zaten cezalı olan oyuncu sakatlanarak oyundan da çıktı. Oyuna hiçbir etkisi olmadı. Hocanın yaptığı hatadan dolayı kulübü cezalandırmak olmaz” diyerek üç puanı vermez. Kural kesindir. Değişmez; cezalı oyuncu oynatan kulüp hükmen mağlup olur... Bir de tekrarlanan maçlar vardır; sahaya seyircinin inmesiyle hakem doğruca soyunma odasınına gider ve TFF’ nin açıklayacağı ileri bir tarihte maç kaldığı yerden oynanmaya devam eder. Yani bunu seçimle özdeşleştirerek olursak; sandıkları basan, güç gösterisi yapan korku içinde oylarını baskı altında kullananların olduğu sandıklarda da seçim yinelenmelidir...

Referandum öncesi Haliç Kongre merkezinde düzenlenen Futbol Zirvesi’nde, futbol bahanesiyle toplanıp, istikrar için “evet” isteyen futbol adamlarına, TFF Başkan’ına, Spor Bakanı’na maç oynanırken kurallar değişir mi? diye, gidin sorun... Biraz şaşkın olup zorlanacaklar ama değişmez diyecekleri de kesin. Eee o zaman Anayasa mahkemesinin kanunu olan bir madde seçim anında neden değişsin?..

Sıkıntılı olarak uyuduğum zamanlar bilinçaltım beni rahatlatmak için sabaha kadar rüyamda şarkılar söyletir. Yine böyle oldu ve Aşık Mahzuni’ nin yazıp Selda Bağcan’ın seslendirdiği yuh yuhh adlı türküyü sabaha kadar söyleyerek uyandım. Ortada fol yok yumurta yok nerden bu türkü dilime dolandı bilmem ama belli ki bilinçaltım beni rahatlatmak istiyordu... İçimi bir huzur kapladı ve türkü dilimde pelesenk olmuş vaziyette yataktan kalktım ve kendime geldim... Yuh yuhh soyanlara, soyupta kaçanlara, insana kıyanlara, yuh nefsine uyanlaraa yuhh...

Öyle ya ben referandumu bölünme olarak değerlendirirken oysa oluşan büyük bir birleşmeyi değerlendirememiştim... Referandum öncesi sergilenen adaletsizlikler ve birçok yörede yaşanan oy skandallarıyla beraber, kanunun değiştirilmesiyle elde edilen yüzde 51’lik evet oyları bile şüpheliyken, Gezi Parkı’nda bir ağaç meselesinden doğan farklı renklerin görüşlerini taşıyan o güzelim insanlar, referandumda yüzde 49’luk birliktelikle geleceğe bir kez daha göz kırptılar... Ve bu başarıda cumhurbaşkanına da teşekkür etmemiz gerekir. Sonuçta bütün partilerin gireceği bir seçimde AKP’ nin yüzde 35-40 arası oyla hükümet olması kesinken ülkenin ikiye bölünmesiyle 15 yıllık iktidarlarının bitme olasılığı doğdu... Seçim öncesi Bostancı‘dan Bakırköy’e giderken yol kenarlarındaki onlarca panoda “istikrar için evet” isteyen afişler tarafsızlık yemini eden cumhurbaşkanının resmiyle doluydu. Bir tane, hadi abartayım, ikincisini gördüğümüz diğer afişte ise, saçları iki yandan örgülü bir kız çocuğu, “geleceğimiz için “hayır” diyordu... Hayır broşürü dağıtanların dövüldüğü, sindirildiği bir refarandumda bütün her tarafta cumhurbaşkanının resmi varken, diğer yanda saçları örgülü aydınlık gülüşlü bir kız çocuğu yüzde 49’ la bizi birleştirip geleceğe umutla bakmamızı sağladı...