Bir Garip Derviş

Tercihini Askeri okula gidip vatanına milletine hayırlı bir subay olarak görev yapmak için kullanmış.

Çalışmış, didinmiş, istediği olmuş askeri okula girip askeri doktor olarak göreve başlamış. Anestezi uzmanı olarak çeşitli operasyonlara katılmış başarılı çalışmaları çeşitli ödüller almasına vesile olmuş. Bir sohbetimizde denizde ayağı kopan bir askerin kopan ayağını sudan çıkarıp başarılı bir operasyonla yerine dikilmesini o ameliyatta anestezi doktoru olarak görev yaptığını, operasyonun başarılı geçmesinden dolayı da Genelkurmay’dan takdir aldıklarını sıradan bir olaymış gibi anlatıyordu.

Bu tür sayısız başarılarda hizmet etmiş bir asker. Gün gelmiş Yüzbaşı iken görevden atılmış. Nedeni ise maalesef peygamber ocağında namaz kılmak olmuş. Ben bu sözü Askeri kötülemek için tekrarlamıyorum hatta bu sözü yazacak son kişiyim. Ama doğruya doğru yapılan yanlışı kim yaparsa yapsın karşı durmamız lazım çünkü haksızlığın karşısında susan dilsiz şeytandır.
Neyse doktorumuz görevden atılıyor.

Çok şükür askeri doktor olduğu için doktorluğa devam ediyor. Hayatını asker olarak planladığı için sivil hayatta bocalıyor ama yine de hayata tutunuyor. Sonra çıkan yasayla belediyelerde çalışma hakları veriliyor.

Bizimde tanışmamıza Suriyeliler vesile oluyor. Suriyelilere şer olan muhacirlik bize hayır oluyor. Suriyeliler de imtihan ediliyor bizlerle. İşte bu hayırların başında muhacire Ensar olmaya çalışmak var. İkinci hayırlısı ise yakarıda anlattığım komutan gibi yüzlerce Allah dostuyla tanışma fırsatımızın olmasıdır.

Bu doktorla yollarımız Tuzla Belediyesinin HAYAD derneğine yardım çalışmalarında çakıştı.
Çakışma o çakışma, normalde biz onu yatırmamamız gerekirken o bizi yatırmadı, iki yıldır her saniyesi Hayad la geçti, her seferinde Kırıkhan’a geldiğine çok değerli insanları buraya getirdi. Bu işi dert edinen insanları bulup bizimle buluşturdu.

Tanıdıkça gözümde büyüdü yalnız fark ettik ki bizim petrolün oraya dökülen bir kamyon altının çoğu gün geçtikçe azalıyor, takip ettik altınların çoğunun bu kardeşimiz alıp götürüyor. Mutlu olduk Allah’a hamd ettik şükür böyle böyle insanlarda varmış derdimize derman olmak için gece gündüz çabalıyor.

Çok seçkin insanları getirdi, hepsi de yiğit insanlardı. Çünkü hepsi infak ediyordu yiğit diyoruz çünkü infak her adamın işi değildir.
Er adamın işidir, çünkü infak imkan işi değil iman işidir. Kışın soğuktan donmasınlar diye bir gecede 40-50 Bin liralık battaniye, yatak alan Serdar Ergen ve ailesi, kavurmacı ailesi, Sevda Noyan ablalar, YUYAD’lar, İnsader’ler ve daha ismini sayamayacağım nice nasipli yiğit insanları buralara getirdi.

Geldiğimiz noktada bu kardeşimizi anlatmaya çalışırken bende uyandırdığı intiba ne bir komutan ( Bu arada kendisi şu an Albaylıktan emekli) ne bir doktor, ne bir başkan danışmanı, kendisi iyiliğe adanmış insanların problemlerini sırtlayan, dertlerini dert edinen BİR GARİP DERVİŞ onun için içimden geçerek bu ismi koydum köşe yazımın başına.

Bir Garip Derviş dünyayla irtibatı yok bir hedefi var, yolda kalmışı kollamak, çaresize çare olmak Allah’ında tam istediği namazın gerçek manası olan hayır ve hasenatlarla uğraşmak. Derviş derviş ama çokta masraflı bir tır karşılığı iki tane kırmızı pişmiş biber (Hoş onu da bir türlü başarıp ta yediremedik) İki adet yerli domates hepsi bu, çok masraflı değil mi. Son olarak bu Ramazandan iki ay önce kendisiyle yaşadığımız diyaloğu paylaşıp bitireyim.

Geçen Ramazan Allah razı olsun günde Bin kişilik iftar yemeğini Almanya Milli Görüş Derneği HASENE vermişti. Bu yıl Urfada verme kararı aldılar. Allah büyük dedik gece 12 ye üç var. Bu dervişi aradım durumu izah ettim. Dedi ki Rahmi abi bir günlük kaç lira ben dedim ki 3 Bin lira cevap verdi, yani 90 Bin TL tutuyor. Bir aylık evt dedim. Dedi ki benim arabam 40- 50 Bin TL para bulamazsak üstünü sen koyabilirmisin, bende koyarım dedim, tamam dedi.

Saat 12 yi Beş geçiyordu dostlarına attığı mesaj banada geldi. Saat 12 yi 15 geçe aradı abi 10 günü doldurduk. O gece mutlu yattım, üç gün içinde 30 gün bitmişti.

İşte bu derviş böyle çalışıyordu, bize araç alırken de Acil ihtiyaç olunca her zaman böyle çalıştık. 30 gün Ramazan iftarını veren hayır severlerin de listesini buradan açıklayıp Allah onlardan da razı olsun diyeceğim.

İftar yemeğini ilaveten 1 gün Kırıkhan kaymakamlığı, 10 gün için Beyaz Eller diye yabancı bir dernek destek oldu.
Onları da mahallelere ilave yemek dağıtarak iftarı bitirmiş olduk.

Lafı fazla uzattım bu bir garip derviş Allah adamı Dr. Mehmet Metin’dir. Böyle bir dost kazandırdığı için önce Allah’a sonra eski Maltepe Kaymakamı Ahmet Okur’a daha sonra da bu hikayelerin oluşmasına istemeyerek te olsa vesile olan Suriyeli muhacir kardeşlerime teşekkür ederim.

Kalıcı dostluklar zor zamanlarda ortaya çıkar. Zor günler dostları da beraberinde getirir. Allah eksikliklerini vermesin.
Kalın Sağlıcakla.

Hayad Derneğine Ramazan’da iftar yemeği için katkı verenler;