featured

Bu Eğitime “ Kırma eğitim “ denir

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kırma eğitim: Eğitimin insanlara kazandırdığı, doğumundan ölümüne kadar olan süreç içinde ne kadar olumlu davranışlar var ise hepsini içine alan çalışmaların “kötüye kullanılması” demektir. Böyle eğitimler, eskiden müstemleke devletlerinde uygulanırdı. Bu devletlerde yetişen gençler bir şey öğrenmesin de, daima kendi menfaatlerine çalışan köleler halinde kalsınlar istenirdi.

Son zamanlarda uygulanan, sınava dayalı alınan puanlara göre “e – okul” programına göre çocukların okullara kayıtlarının yapılmasına zorlanması doğrusu aklıma, eski sömürge ülkelerini ve eğitimdeki uygulamalarını getirdi.
Bu uygulama, alanda yani “ Resmi okullarımızda” 4+4+4 sisteminin özünün anlaşılmamasından, belki de eğitime bakışı, art niyetle bu hale getirip böyle bir çözüm geliştirilmesinden kaynaklanmaktadır.

Oysaki; Bu müfredat programı yönlendirmeye dayalı bir programdır. Yani her öğrenci okuduğu okulda, ilgi ve kabiliyetini, bilgi ve becerisini ortaya çıkararak gelecekte ne olacağının belirlenmesi şeklinde yapılarak sonuç alınması gerekmektedir. Yani: Çocuğun başarısına, ilgisine kabiliyetine göre okullara yönlendirilip kayıt olacak şekilde eğitim verilmesidir.

Bu şekilde çocukların okullarımızda yönlendirilmesi mümkün mü? Bana göre hayır. Mümkün değil. Çünkü alt yapı hazır değil. Eleman yok. Bu konuda bakanlığın yetiştirdiği elemanlar şu anda başka yerlerde. Sonucunda da öğrencinin velisini okul çağırdığında örneğinÇocuğun velisine “ senin çocuğun ancak berber olabilir” dense nasıl ki her veli, bu yönlendirmeye karşı çıkacağını, kabullenmeyeceği bilindiği için, veliye okul idaresi çocuğun gidebileceği okulu diyemiyor. M.E.Bakanlığı TEOK gibi bir uygulama sonucunu yıl içinde yaptığı sınav sonucuna göre söyleyerek, çocuğun gerçek okuyabileceği okula gitmesi engelleniyor. Özet olarak. Yönlendirme okulda yapılmalı, usulüne uygun yapılmalı.( İleride nasıl yapılacağını, herkesin bildiği halde uygulamadığını bir yazımda izah etmeye çalışırım inşallah.)

Bu uygulama esastan bozuk. Gerekçesi belli. Müfredat programlarında verilmesi gerekli bilgileri, programların içinden çekerek sözüm ona “ seçmeli ders adı “ altında 17 ye varan ders icat edildi. Bu konuları yani seçmeli derslerin okullarda okutulması %90’ı mümkün değil, ya eleman yok ( Seçmeli dersi okutacak öğretmen). Ya zaman yok( Her öğrenci haftalık 30 saat üzerinden en az15-16 ders görüyor), Okullarımızda yeterli dersliğin olmaması ve bunun gibi bir çok konular bakımından.

Bu dersleri bu çocuklar görmeden sınıf geçiyorlar. Bakanlık yaptığı sınavlarda bu görmediği seçmeli derslerden sorular sorduğu için, çocukların almış oldukları puanlar doğrusu yapılan sıralamalar adaletli olmuyor. Adaletli olmadığı için de yapılan sıralamaların sonucunda da gideceği okul, çocuğun kabiliyetine, isteğine göre bir okul olmadığı için halk arasında çocuğun geleceği için endişe başlıyor. Haklı olarak ta sıkıntı oluyor. Yani eğitimin esas görevi yerine getirilmiyor. Eğitimin görevi kötüye kullanılıyor. Görev kötüye kullanılmasının adı: KIRMA EĞİTİMDİR. Burada Bakanlığın yaptığı bilerek veya bilmeyerek bir uygulama yapılmış olabilir. Ama gerçek şu ki çocuklarımıza yazık oluyor. Dolayısı ile yarınlarımıza yazık oluyor.

Bu programla, bu kadar masrafla, bu kadar yetişen genç öğretmen kardeşlerimle çok daha güzel gelecekler, çok daha geleceğin dünyayı yönetecek elemanlarının yetişmesi mümkün iken böyle bir uygulamaya reva görüldüğü için insanın aklına bir çok şey geliyor. Niçin gelsin. Daha güzel şekilde çocuklarımızın yetişmeleri varken.

Bir insan 6 yaşında okula gidiyor. 12 yıl mecburi öğretim. 4-5 yıl Üniversite. Askerlik derken 24-25 yaşına kadar ekmeğini çıkaramıyor. Hep hazır yiyor. 25 yaşından sonra bitirdiği okullar ekmek olup ağzına girmiyor ki, gez bir yere gireceğim diye. Devlet kapısı zordur. Hatta imkansız gibi bir şey. Özel iş kurmak veya bir yerde çalışmak daha zordur. Çünkü kitaptaki gibi değil iş hayatı. Onun için tesadüfi yetişen bu gençlik Kırma Eğitime tutulmuyor da ne oluyor. Allah aşkına. Biri bana söylesin.

Misal olarak bir teklif yapalım belki yöneticilerimiz lütufta bulunurlarda dikkatlerini çekerde bu meseleye, bu gözle bakarlar. Bana göre: Türkiye’de eğitim ilk olarak öğrenci merkezli bir sisteme dönüştürülmelidir. Yani program İlk 4-5. Sınıfların ortak derslerinden sonra, öğrenci kabiliyetine ve ilgi alanına göre her öğrenciye ayrı ayrı olarak düzenlenmelidir. Öğrencilere kişilikleri, yetenekleri ve istekleri göz önünde bulundurularak, şahsa özel bir eğitim programı hazırlanmalı ve izlenmelidir. Bu sayede günümüz öğrencisinin okula olan ilgisizliği azalmış olacak ve her öğrenci ilgili olduğu alanlardaki dersleri aldığı için daha başarılı olacaktır.

Hoşça kalın.

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Bu Eğitime “ Kırma eğitim “ denir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. Sayın Hocam Yüreğine eline Sağlık kalemine kuvvet umut ederim ki bu yazıyı tüm siyasiler ve milli eğitim camiası okurda bir ders çıkarırlar.

    Cevapla
  2. 1 Eylül 2014, 23:58

    ümit ederim bizleri idare edenler,doğruya doğru deme erdemliğini gösterirler.

    Cevapla