featured

Alevilerle Bir arada Yaşamak

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hayatımın hiçbir döneminde “mezhep”çilik yapmadım. Yüzlerce Alevi öğrencim oldu ve mezhep ayrılığı nedeniyle hiç sorun yaşamadım. Ben onları sevdim onlar da beni. Arayan, selam gönderen veya bizzat ziyaretime gelen çok sayıda Alevi öğrencim var.

Suriye olaylarına kadar beni tanıyan bütün Alevilerin takdir ettikleri ve güvendikleri bir kişiydim. Çünkü onların haklarını savunuyordum. Gadir Hum Bayramının tanınması için ilk sokak eylemin tertipleyen, Alevilere hakaret içeren bir kitabın toplatılmasını sağlayan kişi de bendim.

Alevi toplumu beni tanıdıkça seviyordu.

Suriye olayları başlayıncaya kadar sevgimiz karşılıklı idi.

Esad’a diktatör demem bütün yaptıklarımı unutturdu. Artık Alevilerin hoşlanmadıkları biriydim…

Bu arada ilginç bir çelişkiyi de paylaşmam lazım: Üniversitede okuyan bir yeğenim, Alevi öğrencilerimin bana çok büyük saygı duyduklarını, Alevi çocuklarla beraber okuyan diğer yeğenim ise, Alevi öğrencilerin sabah – akşam bana küfrettiklerini söylediler.

Basından takip edenler küfür ederken, beni tanıyan öğrencilerim saygı duyuyorlar.

Tanımak düşmanlığa engel.

Bu yazdıklarım kısa bir özet. Yani giriş bölümü.

Şimdi esas meseleyi ortaya koyalım.

Alevi öğrencilerin çoğunlukta olduğu bir dershaneye devam eden kızım birgün “baba bugün dershanede bir olay oldu. Koridorda yürüyorduk, arkadaşım birden bir erkek öğrenciye saldırdı. Erkek öğrenciyi arkadaşımın elinden zor aldılar.” Dedi.

Şaşırdığımı gören kızım yaşananları anlattı.

Olay şöyle gelişmiş: Kızım dershaneye devam eden çok az sayıda başörtülü öğrenciden biriydi. Arkadaşı Alevi. Koridorda yürürlerken bir erkek çocuk kızıma küfür etmiş. Kızım Arapça bilmediği için anlamamış. Arkadaşı müdahale etmese bu olay hiç bilinmeyecekti.

Küfür eden Alevi, kızıma sahip çıkan kız da Alevi. Olay büyümedi.

Kızım, ne düşündüğümü ve ne yapacağımı sordu.

Normalde benim o mekanı basıp “o” kişiye haddini bildirmem beklenirdi. Kızım da öyle düşünmüş ve tedigin olmuştu.

Sünni bir mahallede başörtülü bir kıza küfür edilecek ve hesap sorulmayacak.

Olacak şey mi?

Durumu polise bildirmek, basın toplantıları ve protesto gösterileri yapmak bir baba ve insan hakları savunucusu için işten bile değildi.

Böyle bir olayın duyulması Antakya’da nelere sebep olurdu? Olayın ülke genelinde yankı bulma ihtimali de yüksekti.

Kızıma bu olayın üzerinin örtülmesinin daha hayırlı olacağını söyledim.

Rahatladı.

Küfür eden kişi hasta bir Alevi…

Kızıma sahip çıkan kız da Alevi.

O kız artık benim de kızım.

Öyle de oldu. O Alevi kızla benim kızım gerçekten kardeş oldular.

Hikaye burda bitmedi.

Yeni başlıyor,

Kızım bir gün Armutlu’da oturan arkadaşının kendisini evlerine davet ettiğini söyledi.

Götürdüm.

İyi karşılanmış kızım.

Kızım arkadaşını evimize davet etmiş lakin aile izin vermemiş.

Bu duruma üzülen kızımı teselli ettim. “Yavrum, biz az çok tanınan bir aileyiz. Alevi bir aile kızını bizim evimize göndermiyorsa sorun onlarda değil bizde. Demek bizden korkuyorlar. Bizim kendimizi tanıtmamız lazım. Arkadaşın seni ne zaman davet ederse git.”

Kızım da öyle yaptı. Dört sefer kızımı bizzatArmutlu’ya götürdüm.

Kızımın dört ziyareti ailenin korkularını dağıtmış olmalı ki kızlarına kısa bir ziyaret için izin vermişler.

Ailece sevindik!

Bundan sonra sıraya falan bakılmadı. Kimin evinde güzel yemek var, ekip orada…

Kızımın türbanlı oluşu arkadaşının annesini üzermiş. Her sefer türbanın bir genç kız için gereksizliğinden bahsedermiş. Kızım da kibarlığı elden bırakmadan konuyu değiştirirmiş.

Kızımın arkadaşı, civar illerden birinde üniversite okumaya başlar. Bir gün kızımız Alevi olduğunu söylemiş ve kıyamet kopmuş…

Sınıfta dört türbanlı, 20 -30 kadar da tesettürsüz kız varmış.

Tesettürsüz kızlar selamı sabahı kesmişler.

Kızımızla bir daha konuşmamışlar.

Onunla konuşan sadece dört türbanlı kız…

Bu olaydan sonra, kızım arkadaşının evine ziyarete gidince kızımın türbanını çıkarmasını isteyen kadın şöyle demiş: KIZIM SAKIN TÜRBANINI ÇIKARMA, SANA ÇOK YAKIŞIYOR.

O Alevi anne, kızımı kızı gibi seviyor. Sevgisini bazan abartıyormuş. Eliyle kızıma tatlı yedirmek gibi.

Sevgi nelere kadir…

Alevi – Sünni kardeşliği için ne yapılması gerektiği çok açık değil mi?

Ahmet Hamdi Ayan

NOT: O günlerde bahsi geçen aile bir düğün merasimi yapmış baş konuk KIZIM…

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Alevilerle Bir arada Yaşamak

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

0 Yorum

  1. 10 Nisan 2014, 14:52

    Çok yalın, anlaşılır ibretlik bir yazı olmuş. Kısaca bulutları dağıtmak gerekiyor. Çünkü bir aile değil binlerce aile var. Dilerim bir gün bu ayrım biter. Hoş geldin sevgili kardeşim. Güçlü kaleminle renkli yazılarınla faydalı olacağına inanıyorum. Başarılar dilerim.

    Cevapla