Hanımların dikkatine! şeriat makinesi ayağınıza geldi...

Hanımların dikkatine! şeriat makinesi ayağınıza geldi...

Hanımların dikkatine! şeriat makinesi ayağın... Yasemin VarlıkAKP rejimi sokaklardan, havuz medyasından, kürsülerden kulaklarımızı patlatırcasına anons yapıyor; ''Hanımların dikkatine! Şeriat makinesi ayağınıza geldi. Bacaklarınız tekmelenir, çeneniz dağıtılır, boynunuz...

Yasemin Varlık

AKP rejimi sokaklardan, havuz medyasından, kürsülerden kulaklarımızı patlatırcasına anons yapıyor; ''Hanımların dikkatine! Şeriat makinesi ayağınıza geldi. Bacaklarınız tekmelenir, çeneniz dağıtılır, boynunuz morartılır, dişiniz kırılır. Beş dakkada yapılır. Hemen serbest bırakılır.

Yekten söyleyelim; bu anonslar cumhuriyetle kurulan cinsiyet ve cinsellik normlarının yıkıldığını, yerine neoliberal İslamcılığın suretine uygun normların yerleştirildiğini bildiriyor. Kadınlara ''bakın şeriat ayağınıza geldi, ayağınızı denk alın’ deniyor. Gerçekten de şeriat makinesi sokaklarda dolaşıyor ve aynı anda bir kaç iş yapıyor. Bir yandan cumhuriyetle kurulmuş kadınlık/erkeklik modellerinden kadın ve çocuk bedenine ilişkin kavrayışımıza kadar herşeyi yerle bir ediyor. Bir yandan bunların yerine, yeni rejimi sürdürebilir kılacak, rejimin kendi doğasına uygun algılar, davranış kodları, duygulanımlar üretiyor. Ve aynı zamanda toplumu bunlar üzerinden oluşturulan normların henüz yazılı olmayan kanunlarına uymaya zorluyor. Her gün karşılaştığımız, kadınların ve çocukların mağdur olduğu saldırılardan tvlerde dolaşıma sokulan dinci söylemlere kadar hepsini bu toplumsal mühendislik makinesinin dişlileri olarak görmeliyiz. Başka bir deyişle barbarların şeriat ilan etmesini beklemekten vazgeçip barbarlığın hücrelerimizde üretilmesini sağlayan stratejilere odaklanmalıyız. Makinenin nasıl çalıştığını ancak böyle bir okuyamayla anlayabiliriz.

Şeriat makinesinin öncelikle kadınların kamusal alandaki varlığını kendine sorun ettiğini, hal ve hareketlerimizi İslami normlara göre tanzim etmeyi amaçladığını söyleyebiliriz. Devletin tepesindekilerin ''skandal’ açıklamalarından en son Pendik’te olduğu gibi toplu taşıma araçlarında gerçekleşen saldırı ''vaka’larına bir dizi stratejiyle sokaktaki davranışımız disipline sokuluyor. Bu stratejinin temelinde elbette kadın bedeninin cinselleştirilmesi yatıyor. AKP rejimi, cumhuriyetin kamu alanında akil insan ve vatandaş konumuna yerleştirdiği kadını bedene geriletmeye ve oraya hapsetmeye çalışıyor. ''Kadın ulu orta gülmez’ söyleminden pembe otobüs uygulamasına kadar atılan her adım, kolu bacağı göründüğünde tahrik eden, nefsi zorlayan, oruç bozan, fıtratı icabı arzu nesnesi kadın algısını inşa etmeye yarıyor. Bu algıya göre sokağa şortla çıkan kadın ''zaten olduğu şey’i örtmeye gerek duymamış, bu durumda aranmış, başına gelecekleri hak etmiş oluyor.

Başka bir stratejiyse cinselleştirilen kadının vatandaşlık statüsünden çıkarılıp haklarının askıya alınması. Hatırlayalım, Erdoğan bir süre önce ''kıyafetten kültürü çıkaramıyorsak kültürel kuraklığın pençesindeyiz’ demişti. Kimin yerli ve milletten sayılıp kimin sayılmayacağının kıyafetten çıkarılabileceğini böylece öğrendik. Geçen gün de tv sekizde profesör diye konuşturulan bir meczup ''regli bahanesiyle sokakta yemek yiyen kadınlar dayak yer’ buyurdu. Tabiri caizse devletin tepesinden gelen pasın gelişine vurmuş oldu. Bu vuruş elbette hayatımıza dair pek çok şeyin değişmekte olduğunun işareti; sokakta giydiğimiz kıyafetten davranışlarımıza kadar İslamcı göz tarafından izlendiğimizi, incelendiğimizi, değerlendirmeye tabi tutulduğumuzu anlatıyor. Bir tür panoptikon olarak her an çileden çıkabilecek İslamcı göz, bizi her yerde izliyor ve öz kontrole zorluyor. Dahası davranışlarımızı bu göze göre düzenlemediğimiz anda millet kategorisinin dışına çıkacağımızı, çıkar çıkmaz da hakları olan vatandaş statüsünü kaybedip başına her an her şey gelebilecek av konumuna düşeceğimizi anlatıyor. En önemlisi de şunu söylüyor: laiklik ilkesi gereği güvence altında sandığımız haklar fiilen askıya alınmış durumda. Yazılı değil fiili yasalara tabiyiz ve yasaya uymadığımız anda cezamız mahkemelerde değil sokakta, AKP’nin milleti tarafından oracıkta kesilecek.

Bir başka strateji ise İslamcılığın hem kendi tarihsel kodlarının hem de şimdiki neoliberal doğasının kesiştiği mülksüzleştirme ve el koyma siyaseti. Burada bedenimizin bizden alınmasına ilişkin soyut bir mülksüzleştirme siyasetinden bahsediyor olsak da sonuçlarının gayet somut olduğunu görüyoruz. Ne diyordu yeni rejimin model kadını Cemile Bayraktar geçenlerde attığı bir twitte; ''Evde erkek var havası oluşsun diye tedbiren kapıya erkek ayakkabısı koyuyorsun, adam gelip kapıdan ayakkabıyı çalıyor’. Bu ifade de yeni rejimin cinsiyet düzenine dair çok şey anlatıyor; ''sahip’sizsek sadece sokakta değil evlerimizde de her an sınır ihlaline uğrayabiliriz, bu yüzden sahibimiz olmalı, çünkü güvenliğimizden devlet değil sahibimiz sorumlu. İçinde erkek olmayan ev perdesiz eve benziyor ve perdesiz evlere izinsiz girilebiliyor. Devlet tarafından korunması gereken vatandaş olmaktan çıkıp ait olduğumuz erkekler tarafından korunması gereken bedenler olduğumuzu böylece anlıyoruz. Fakat bununla da bitmiyor, bir Aktrolün ''bizim bekar kızlarımız neden Katar’a gelin gitmeyi düşünmüyor acaba’ sorusuyla karşılaşmamızla hayatlarımızın değişim değerinden de haberdar ediliyoruz. Bu noktadan sonra ''nasıl giyineceğimizi ve davranacağımızı iktidara sormayacağız’ mottomuzun pek bir anlamı kalmıyor, çünkü iktidar bedenlerimizi kendi mülkü olarak görüyor ve istediği an el atma hakkını normalleştirmek üzere toplu taşıma araçlarında prova yapıyor. Elbette bu prova sırasında rejimin model erkekliği de kuruluyor. Ayın sonunu getiremiyen, Bayraktar’ın çalınan ayakkabısının olası müsebbibi milyonlarca erkeğe bir iktidar alanı olarak kadın bedeni, yeni rejimin cezalandıran eli kolu olmaları karşılığına sunuluyor.

Makinenin önce fiili durumlar yaratıp daha sonra bunları normalleştirerek çalıştığını da görüyoruz. Yeni rejim sadece baskı, tehdit, ceza aracılığla değil fiili durumlarla İslami hayatlar üreterek varoluyor. Mesela iktidar önce resmi nikah mecburiyetini sulandırıp, evlendirme yetkisini imamların kullanmasına göz yumup, yüzlerce kız çocuğunun reşit olmadan evlenmesine yol açtıktan sonra aileyi koruma amaçlı bir hizmet olarak tecavüzcüleri salıvermeyi teklif ediyor. Burada kaygılandırıcı olan bir zamanlar çocuk gelin olan kadınların şimdi eşlerinin cezaevinden çıkarılmasını talep etmeleri. yuvalarını savunan eşler olarak mağduriyet söylemine kışkırtılmaları. Diyebiliriz ki şeriat makinesi en yoksullardan başlayarak nüfusun içinde kendi taraftarlarını üretiyor. Çocukluk hakkınının sadece iktidar cephesinden değil sıradan insanlar tarafından da sorgulanması, geçersizleştirilmesi sağlanıyor.

Elbette hepsi bu değil ve bu oldukça karmaşık mekanizmalarla çalışan bir makine ama sonuç olarak şunları söyleyebiliriz; bizim skandal ya da hadise olarak gördüklerimiz ilmek ilmek örülen İslami düzenin yapıtaşları ve bu düzen uzunca bir süredir inşa halinde. Laiklik varmış gibi yapmak ve hak taleplerimizi böyle bir varsayımdan türetmek giderek anlamsızlaşıyor. Laiklik için mücadele ihtiyacı, hele de kadınlar açısından, kendisini her geçen gün daha da acilen dayatıyor. 

"Hanımların dikkatine! şeriat makinesi ayağınıza geldi..." haberi, 22 Haziran 2017 tarihinde yazılmıştır. 22 Haziran 2017 tarihinde de güncellenmiştir. ABC Kritik kategorisi altında bulunan Hanımların dikkatine! şeriat makinesi ayağınıza geldi... haberi 2017 yılına aittir. Bu haberin yanı sıra sayfamızda birçok güncel bilgi ve son dakika haberler yer almaktadır. Hanımların dikkatine! şeriat makinesi ayağınıza geldi... 2024 konusundaki bu haber içeriği objektif bakış açısının yansımasıdır. ABC Kritik konusunda 19 Nisan 2024 tarihlidir, bugüne ait güncel gelişmelerden haberdar olmak için bizi Twitter ve Facebook sayfalarımızdan takip edin.

Hubbard Editör

YORUM YAZ

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON HABERLER
  1. 01:12 Yüzyıllık bir geçmişe sahip olan dondurma fabrikası, beklenmedik bir şekilde iflas etti
  2. 01:00 TBMM'nin İliç Komisyonu üyeleri Resmi Gazete'de yayımlandı
  3. 00:53 Elite World Hotels & Resorts, Van Kahvaltısını Türkiye'nin Dört Bir Yanına Taşıyor
  4. 00:51 ABD, Filistin'in BM'ye tam üyelik başvurusunu veto etti
  5. 00:51 Resmi Gazete 19 Nisan 2024 kararları
  6. 00:50 Dubai'yi Vuran Şiddetli Yağış: Okullar Tatil, Havalimanı Sular Altında
  7. 00:47 Dilan ve Engin Polat'a bir suçtan mahkemeden tahliye kararı çıktı
  8. 00:47 Türk Bilim İnsanlarından Şaşırtıcı Keşif: Beyin Hücrelerinde Mikroplastik Tespit Edildi
  9. 00:44 Bugün yüzde 25 zam gelmişti: Kırmızı ete yüzde 50 zam daha açıklanmış bulundu!
  10. 00:43 Sigorta Sektöründe Önemli Gelişmeler: Kefalet Sigortası ve ZAS'ın Hayata Geçmesi Öngörülüyor
  11. 00:41 Prof. Dr. Naci Görür' den Tokat Depremleri İçin Uyarı: "Dikkatli Olunmalı"
  12. 00:35 Tokat'ta Son 24 Saatte 5 Deprem: Vatandaşlar Büyük Korku Yaşıyor
  13. 00:29 Tokat'ın Sulusaray İlçesinde 4.1 Büyüklüğünde Deprem: AFAD Açıkladı
  14. 00:23 Okul Etkinliği Sırasında Tavuk Pilavı Yiyen Öğrenciler Zehirlendi: 48 Öğrenci Hastaneye Kaldırıldı
  15. 00:22 ABD, BM'de Filistin Devleti'nin Tanınmasına "Hayır" Diyor
  16. 00:20 Manisa Selendi'de Okul Servisi ile Kamyonet Çarpıştı: 9 Öğrenci Yaralı
  17. 00:16 UNFPA'nın Raporu: Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Eşitsizlikleri Artıyor
  18. 00:13 1 Mayıs'ın Taksim'de Kutlanması İşçi Sınıfının, Halkın Hakkıdır!
  19. 00:13 İran Cumhurbaşkanı, İsrail ile savaş ortamında sert uyarıda bulundu
  20. 00:10 Bill Gates, ''Milletlerden'' büyülenmiş olduğunu açıkladı
ABC Kritik Haberleri